Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: İster Sünni-Şii, ister Kürt-Arap olsun, başımız dara düştüğünde birbirimizin kapısını çalacağız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İster Sünni, ister Şii olsun, ister Kürt, ister Arap, ister Türkmen olsun, Allah korusun, yarın birimizin başı dara düştüğünde başkalarının değil yine birbirimizin kapısını çalacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, küresel sistemdeki çatırdamaların olumsuz etkilerini en fazla hissettikleri kırılgan bir dönemden geçtiklerini söyledi.

Erdoğan, "Yakın çevremize baktığımızda, savaşların, çatışmaların, gerilimlerin, siyasi ve ekonomik dalgalanmaların hiç eksik olmadığı görülüyor. Türkiye’nin içinde yer aldığı bölge, şairin akrebin kıskacında yoğurmuş bizi kader anlamını bulan sürecin tam ortasındayız. Daha önceki konuşmalarımda yaklaşan küresel bir kasırgandan bahsetmiş, bunun farklı kıtalarda taşları yerinden oynatacağına dikkat çekmiştim. Türkiye’nin bu kasırgayı suhuletle yönetecek imkân ve kabiliyetlere haiz olduğunu da dile getirmiştim." dedi.

“Yatırımlar Türk ekonomisine milyarlarca liralık katma değer sağlıyor”

Türkiye'nin, etrafındaki bütün olumsuzluklara karşın bir istikrar adası, bir huzur ve güvenlik adası olma vasfını muhafaza ettiğini ifade eden Erdoğan, "Muhalefetin karşı çıkmasına rağmen, son 23 yılda ülkemize her alanda kazandırdığımız güçlü altyapının değerini bugün çok daha iyi anlıyoruz. Bilhassa finansman imkânlarının bol olduğu dönemlerde yap-işlet-devret modeliyle hayata geçirdiğimiz Avrasya Tüneli, İstanbul Havalimanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Osmangazi Köprüsü, İzmir Otoyolu ve Çanakkale Köprüsü gibi pek çok projemizin stratejik önemi bugün ortaya çıkıyor. Diğerleriyle birlikte zamanında 50-51 milyar dolarlık bir bütçeyle hizmete aldığımız projeleri bugün inşa etmeye kalksak, ihtiyaç duyulan rakam dikkatinizi çekiyorum 90 milyar dolara yaklaşıyor.  Bakın bu tutar sadece yapım maliyetidir. Biz bu eserleri yıllardır kullanıyoruz, milletimiz bunlardan yıllardır istifade ediyor. Bu yatırımlar Türk ekonomisine milyarlarca liralık katma değer sağlıyor. Sadece ulaştırmada değil, savunma sanayinden sağlığa birçok alanda benzer bir tablo söz konusu. İşte en son koronavirüs salgını döneminde şehir hastanelerimizin nasıl hayat kurtardığını hep beraber gördük. İnsansız savaş uçağımız Kızılelma dünya havacılık tarihinde bir ilke hafta sonu imza attı. Yani her alanda bu dinamizmi, bu atılımı yaşıyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim: Şayet biz siyaseti yapılan her işe kulp takmak olarak gören müzmin muhaliflere itibar etseydik, bu muhteşem eserlerin hiçbirini ülkemize kazandıramazdık. Ne Avrasya tünelini, ne Zigana Geçidini, ne de bugün dünyanın en iyi havalimanları arasında gösterilen İstanbul Havalimanını yapabilirdik. Ama biz bu vizyonsuzlar korosuna hiçbir zaman kulak asmadık, onların ülkemiz için kurduğumuz hayallerimizle aramıza girmelerine müsaade etmedik, eser ve hizmet siyasetimizle Türkiye’yi tarihinin en büyük yatırımlarıyla buluşturduk. 238 milyar dolar olan millî gelirimizi yıllık bazda 1,5 trilyon dolara çıkardık. 2028 için hedefimiz, 1,9 trilyon dolarlık ekonomik büyüklüğe ulaşmaktır. Bugün TÜİK tarafından yüzde 3,7 olarak açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamları doğru yolda olduğumuzu göstermiştir. Türkiye ekonomisi kesintisiz büyüme trendini 21 çeyreğe taşımıştır. Büyüme rakamlarının ülkemiz ekonomisi için hayırlı olmasını diliyorum."

