34 yılı aşkın sahaflık mesleğini farklı illerde her türlü zorluklara rağmen sürdüren 49 yaşındaki Hüseyin Gündüz, 9 yıl önce Mardin'e yerleşerek, mesleğini sürdürmeye çalışıyor.
Sahaflık mesleği ve okumanın önemi hakkında İLKHA'ya konuşan Gündüz, kitabın gücüne ve kalemin keskinliğine inanarak bu yola çıktığını belirtti. Mardin’e ilk yerleştiğinde sahaf dükkânını borç para ile ve az sayıda kitapla açan Gündüz, bugün hâlâ pek çok okura ışık olmaya devam ediyor.
Okumaya hevesli kişilere yardımcı olmaya çalışan Gündüz, Mardin'de yaklaşık 500 üniversite öğrencisini mesleği sayesinde yetiştirmeye vesile olduğunu, ilkokul çocuklarına yönelik de yaklaşık 50 bin civarı ücretsiz kitap dağıttığını aktardı.
Okumanın önemine de dikkat çeken Gündüz, okumanın kişiye hayatı, nefreti sevgiye dönüştürebilmeyi, savaşları durdurabilmeyi, çevreyi temiz tutmayı öğrettiğini vurguladı.
"Kalemin daha keskin olduğuna kanaat ettim"
Sahaflık hikâyesini aktaran Gündüz, "Yıllardır Türkiye'de farklı illerde ikamet ettim. Bu süreçte hem muhabirlik hem de sahafçılık yaptım. 9 yılı aşkındır Mardin'deyim. Mardin'e geldikten sonra sahaf için işyeri açtım. Aynı zamanda üniversitede öğrenciyim. Sahaflık, ilk önce 1991 yılında bir yerlerden kitap alıyordum ve elden kitap satıyordum. Daha sonraki yıllarda muhabirliğe başladım. Ardından sahaflık dükkânı açmaya karar verdim. Kitabın gücüne inandığım için bu işe giriştim. İlk 1991 yılında kitap satmaya başladığımda bu işle ilgili çok düşündüm ve gerçekten kitabın gücünün çok daha büyük olduğuna inanarak bu mesleğe kendimi adadım. Kalemin daha keskin olduğuna kanaat ettim." şeklinde belirtti.
Mesleğin toplumdaki önemine vurgu yapan Gündüz, "Belki Türkiye'de çok fazla bilinmiyor ama sahaflığın çok değeri vardır. Misal, Divanu Lugâti't-Türk ara sahaflarda bulundu. Eskiden çok arzuladığım bir kitap vardı, o kitabı 10 yıl boyunca aradım. Bir gün o kitabı sahaflarda buldum. Çoğu kayıp, bulunamayan kitaplar sahaflarda bulunabiliyor. Sahaf, kişiyi böyle bir etkide bırakıyor. Misal, şu an bende Mardin'de bir bakkalın defteri yer almakta. Bir bakkal çok eskiden kendine bir dizi notlar tutmuş. Bu kitapçılarda satılacak bir şey değildir. O defteri okuduğumuzda Mardin'deki antropolojiyi, Mardin'deki tarihi, ekonomisin öğreniyoruz. Bunun en iyi örneklerinden birisi Walter Benjamin devasa bir kütüphane kuruyor. Koca bir kütüphaneyi sahafta bulunan kitaplar sayesinde bu bilgileri topluyor." ifadelerini aktardı.
Gündüz, Mardin'e yerleşme serüvenini de aktararak, "Kendim şehrim Mardin'e hem biraz birikimim ile geldim hem de Mardin'in bir katkı olabileceğini düşünerek yerleştim. Mardin'e gelmeden önce ilk defa burada sahaflık yapamayacağımı düşünüyordum. Haftada 3-5 kitabımı alıp evde okuyacağımı düşündüm. Ayrıca Mardin'de kitapevi de yoktu. Sahaflık da yoktu zaten. Bu durumdan utandım. Mardin'e yerleştikten sonra ilk işim kalacağım bir dükkânın kirasını bularak hatta onu da borç alarak burayı kiraladım. Evinden biraz kitaplar getirip yerleştirdim ve böyle mesleğimi devam ettirdim. Şu anda mesela buranın kirası 14 bin, o dönemin parasıyla yaklaşık 700 liraydı. Çünkü 8 yıl önceydi. Kitap sayısı konusunda da benim iyi bir kitaplığım mevcuttu oradan bazı kitapları seçerek yerleştirdim. 2 bin civarı kitap getirdim. Üniversiteden de bazı hocalar kitap konusunda biraz katkı sundular. Deyim yerindeyse bu dükkânı tırnaklarımla kazıya kazıya kurdum. Çoğunlukla diğer sahaflarda bu şekilde kurulmuştur." şeklinde ifade etti.
