Güncel

Batman'da "Filistin Direnişi ve İnsanlık Onuru" programına yoğun ilgi

Batman Üniversitesi öğrenci topluluklarının düzenlediği programda, Gazze'de yaşanan katliamlar gündeme taşındı. Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Rukiye Demir, Filistin halkının ödediği ağır bedelleri hatırlatarak Müslüman ülkelere birlik çağrısında bulundu.

Batman Üniversitesinde faaliyet yürüten öğrenci toplulukları, siyonist işgal rejiminin Gazze’de gerçekleştirdiği katliamları gündeme taşımak amacıyla Ahmet Güneştekin Kültür ve Sanat Merkezi'nde halka açık, bayanlara özel "Filistin Direnişi ve İnsanlık Onuru" konulu bir program düzenledi.

Programa yoğun katılım olurken, konuşmacı olarak Haliç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Rukiye Demir yer aldı.

Programın ardından İLKHA mikrofonuna konuşan Dr. Demir, Filistin'deki direnişin ümmet adına ödenen bir bedel olduğunu vurguladı. Gazze'deki ateşkes ihlallerine dikkat çeken Demir, "Her gün onlarca şehit veriliyor, bebekler katlediliyor, kadınlar büyük bedeller ödüyor. Bu mücadele sadece Filistinlilerin değil, bütün ümmetin onur mücadelesidir." dedi.

Rukiye Demir

"Gazze'de bütün ümmet adına ödenen bir bedel var"

Filistin'de Gazze'de yaşananların tüm ümmetin asli mücadelesi olduğuna dikkat çeken Demir, "Filistin'deki direnişin yaklaşık 100 senedir devam eden bu mücadelenin asıl mesulleri Gazze halkı ya da Filistin halkı olarak görüyoruz. Oysa orada bütün ümmet adına ödenen bir bedel var. Bunu bir kez daha beraber hatırladık, tarihte neler olup bittiğine değinerek. Bugün Gazze'de bir ateşkesten bahsediyoruz ama ateşkes demek, ateşin kesilmesi demektir. Oysa 600'e yakın defa ateşkes ihlal edildi ve hâlâ orada her gün 50’den fazla şehid olabiliyor. Üzülerek söylüyoruz ki hâlâ bebekler katlediliyor, kadınlar büyük bedeller ödüyor. Ve hâlâ bu bedelleri bütün ümmetin bireyleri adına ödüyorlar; insanların onuruna ve ümmetin emanetlerine sahip çıkıyorlar." dedi.

"Ablukanın bir an evvel kaldırılması ve kırılması lazım"

Ateşkese rağmen Gazze'nin abluka altında olmasını kabul edilebilecek bir durum olmadığını vurgulayan Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Artık bu kadar uzun süredir ağır bedeller ödenmişken yapmamız gerekenleri bir kez daha hatırlattık. Bunların başında, eğer bir ateşkes varsa, bunun gerçek bir ateşkes haline dönüştürülüp devamlılığının sağlanması gerekir. Hâlâ orası abluka altındaysa bu kabul edilemez bir şeydir. Bu ablukanın bir an evvel kaldırılması, kırılması lazım. Biz 50'den az gemiyle gittik ve bunlar askeri olmayan gemilerdi. Siyonistlerin ne kadar kağıttan bir canavar olduğunu fark ettik; o gemilere bile aynı anda müdahale edemediler. O zaman bizler şimdi yüzlerce gemiyle gideceğiz, vicdanlı insanlarımızla beraber. 'O bebeklerin katliamını kabul etmiyoruz' diyeceğiz. Bu gayrimeşru katliama ve işgale hep beraber son vereceğiz. "

"Siyonistlerin rahat nefes alamıyor olması lazım"

