29 Mayıs 2023'te Başakşehir'de uluslararası bir para transfer bürosundan başlayan basit bir tartışma sonrasında 31 Mayıs'ta 2 arkadaşı ile tutuklanan ve cezaevinde darp edilen Nebil Hasan (20), darp olayından 5 gün sonra vefat etti.

Yaşanan olayın hemen sonrasında ise 6 Haziran tarihinde vefat eden Nebil Hasan ve arkadaşları hakkında apar topar tahliye kararı çıkarıldı.

Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Yavuz'dan eğitim döneminin son periyodu ile ilgili uyarı Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Yavuz'dan eğitim döneminin son periyodu ile ilgili uyarı

Soruşturma dahi açılmayan olayın aydınlatılması, adaletin yerini bulması için aileye avukatlı yapa Hukukçu Gülden Sönmez, İLKHA muhabirine konuşarak yaşanan vahim olayın derhal açıklığa kavuşması gerektiğini ifade etti.

"Basit bir tartışma sonucunda yağma suçundan işlem yapılıp tutuklanıyorlar"

Sönmez, "Müvekkilim 3 Filistinli genç. Aslında hayatın olağan akışında bir döviz bürosuna gittiğinde döviz bürosundaki kişiler ve sivil bir polis ile arasında geçen bir tartışma o kadar farklı noktaya geliyor ki, belki de buna yabancı düşmanlığı geldiği nokta diyebiliriz. En önemlisi de skandallar dizisi şeklinde gerçekleşen memur ihmalleri ve suistimalleri süreci ile gelen bir sonuç ile karşı karşıyayız. Müvekkillerimden Eşref Hasan'ın oğlu Nebil Hasan 20 yaşında bir Filistinli genç. Arkadaşı bir döviz bürosuna para çekmeye giderken polislerin müdahalesi ve olayların büyümesi ile aslında basit bir tartışma maalesef yağma suçuyla suçlanarak polis tarafından savcılığa sevk ediliyorlar. Yağma suçunun aslında hiçbir unsuru yok ama buna rağmen savcı tarafından yağma suçundan dolayı işlem yapılıyor. İlerleyen safhada ise sulh ceza mahkemesine yağma suçundan yapılan işlemden dolayı tutuklama ile karşı karşıya kalıyorlar. 3 Filistinli genç aslında bu karşılıklı tartışmanın içerisinde olan başka hiçbir şahıs ile ilgili hiçbir işlem yapılmadan sadece 3 Filistinli genç Maltepe 3 Nolu Ceza İnfaz Kurumuna gönderiyorlar. Esas vahim olayda burada yaşanıyor zaten." dedi.

"Nasıl olur da bir yargılama dahi yapılamaz"

Nebil Hasan'ın ailesiyle birlikte Türkiye'ye sığınmış Filistinli bir genç olduğunu belirten Sönmez, "Nebil Hasan'ı Maltepe Cezaevinde soyunma odasına aldıklarında infaz koruma memurları tarafından darp edildikleri gerekçesi ile şikâyeti söz konusu. Aslında darp olayından hemen sonra Nebil Hasan'ın şoka girmiş bir vaziyette çıktığı video kameralarda gözüküyor. Aradan geçen 5 günün üzerine de Ceza İnfaz Kurumunda Nebil Hasan hayatını kaybediyor. Otopsi raporları aslında midesinin patladığını ve bu mide patlamasının ancak darp yoluyla gerçekleşebileceğini söylüyor. Video görüntüleri 10 dakika boyunca infaz koruma memurlarıyla bir odada kaldığı ve diğer kişilerin darp seslerini duydukları, kafasının duvarlara vurulduğu şeklinde muameleye maruz kaldığını söylüyorlar. Buna şahit olan arkadaşları da darp diliyor. Darp olayının şahitleri olduğu halde aradan geçen süreçte zorla, ite-kaka yürüttüğümüz ve 'bir an önce artık soruşturma başlasın' diye mücadele ortaya koyduğumuz halde günün sonunda soruşturmaya yer olamadığına dair bir kararla karşı karşıya kaldık. Nebil Hasan'ın babası, annesi isyandalar. Nasıl olur da bir yargılama dahi yapılamaz! Nasıl olurda bu kadar delil var iken bu soruşturma iddianame hazırlanarak yargılamaya dönüşmez ve bu olay detaylı incelenmez! Bir Filistinli genç, basit bir vakanın üzerinden hayata gözlerini yumdu. Diğer 2 arkadaşı çok büyük bir acı içerisindeler. Zira hem kendileri darp edildiler hem hakarete uğradılar hem de en yakın arkadaşlarını kaybettiler." diye konuştu.

