Hareketin liderlerinden Fevzi Berhum, Aksa Tufanı Harekatı'nın ikinci yıldönümü dolayısıyla düzenlediği basın toplantısında, "Gazze'deki Filistin halkı, iki yıldır modern tarihin en korkunç saldırıları olan soykırım, açlık, tam yıkım ve etnik temizlik savaşının acısını çekiyor." dedi.
İşgal hedeflerine ulaşamadı
Berhum, siyonist işgalinin, sivillere karşı işlediği katliamlara ve sistematik ihlallere rağmen, zorla yerinden etme, esirleri zorla geri alma ve vekalet güçleri kurma gibi saldırgan hedeflerine ulaşmada acınacak şekilde başarısız olduğunu vurguladı.
Savaşın 67 binden fazla şehit, yaklaşık 170 bin yaralı ve sakat bıraktığını ve çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 15 binden fazla kişinin kaybolduğunu da sözlerine ekleyen Berhum, halkın kasıtlı açlığa mahkûm edildiğini belirtti.
Saldırıda hayatını kaybedenlerin yüzde 95'inin silahsız siviller olduğunu belirten HAMAS lideri, bu suçu "Siyonist oluşumun ve tüm destekçilerinin, suçlarına sessiz kalanların alnında silinmeyecek bir utanç lekesi" olarak nitelendirdi.
Berhum, direnişin, özgürlük ve bağımsızlık elde edilene kadar işgale karşı koyma yönündeki meşru seçeneğine bağlı kalacağını belirterek, Filistin halkının fedakarlıklarının boşa gitmeyeceğini vurguladı.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Kudüs'ün, ilhak, yerinden etme, toprakların tamamını ele geçirme ve Mescid-i Aksa'ya zamansal ve mekânsal bölünme dayatma amacı güden yayılmacı işgal hükümetinin faşist gündeminden ayrı olmadığını vurgulayan Berhum, işgalci rejimin bölgesel ve uluslararası güvenlik ve istikrarı tehdit eden vahşi, yayılmacı bir güç olduğunu kaydetti.
Filistin varlığına yönelik kapsamlı bir savaş
Berhum, siyonist düşmanın planlarının, iki yıllık savaşın yalnızca HAMAS'a ve direniş gruplarına yönelik olmadığını, aksine tüm Filistin varlığına karşı kapsamlı bir savaş olduğunu ve halkın iradesini kırmak, davasını yok etmek ve kurtuluş ve geri dönüş hakkını ortadan kaldırmak için çılgınca bir çaba olduğunu kanıtladığını vurguladı.
Savaş suçlusu Netanyahu hükümeti ve onu destekleyen ABD yönetiminin, Gazze'de işlenen savaş suçları ve soykırımdan tam siyasi, hukuki, ahlaki ve tarihi sorumluluğu olduğunu vurgulayan Berhum, Aksa Tufanı'nın kahramanca mücadelesinin, milli davalarını küresel arenada yeniden ayağa kaldırdığını bildirdi.
Berhum, Aksa Tufanı'nın ayrıca faşist işgali ve onun bölge ile dünyanın güvenlik ve istikrarına yönelik tehdidini açığa çıkardığını, onu eşi benzeri görülmemiş bir yalnızlığa ittiğini ve halkların ve örgütlerin vicdanlarını Filistin halkıyla birlikte durmaya ve bağımsız devletlerini tanımaya yönelttiğini belirtti.
HAMAS lideri, hareketin, son iki yıldır, en son ABD Başkanı Donald Trump'ın ateşkes önerisi olmak üzere, halkımıza ve meşru haklarına karşı ulusal sorumluluğuna olan inancıyla, tüm ateşkes önerilerini sorumlu bir şekilde ele aldığını vurguladı.
Diyalog masasında 6 talep
Hareketin Mısır'daki mevcut müzakerelere katılan heyetinin, Filistin ve Gazze halkının beklentilerini karşılayan bir anlaşmaya varılmasının önündeki tüm engelleri aşmayı hedeflediğini ifade eden Berhum, bunların başında şunların geldiğini belirtti:
Kalıcı ve kapsamlı ateşkes
"İşgal ordusunun Gazze Şeridi'nin tüm bölgelerinden tamamen çekilmesi.