"Kürt ve Arap kardeşlerimizle kalplerimiz tam bin yıldır beraber atıyor, gelecekte de birlikte atmaya devam edecek"

Terörsüz Türkiye sürecine değinen Erdoğan, "Terörsüz Türkiye süreciyle ekonomik şahlanışımızın, huzurumuzun ve kardeşliğimizin önündeki en büyük engellerden birini ortadan kaldırmanın samimi çabası içerisindeyiz. Şunu herkesin, özellikle kan ve kaos tüccarlarının bilmesini isterim: Biz ihtirasları boylarını aşanların aksine, kökleri çok eskiye uzanan kadim bir devlet geleneğine sahibiz. Merkezinde bulunduğumuz bu coğrafyada tam bin yıldır istiklaline halel getirmeden özgürce yaşayan nadir milletlerden biriyiz. Aynı şekilde biz, ayağına çelme takılınca, yoluna engel konulunca, yolu kesilince girdiği yoldan dönecek bir millet de değiliz. Hele hele, tehditler karşısında ürkecek, korkacak, çekinecek, tehdit diline boyun eğecek bir millet, böyle bir devlet, böyle bir ülke hiç değiliz. Türkiye, hedeflerine er ya da geç, öyle veya böyle, ama mutlaka ulaşacaktır. Tarihimiz bunun sayısız örnekleriyle doludur." şeklinde konuştu.

Erdoğan, "Tekrar altını çizerek söylüyorum, Kürt kardeşlerimizle, Arap kardeşlerimizle ve bölgemizdeki diğer dost ve kardeş topluluklarla kalplerimiz tam bin yıldır beraber atıyor. İnşallah gelecekte de birlikte atmaya devam edecek. İster Sünni, ister Şii olsun, ister Kürt, ister Arap, ister Türkmen olsun, Allah korusun, yarın birimizin başı dara düştüğünde başkalarının değil yine birbirimizin kapısını çalacağız, yine birbirimize sığınacağız. Ev sahibi olduğumuz bu coğrafyada daha nice asırlar boyunca kardeşçe, kader birliği hâlinde yan yana yaşayacağız. Bu hakikati ne dönemsel hesaplar değiştirebilir, ne de bölgemize dışarıdan monte edilenlerin pervasızlıkları gölgeleyebilir. Coğrafyamız artık kana, çatışmaya, teröre, komşunun komşuyu kırdığı kör şiddete doymuştur. Biz meselelere işte bu pencereden bakıyoruz. Türkiye olarak 86 milyon vatandaşımız için ne istiyorsak sınırlarımızın ötesindeki tüm kardeşlerimiz için de aynı iyilikleri murat ediyoruz. Bizi birbirimize düşürerek hepimize kaybettirmek isteyen kaos ve katliam şebekelerine karşı kardeşlikle hep beraber kazanmayı savunuyoruz. Bu coğrafyada geleceğine güvenle bakmak isteyen herkes için de başka bir yol, başka bir çare, başka bir yöntem yoktur ve olamaz. Umuyor ve inanıyorum ki, terörsüz Türkiye süreciyle bölgemizde tesis edeceğimiz kardeşlik kuşağı bütün kirli hesapları altüst edecek, asırlık oyunları bozacak, yeni bir dönemin kapılarını açacaktır. Tahriklere kapılmadan, provokasyonlara aldanmadan, öfkenin diline teslim olmadan bu kuşağın kuvveden fiile çıkması için samimiyetle çalışacağız. Hiç kimsenin kuşkusu, endişesi olmasın. 86 milyon omuz omuza, gönül gönle verecek, birlikte çalışacak ve 21. yüzyılı Türkiye yüzyılı hâline inşallah hep birlikte getireceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

“Demografik yapımızın iyileştirilmesi ve gelecek kuşakların zengin bir aile mirasını devralması için kararlı bir şekilde çalışıyoruz”

