Türkiye'den birçok sivil toplum kuruluşu ve siyasi parti temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda akademisyen, yazar, gazeteci gibi çeşitli meslek gruplarına üye olan kişilerin katılımıyla 8 Kasım'da başlayan Anti-Siyonizm Kongresi devam ediyor.
Her gün yeni isimlerin katılım sağladığı kongre kapsamında siyonizm ile mücadele, sivil toplumun Aksa Tufanı'ndan bu yana yaptığı çalışmalar, bu süreçten sonra yapılabilecek çalışmalara ilişkin önemli fikir alışverişlerinde bulunuluyor.
4'üncü gününde devam eden kongreye dair İLKHA muhabirine konuşan Akademisyen, yazar ve STK temsilcileri, söz konusu programın gecikmiş olumlu bir adım olduğunu, bundan sonraki sürece olumlu katkı sağlayacağını söylediler.
Talha İsmail Duman
"Önemli olan tüm farklılıklarımızla birlikte burada var olmak"
7 Ekim'den (Aksa Tufanı) bu yana 2 yıldır ciddi bir kriz durumun yaşandığını belirterek konuşmasına başlayan Sakarya Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Talha İsmail Duman, "Aslında bu gecikmeli bir program ama 2 yılın sonunda ortaya çıkan iradeyle var olan Filistin meselesini gündeme taşımak, aynı zamanda anti-siyonizm bağlamında, siyonizmi merkeze alarak bununla mücadele edilmesi adına kolektif bir bilincin oluşması önemli. Burada farklı gruplardan insanlar var. 7 Ekim'den bu yana devam eden sivil inisiyatiflerin bir araya geldiği ve bunların nasıl daha ileri taşınabileceği meseleleri tartışılıyor. Ortak kanaatler de farklılaşan kanaatler de var. Ancak önemli olan tüm farklılıklarımızla birlikte burada var olmak ve bu anlamda Filistin davasına katkı sunmaktır. Burada gazeteciler, aktivistler, akademisyenler, çok farklı mesleklerden insanlar var. Hepsi ile bir arada bulunarak fikir teatisinde bulunduk. İnşallah bu fikir alışverişlerinden de uzun vadeli çıktılar oluşur diye ümit ediyoruz." dedi.
"Buradaki çıktıları dünyadaki farklı örgütlenmelerle bir araya getirmek önemli"
Duman, "2 yıldır yaşanan katliamlar nedeniyle tüm dünyada israilin izole edildiği, mahkûm edildiği bir süreçten geçiyoruz. Tam da bu vasatta işi biraz daha geliştirip, anti-siyonizm bağlamında neler yapılabilir? Diye dünya çapında farklı gruplarla birlikte istişare ederek ve en önemlisi kendi aramızda bunu daha somut adımlara dönüştürmek için neler yapılabileceğine dair önemli bir adımdır. Bunun için daha hazırlık aşamasındayız ama bu aşama da önemli. Çünkü ciddi fikir teatileri yapılıyor ve uzun vadede ne tür olumlu, somut adımlar atılabileceğini hep birlikte göreceğiz. Buradaki çıktıları dünyadaki farklı örgütlenmelerle bir araya getirmek önemli. İnşallah bu kongre buna vesile olur." diye konuştu.
Ozan Hayri Soyer
"Düşmana karşı ortak bir mücadele yürütmeliyiz"
Direniş Çadırı olarak 1,5 yıllık süreçte 30'dan fazla eyleme katıldıklarını ve hep farklı grupların bir araya gelememesinden dert yandıklarını söyleyen İstanbul Üniversitesi Doktora Öğrencisi Ozan Hayri Soyer, "Birçok farklı grup eylem yapıyordu ama bir türlü bir araya gelemiyor, konuşamıyor, süreci bir arada değerlendiremiyorduk. Farklı görüşlerden olabiliriz ama düşmanımız aynı. Süreç içerisinde yapamadığımızı aslında bugün burada yaptık. Belki sosyal medyadan birbirimizle tartıştık ama bugün burada yüz yüze bakmak, selamlaşmak, birbirimizi daha yakından tanımak çok kıymetli. Bu, bir sonraki adıma kesinlikle çok önemli katkı yapar. Çünkü en azından birbirimizle selamlaşan birçok grup haline geldik. Bu noktada herkes burada siyonizmin ortak düşman olduğunu belirtti. 3 gündür programı takip ediyorum ve şunu fark ettim. Aksa Tufanı sürecinde Müslüman STK'lar, şahıslar, gruplar, belki akademi ve siyaset olarak üzerimize düşeni tam olarak yapamadığımıza dair genel bir kanaat var. Tabi bu herkeste aynı düzlemde, aynı derinlikte olmaz. Birbirimizle konuşarak bunu somutlaştırmalı, düşmanımıza, masunlara kıyanlara, yarın belki bize de kıyacak olanlara karşı ortak bir mücadele ufkuna yürümeliyiz. Bu da bunun için belki mütevazı ama kıymetli bir adımdı. Bana sorarsanız geç bir adımdı. Bu öz eleştiriyi yapalım ama geç olsun geç olmasın. İnşallah bundan sonra daha olay ve bereketli olur." şeklinde konuştu.