İnsani ve yardım yardımlarının kısıtlamasız girişi.
Yerinden edilmiş kişilerin ikamet ettikleri bölgelere geri dönmelerinin sağlanması.
Filistin ulusal teknokratlar kurulunun gözetiminde kapsamlı yeniden yapılanma sürecinin derhal başlatılması.
Adil bir esir değişim anlaşmasının sonuçlandırılması."
Suçlu Netanyahu'nun, daha önceki tüm müzakere turlarını kasıtlı olarak sabote ettiği gibi, mevcut müzakere turunu engelleme ve sabote etme girişimlerine karşı uyaran Berhum, Gazze'deki soykırım savaşında acımasız askeri güce, sınırsız desteğe ve tam Amerikan ortaklığına rağmen, sahte bir zafer imajı elde edemediklerini ve etmeyeceklerini kaydetti.
Berhum, "Halkımızın bilincine, birliğimize, davamızın haklılığına ve mücadele projemize inanıyoruz ve davamızı tasfiye etmeye ve Siyonist düşmanın gündemlerini ilerletmeye yönelik tüm planları boşa çıkaracağımıza inanıyoruz." dedi.
"Netanyahu ve suçlu ordu çetesi er ya da geç adalete teslim edilmelidir"
HAMAS Lideri, "Gazze'deki işgal ve soykırımın korkunç suçları açıkça ifade edilmiş ve kesin olarak belgelenmiş savaş suçlarıdır ve zamanaşımına tabi olmayacaktır. Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından aranan savaş suçlusu Netanyahu ve suçlu ordu çetesi er ya da geç adalete teslim edilmelidir." diye ekledi.
Düşmanın, direnişin halk tabanını istikrarsızlaştırmak için söylentiler ve psikolojik savaş yaymada feci şekilde başarısız olduğunu vurgulayan Berhum, ayrıca, işgalci güçlerin ve hükümetinin yaydığı tüm yalan ve kara propagandanın, gazetecileri sistematik olarak hedef almalarına (şehit sayısı 250'yi aştı) rağmen, dünya kamuoyunun gözünde çöktüğünün altını çizdi.
Dünya ülkelerinin tutumları
Arap ve İslam milletinin tüm güçlerinin Gazze halkına ve direnişine destek olmak için gösterdikleri onurlu ve sürekli çaba ve duruşları takdir ve övgüyle anan Berhum, özellikle Ensarullah ile Lübnan ve İran'daki direnişten söz etti.
Berhum, ayrıca Katar, Mısır ve Türkiye'deki arabulucuların tutumlarını, rollerini ve çabalarını, Arap ve İslam derinliğinin ve dünyanın dost ülkelerinin Filistin halkına siyasi ve diplomatik desteklerini takdirle karşıladıklarını belirtti.
Berhum, "Milletimizin ve dünyanın tüm özgür halklarının, halkımızı ve milli davalarını gerçek anlamda desteklemeleri, haklarını elde edip başkenti Kudüs olan bağımsız devletlerini kurana kadar topraklarındaki kararlılıklarını güçlendirmeleri çağrımızı yineliyoruz." dedi.
"Şehitleri anıyoruz"
"Aksa Tufanı'nın ikinci yıldönümünde, acımasız siyonist saldırganlığa karşı mücadele ve metanetle ayağa kalkan halkımızın şehitlerinin ruhları önünde saygı ve hürmetle eğiliyoruz." diyen Berhum, "Allah, Aksa Tufanı'nın ölümsüz savaşında yükselen salih önderlerimizin ruhlarına rahmet eylesin. Başta şehit önderlerimiz olmak üzere; şehit önder İsmail Heniyye, şehit önder Salih el-Aruri, şehit önder Yahya el-Sinvar, şehit önder Muhammed Dayf, El-Kassam Tugayları Genelkurmay Başkanı ve Lübnan, Yemen, İran, Ürdün, Türkiye ve Katar'dan gelen, saf kanları halkımızın kanıyla karışan özgür şehitlerimizin kervanlarını da Allah'ın rahmetine kavuşsun." ifadelerini kullandı. (İLKHA)