Siyonistlerin hiçbir ülkede rahat bir şekilde dolaşmaması gerektiğini ifade eden Demir, "Bugün hep beraber bir empati kuralım. Kendi çocuğumuz komşunun çocuğuyla kavga ettiğinde aylarca komşumuzla küs kalıyoruz. Oysa Gazze'de kardeşlerimiz paramparça oldular. Bizler nasıl bu katliamı unutabiliriz? Bizler nasıl o zalimlerin, barbarların yaptıklarının hesabını sormayız? Eğer hesap soracaksak, bu tertemiz ülkemizde, şehit kanlarıyla temizlenmiş topraklarımızda siyonistlerin rahat nefes alamıyor olması lazım. En az Filistinliler kadar Türkiye’ye güveniyorlarsa burada bir sorun var demektir. Bu güvenlerinde boğulmaları gerekiyor. Onlar bizlerin hayalinden bile korkuyorlarken, rahat hissettikleri yerlerde artık nefes alamayacaklarını anladıkları anda geri adım atacaklardır." ifadelerini kullandı.

"Bu büyük bir zillet"

Demir, "Buradan garantör ülkelere de seslenmek istiyorum. Başta çok sevinmiştik; çünkü Filistin’le ilgili meselelerde hep Arap ülkeleri seçiliyordu, sanki Mescid-i Aksa sadece Araplarınmış gibi. Bu defa ülkemiz devreye girince mutlu olduk, ümmetin meselesi olduğu anlaşıldı. Ancak fark ediyoruz ki önceki ateşkeslerden çok da farklı olmuyor. En kötü tarafı ise Amerika’nın siyonistlere her türlü desteği sağlamışken ateşkesin onların kontrolünde gerçekleşiyor olmasıdır. Bu büyük bir zillet." dedi.

"Artık bu zilleti bitirmemiz lazım"

Müslümanların artık birleşim bu zilletten kurtulması gerektiğini belirten Demir, konuşmasına şöyle devam etti: "Bu yüzden Müslüman ülkelere sesleniyorum: Lütfen bir araya gelip ümmetin ve insanlığın onuruna sahip çıkın. 'Güçlü değiliz' demeyin. Siyonistlerin büyük şirketleri birkaç yüz milyar dolar değerindeyken Müslüman ülkelerin yıllık zekâtları 300-400 milyar doların üzerindedir. Eğer mesele paraysa, fazlası bizde var. Artık bu zilleti bitirmemiz lazım. Aksi halde oradaki bebeklerin katledilmesi, bizim bebeklerimizin ve geleceğimizin yok olması demektir. Bunun farkına varmazsak geç olur. Ben inanıyorum ki vicdanlı insanların elleriyle bu gerçekleşecektir. Bu anlamda umutluyuz."

"Bizler onların kardeşleri olarak, sorumluluğumuzu yerine getirmeliyiz"

İslam ümmetinin Filistin'e tam anlamlıya sahip çıkılması gerektiğini vurgulayan Demir, "Birileri bir yerlerde bizim yerimize bedel ödüyor. Evlerini kaybettiler, aile bireylerini kaybettiler, çocuklarını kendi elleriyle gömdüler. Hâlâ ateş altındalar, çok zor şartlarda kışı geçirmeye çalışıyorlar. Çadırlarda bile bombalanıyorlar. Bizler onların kardeşleri olarak, sorumluluğunu yerine getiren onurlu ve vicdanlı bireyler olarak kardeşlerimize sahip çıkmalıyız. Karar mercilerini harekete geçirmek zorundayız. Aksi halde hep beraber çok büyük bedel ödeyebiliriz. Kur'an'da şöyle deniyor: 'O zulümden korkun ki gelecek olan felaket sadece zalimlere gelmez.' Bu zulüm sırasında sessiz duranlar da aynı felakete uğrar. Onlardan olmamak için Allah katında beratımızı göstermek ve elimizden geleni yapmak zorundayız." şeklinde konuştu. (İLKHA)

{ "vars": { "account": "G-3SZQ7JT08Q" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }