Ayasofya-ı Kebir Camii önünde toplanan farklı üniversitelerden çok sayıda öğrenci, Gazze'de yaşanan soykırımı telin etmek amacıyla oturma eylemi yapıp basın açıklaması düzenledi.

Yolcu otobüsünde çok sayıda silah ele geçirildi Yolcu otobüsünde çok sayıda silah ele geçirildi

Hafız Ömer Tekin'in okuduğu Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan programda öğrenciler adına basın açıklamasını okuyan İbn Haldun Üniversitesi Psikoloji Bölümü Öğrencisi Muhammed Emin Sarıoğlu, "Bizler bugün burada, 10 Mayıs Dünya Psikologlar Günü'nde başta ruh sağlığı alanı öğrencileri ve çalışanları olarak, işgalci israilin Gazze'deki soykırımına tepkimizi göstermek ve bir kez daha Gazze'nin yanında olduğumuzu duyurmak amacıyla, toplanmış bulunmaktayız. Hepinizin malumudur ki, yıllardır olduğu gibi bugün de Gazze'de işgalci israil tarafından, tüm dünyanın gözü önünde çocuk, yaşlı, kadın, insan, hayvan ayırt etmeksizin, mazlum ve masumlara soykırım uygulanmakta ve en ağır şekillerde zulmün her türlüsü yaşatılmaktadır. Gazze'de yaşanılanların bir savaş değil, soykırım olduğunu ve israilin Gazze'deki saldırılarının, sadece savaş suçu değil soykırım suçu olduğunu da bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Çünkü, savaşın da bir ahlakı olur. Çünkü savaş eşit şartlarda olur. Çünkü savaşta çocuklar, kadınlar, masumlar, siviller, yetimhaneler, ibadethaneler, hastaneler vurulmaz. İşgalci israil ise saldırılarını bizzat Gazze'deki sivilleri hedef alarak yapmaktadır. Şairin de dediği gibi; her şey biz yaşarken olmakta, bu tufan biz yaşarken kopmaktadır." dedi.

"Yaşam hakkı elinden alanları göz ardı edemeyiz"

Sarıoğlu, "Ruh sağlığı öğrencileri olarak derslerde çocuk psikolojisini ve gelişim evrelerini işliyoruz. Ancak Gazze'de, daha dünyaya gözünü bile açamadan katledilen ceninlerin, okula gitmesi gereken yaşta okul çantasında kardeşinin cesedini taşımak zorunda kalmış çocukların varlıklarını bilerek, bu vahşete sessiz kalıp hayatımıza devam edemeyiz, etmemeliyiz. Bizler İnsanların psikolojik tedavisi için çalışırken, en temel hak olan yaşama hakkı elinden alınıp öldürülen insanları, göz ardı edemeyiz, etmemeliyiz. Aldığımız psikopatoloji dersleriyle bile açıklamakta zorlandığımız, insanlık dışı travmalara seyirci kalamayız, kalmamalıyız. Bu kadar zulüm yaşanırken sessiz ve tarafsız olmanın, zalimden ve zulümden taraf olmak anlamına geldiğinin bilincinde olarak, şiddetin her türlüsüne karşı, şiddet görenin yanında, şiddet uygulayanın karşısında olduğumuzu yani Gazze'nin yanında ve insanlığın gördüğü en azılı katil, işgalci israilin karşısında olduğumuzu, tüm dünyaya duyuruyoruz." diye konuştu.

"Gazze'nin sesi olmaya devam edelim"

Dünyanın geri kalan tüm vicdanını, başta ruh sağlığı alanı öğrencileri ve çalışanları olmak üzere, ellerinden gelen gayreti gösterip mazlumların sesi olmaya, Gazze'nin yanında durmaya davet eden Sarıoğlu, "Gelin bugün ve bundan sonra da hep birlikte, azılı katil israile ve destekçilerine tepkimizi gösterelim, Gazze'nin sesi olmaya devam edelim. Sözlerimi Gazzeli profesörün şiirindeki mısralarla bitirmek istiyorum. Eğer ölmem gerekiyorsa, yaşamalısın hikayemi anlatmak için. Eğer ölmem gerekiyorsa umut getirsin, bir masal olsun." şeklinde konuştu.

Basın açıklaması, Hüseyin Aslan'ın yaptığı dua ile son buldu. (İLKHA)

Kaynak: ilkha