Mehmet Arslan
"Musibetten ders çıkarılması adına anti-siyonizm kongresi bir farkındalık oluşturdu"
Siyonizmin tüm insanlık için tehdit oluşturduğunu vurgulayan Onkoloji Uzmanı Mehmet Arslan, "Bugün burada anti-siyonizm kongresi düzenleniyor. Yaklaşık 100 yıl önce bir siyonizm kongresi yapılmıştı ve şu anda onun ceremesini çekiyoruz. Artık mızrak çuvala sığmıyor. Kötülük devasalaştı. Allah'ın kitabından ders alsaydık belki bu hale düşmezdik. Nasihatten ders almadık bari musibetten ders alalım. Gazze tüm insanlık için bir musibet. Gördük ki siyonizm tüm Avrupa'yı, Amerika'yı, Birleşik Arap Emirliklerini işgal etmiş, tüm dünyayı kanser gibi sarmış durumda. Rabbimiz bizi açık düşman olan şeytana karşı uyarmıştı. Aslında ben, 'şeytan ete kemiğe büründü, siyonizm olarak göründü' diyorum. Adeta şeytanın tetikçisi, şeytandan bu kötülüğü, insanlık düşmanlığını, ihaleyi almış ve dünyada terör estiriyor. Dolayısıyla bu musibetten ders çıkarılması adına anti-siyonizm kongresi bir farkındalık oluşturdu." dedi.
Kudüs'ü dünyanın merkezi olduğunu ve kutsallığı ile Müslümanlara vaat edildiğini, siyonistlere ise cehennemin vaat edildiğini hatırlatan Arslan, İslami bir Kudüs kurulana kadar mücadeleye devam edilmesi gerektiğini ifade etti.
Eyüphan Kaya
"Gazze konusunda duyarlı olunması sevindirici"
Gerçekleştirilen kongreyi önemsediğini belirten Eğitimci Yazar Eyüphan Kaya, "Hak ve adalet konusunda insanların yaklaşımı ve inancı be olursa olsun bir platformda bir araya gelinebileceğini gösterdi. Konuşanların hepsi bir şekilde haksızlık karşısında ortak bir ses olması adına bir kanaate vardırlar. Özellikle Gazze konusunda, zulmün zirveye çıktığı bir meselede duyarlı olunması sevindirici. Çalışmayı çok hayırlı buldum." diye konuştu.
Şükrü Hüseyinoğlu
"Siyonizm tüm insanlığa karşı bir ideolojidir"
Siyonizm İslam coğrafyasında emperyalizmin bir aparatı olduğunu söyleyen Kur'an Nesli İlim Merkezi Kurucu Başkanı Şükrü Hüseyinoğlu, "Siyonizm denildiğinde işin başında İngiliz emperyalizmini görüyoruz. Siyonizm, İslam coğrafyasında emperyalizmin jandarmalığını yapıyor. Müslümanların ümmet olma, dünyayı İslam adaletiyle yönetme iddiasını bu ileri karakol ile baskılamak istiyor. Bu kongre de aslında bu projeye karşı bir bilinçlenme iddiasıyla düzenlendi. Bence önemli bir program... Hakikaten bugün siyonizm tüm insanlığa karşı bir ideolojidir. Sadece Müslümanların değil tüm insanların siyonizme karşı bir tavır ortaya koymaları gerekir." şeklinde konuştu (İLKHA)