"Okumak diploma almak değildir"
Okumanın önemine değinen Gündüz, "Aşağı yukarı burada üniversiteden 500 öğrenci yetiştirdim. İlkokul çocuklarına yaklaşık 50 bin civarı ücretsiz kitap dağıttım. Günümüzde okumanın önemi ise, ben öğrencilere hep şunu söyledim, 'Bir inşaat işçisi o inşaata gider gelir ama inşaat işçisi olduğu için okumaması mı gerekir? Hayır. O da okuyacak öğrencilik bir meslektir, okula gidip geliyorsun ama okumak başka bir şey. Okula gidiyorsunuz ama bunu okumak olarak almayın sürekli kitap okuyun'. Okumak bize diplomayı aldırtmaz. Türkiye sisteminde okusanız da okumasanız da Milli Eğitim Bakanlığının verdiği bir karar var, herkes bütün öğrenciler geçiyor. En fazla bir sene sınıfta bırakılarak geçiriliyor zaten. Ancak okumak bize hayatı öğretiyor, okumak bize nasıl davranacağımızı öğretiyor, okumak bize bir yemeği nasıl güzel daha iyi yapacağımızı öğretiyor, okumak nefreti sevgiye dönüştürebilmemizi bize öğretiyor, okumak savaşları durdurabilmemizi bize öğretiyor, okumak çevremiz temiz tutmayı bize öğretiyor, okumak diploma almak değildir." şeklinde konuştu.
Gündüz, "Bir kitabı kendimize bölersek, ayrı ayrı şeyler öğreniriz. Kendimizi parçalara bölersek bir Freud'u okuruz onun psikoloji tarafını öğrenmiş oluruz, bir Çin tarihini okuruz başka bir şey öğreniriz, Farabi'yi okuruz başka bir şey öğreniriz, Ahmedê Xani okuruz başka bir şey öğreniriz, Melaye Ciziri okuruz başka bir şeydir, her bir kitap bir tarafımız geliştirir ve bu sonsuzdur. Çünkü bilgiye ulaşma çabasıyla hareket edildiğinde milyonlarca kitap okunsa da yetmeyecek. Nihayetinde en üste çıkma derdinde olmalıyız. Çok fazla okumalıyız. Her bir kitap kişiyi bir basamak daha geliştirir.Buraya gelen iki çeşit okur oluyor. Gerçekten kitap aramaya gelen gerçekten okur diyebileceğimiz kişiler var, bazıları da kırtasiye mantığıyla gelenler oluyor. Genel olarak Mardin'de burayla beraber açılan 3 diğer sahafla birlikte bir okuma oranı gittikçe yükseliyor ve o okurlar bu konuda gittikçe çoğalıyor." dedi.
Kitaplar arasında başta dini yayınlar olmak üzere çok çeşit kitap yayınları bulunduran Gündüz, "Dini yayınlar bulundurmamdan dolayı ilk evrelerde biraz sıkıntılar çektim. Dini kitaplar olduğundan biri gelir buranın dini sahaf olduğunu belirtir, Kürtçe kitapların çok olduğunu gören biri buranın Kürt yayınların ağır olduğu bir yer olduğunu belirtir. O tür yorumlara fazla kulak asmadım. Malum olduğu üzere Mardin'in bir potansiyeli var. Mardin'de dindar Müslüman'ı da var Kürt'ü de var Yezidi'si de var. Dolayısıyla buraya gelen her çeşit kitabı bulunduruyorum. Çünkü her çeşit kitabın her çeşit bir sayfanın bir değeri var. Birileri için lazımdır." ifadelerini kullandı.
"Dünyayı kurtarabilmemizin tek yolu bilmekten geçiyor"
Gündüz, Mardin'de meslek sayesinde okuyucu oranların çoğaldığını belirterek, "Mardin'de sahaflığa başladığımdan bu yana okuma oranında ciddi bir katkı oldu. Sahaflar olarak Mardin'de biz gelince yüzlerce binlerce kitap el yazmalar da dâhil çöplere atılmış, sobalarda yakılmış durumda olduğunu hem gördük hem de duyduk. Burayı açtıktan sonra en azından bir kısmını kurtardık. Elime şu ana kadar neredeyse 500 civarı el yazmalı kitap düştü. Bu ciddi bir sayı. İstanbul Süleymaniye kütüphanesinde bile 2 bin civarı kitap var sadece. Bu çok değerli bir şey ve bunlar gereken sahiplerine ulaştı. Sürekli bu işin içindeyim. Dünyayı kurtarabilmemizin tek yolu bilmekten geçiyor. Bildiğimiz zaman bir takım durumları düzeltebilir iyileştirebiliriz. Bir doktor bir hekim hasta ilişkisinde o hastanın hastalığını bilirse, onu iyileştirebilir. Her zaman bir bilgiye sahip olmamız gerekiyor." şeklinde konuştu. (İLKHA)