Bağırsak enfeksiyonları ve besin zehirlenmelerinin belirti ve tedavi süreci hakkında İLKHA’ya açıklamalarda bulunan Dr. Demir, dikkat edilmesi gereken hususlara değindi.
Bağırsak enfeksiyonlarının (gastroenterit) önemli bir bölümünün viral nedenlere bağlı olarak geliştiğini belirten Demir, bu durumun özellikle çocukluk çağında daha belirgin olduğunu, yetişkinlerde de viral nedenlerin sıklıkla görüldüğünü aktardı.
Risk grubunda yer alan çocuklar, yaşlılar, bağışıklık sistemi zayıf bireyler ve hamilelerde ishal vakalarının daha ağır seyredebileceğini ifade eden Demir, bu hasta gruplarında tedavi ve takip sürecinin daha dikkatli yürütülmesi gerektiğini vurgularken, bu tür durumlarda rutin antibiyotik kullanımını önermediklerini de ifade etti.
"Hastalıkların sonucunda yüksek ateş, bağırsak krampları ve ishal görülebilir"
Bağırsak enfeksiyonlarının belirtilerine değinen Demir, şu ifadeleri kullandı:
"Bağırsak enfeksiyonları ya da besin zehirlenmeleri genellikle mikroorganizmalarla temas sonrası, özellikle hijyen kurallarına uyulmadığında ortaya çıkan hastalıklardır. Bu hastalıkların sonucunda kişilerde yüksek ateş, bağırsak krampları ve özellikle ishal gelişebilir. İshal bir semptomdur, yani bir hastalık belirtisi olarak değerlendirilmelidir. Birçok farklı hastalıkta ishal görülebilir. Ayrıca bağırsaklarda mevcut olan bazı kronik hastalıklar da ishale neden olabilir. Ancak burada özellikle enfeksiyon kaynaklı ishallerden bahsediyoruz."
"Gıda zehirlenmesi ile viral bağırsak enfeksiyonları arasındaki fark"
Gıda zehirlenmesi ile viral bağırsak enfeksiyonları arasındaki farklara değinen Demir, "Akut bağırsak enfeksiyonlarının büyük bir kısmının viral etkenlere bağlı olduğu görülmektedir. Özellikle çocukluk çağındaki yaş gruplarında viral nedenler ön plandadır. Yetişkinlerde de viral etkenler sık görülmektedir. Ancak risk grubundaki hastalarda, çocuklarda, yaşlılarda, bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ve hamilelerde, ishal daha ağır seyredebilir. Enfeksiyon ister viral ister bakteriyel olsun, bu gruplarda daha dikkatli olunmalı ve tedavi yaklaşımları buna göre planlanmalıdır." ifadelerini aktardı.
Antibiyotik kullanımının hangi durumlarda gerekli olduğu sorusuna cevap veren Demir, "Antibiyotik kullanımını genellikle önermiyoruz. Ancak hastada uzamış ishal varsa, tablo ağırlaşıyorsa ve bakteriyel enfeksiyon düşünülüyorsa mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Bakteriyel enfeksiyon tanısı hekim tarafından konulursa ve uygun görülürse antibiyotik tedavisi başlanabilir." dedi.
"Antibiyotik doktor önerisi olmadan kullanılmamalıdır"
Bağırsak enfeksiyonlarından korunmak için evde alınabilecek önlemlere de değinen Demir, "Bağırsak enfeksiyonlarında özellikle risk grubundaki hastaların daha dikkatli olması gerekir. Besin zehirlenmesi çoğu zaman kişinin kendi imkanlarıyla üstesinden gelebileceği bir durumdur. Eğer yüksek düzeyde bulantı ve kusma yoksa, günlük dışkılama sayısı çok artmamışsa ve kanlı dışkılama görülmüyorsa; sıvı ve besin desteği ile evde takip edilebilir. Antibiyotikler kesinlikle doktor önerisi olmadan kullanılmamalıdır. Antibiyotik tedavisi gerekli görülürse, hekim tarafından planlanır ve genellikle kısa süreli uygulanır. Şikayetlerin uzaması durumunda hastaneye başvurulmalıdır." şeklinde belirtti.
İshalden korunmanın yollarına da değinen Demir, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bağırsak enfeksiyonlarından korunmada el hijyeni çok önemlidir. Tüketilen besinlerin iyi yıkanması, özellikle tavuk gibi riskli gıdaların yeterli ısıda pişirilmesi ve genel hijyen kurallarına uyulması hem kişinin kendisini hem de çevresindekileri enfeksiyondan korur." (İLKHA)