"Türk yargısı bir Filistinli gencin cenazesine tahliye verdi"

Tutuklanan her 3 gencin de ailesiyle nefes almak, hayatlarını sürdürebilmek için Türkiye'ye geldiklerini söyleyen Sönmez, "Maalesef Nebil Hasan'ı yaşatamadık. Nebil Hasan bugün aramızda yok. Sorumluların cezalandırılması ya da yargılanmanın yapılması talebimiz bile karşılık bulmadı. Tabiki biz avukatları olarak dosyadaki delillere bakarak bütün işlemleri gerçekleştirdik. Kovuşturmaya yer aldığı kararlarına itirazımızı gerçekleştirdik. Ancak müvekkillerim artık isyanlarını bütün dünyanı duymasını istiyor. Onlar benden bir şekilde bu yargılanmanın yapılması, suçluların, şüphelilerin en azından yargılanmasını talep diyorlar. Ben de onların sesi olarak hukuk önünde, yargı mecralarında yerine getirdim. Yargı süreçlerine baktığımız zaman gerçekten ben de avukat olarak şaşkınım. Basit bir tartışma-yaralama olayı nasıl yağmadan ya dönüşebilir? Savcılar ve hakimler bu olayı nasıl işlettiler? Günün sonunda tahliye kararı verildi. Nebil Hasan 5 Haziran günü vefat etmişti. 6 Haziran günü mahkeme tahliye kararı verdi. Mahkemenin vermiş olduğu tahliye kararında bir avukat olarak, bir hukukçu olarak gerçekten bunu kabul edemiyorum. Tahliye kararında, 'her ne kadar yağma suçunun hiçbir unsuru, delili olmasa da basit yaralama gibi gözüktüğünden' tahliyesine diye karar verilmişse de Türk yargısı bir Filistinli gencin cenazesine tahliye verdi. Vefat etmiş bir insana tahliye verdi. Çok geç bir karardı. Bütün hata ve yanlışları ikrar eden bir karadı ama bu kadar skandallar zincirinin sonunda gerçekten acılı anne ve baba sadece hakikati ve adaleti istiyor." şeklinde konuştu.

Acılı aile ve avukatlarından "adalet istiyoruz" talebi

Aile ile birlikte sorumluların yarılanması ve adaletin yerini bulması için adalet çağrısında bulunan Sönmez, son olarak şu ifadeleri kullandı:

"Bu yargılamalar hani kamu adına, Türkiye halkı adına, vicdanlar adına yapılıyor ya… O zaman bütün vicdanlar ve halk adına objektif, adil, tarafsız suçu işleyenlerin memur olup olmadığına bakmadan, hangi görevli olup olmadığına bakmadan her kim suç işliyorsa bu toplumda yargılama gerçekleşmeli. Birincisi adil yargılanmanın yapılması, şüphelilerin mahkemeye çıkarılmasını, anne-babanın da o mahkemede o yargılamanın yapıldığını görerek yürek ferahlığına kavuşmalarını ve adalet taleplerinin yerine getirilmesini istiyoruz. Bunu da hem hukuk hem de kamuoyunda dile getiriyoruz. Çünkü dilekçelerimiz yetmiyor, dikeçlerimiz derdimizi anlatamadı. Dilekçelerimiz adalet talebinin ne kadar küvetli ve gerekli bir talep olduğunu yargı mensuplarına izah edemedi. En son müvekkillerim, acılı anne ve babayla ben de avukatları olarak 'adalet istiyoruz!' diye haykırıyoruz ve yargılama bekliyoruz." (İLKHA)

Kaynak: ilkha