Millî değerlerinin odak noktası olan ailenin güçlendirilmesi, demografik yapının iyileştirilmesi ve gelecek kuşakların zengin bir aile mirasını devralması için kararlı bir şekilde çalıştıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Papa'nın ziyaretine ilişkin, "27 Kasım'da Katolik dünyasının ruhani lideri, Vatikan Devlet Başkanı Papa 14. Leo'yu ve heyetini Ankara'da ağırladık. Görüşmelerimizde aile kurumuna yönelik tehditler başta olmak üzere ortak gündemimizdeki meseleleri ele aldık. Birleşmiş Milletler çatısı altında toplam 160 üyeye ulaşan Medeniyetler İttifakı girişiminin ehemmiyetine bir kez daha değindik. Batı’da son dönem de tırmanışa geçen İslam düşmanlığı da gündemimizin üst sıralarındaydı. Gazze’de İsrail’in camileri, okulları, hastane ve kiliseleri de hedef alan insanlık dışı saldırılarına dikkat çektik. Gerek müteveffa Papa Fransuva’nın, gerekse Papa 14. Leo’nun Filistin meselesindeki ilkeli duruşunu takdirle karşıladığımızı dile getirdik. Bizim de katkımızla tesis edilen ateşkesin muhafazası insani yardımların bölgeye ulaştırılması ve Kudüs-ü Şerif’teki tarihî statükonun korunması hususunda taşıdığımız hassasiyeti kendilerine aktardık." dedi.

"Avrupa Birliğine tam üyelik, önümüze çıkan engellere rağmen stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor"

Bugünkü Kabine Toplantısında Avrupa Birliği ile ilişkilerde son dönemde yaşanan gelişmeler dâhil dış politikadaki güncel meseleleri ele aldıklarını aktaran Erdoğan, "Birliğe tam üyelik, önümüze çıkan engellere rağmen stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor. Rusya-Ukrayna arasındaki savaşın Karadeniz'deki seyrüsefer güvenliğini açıkça tehdit eder boyuta geldiği görülüyor. Cuma günü münhasır ekonomik bölgemizde ticaret gemilerinin hedef alınması endişe verici bir tırmanmayı işaret ediyor. Bilhassa kendi münhasır bölgemizde seyir, can ve çevre emniyetini tehdit eden bu saldırıları hiçbir şekilde mazur göremeyiz. Bu tarz durumlarla ilgili tüm taraflara gerekli uyarılarda bulunuyoruz. Savaşı bitirmeye dönük, son haftalarda yaşanan hareketliliği de yakından takip ediyor, gerekli katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu her fırsatta ifade ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Kabinenin bir diğer gündeminin sanayide dönüşüm olduğunu belirten Erdoğan, sözlerini şu sözlerle noktaladı:

"İktidarlarımız döneminde sanayimizi güçlendirmek, üretimi büyütmek, katma değeri arttırmak daima önceliğimiz oldu. Organize sanayi bölgelerinin sayısını 191'den 371'e yükselttik, 52 endüstri bölgesi kurduk. Planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 48 bin hektardan, 155 bin hektara çıkardık. Teknolojik dönüşümü hızlandırmak için proje bazlı devlet destekleri HİT-30 ve stratejik yatırım teşvikleriyle çok sayıda yatırımın önünü açtık. Bu programlarda bugüne dek desteklediğimiz 3,6 trilyon lira tutarında 308 yatırım ile 120 bin kişilik istihdam sağladık. Şimdi ülkemizin önündeki yeni fırsatları değerlendirerek sanayileşmeye hız kazandıracağız.

Sanayi alanları master planı ile planlı sanayi alanlarımızın büyüklüğünü 350 bin hektara ulaştıracağız. Anadolu'da 4 yeni sanayi koridoru oluşturacağız. Hem mevcut organize sanayi bölgelerimiz hem de yeni mega endüstriyel bölgelerin demir yolu bağlantıları ile limanlara erişimini sağlayacağız.

Geçtiğimiz yıl emek yoğun üretim yapan tekstil, hazır giyim, deri ve mobilya sektörlerinde KOBİ’lerimize yönelik istihdamı koruma programı başlatmıştık. İstihdamını koruyan KOBİ'lerimize, çalışan başına aylık 2500 lira destek verdiğimiz bu programla 15 bin KOBİ'de 416 bin istihdamı koruduk. 22 bin ilave istihdam oluşturduk. Bu programı 2026'da aylık destek tutarını 3 bin 500 liraya yükselterek ve büyük ölçekli firmaları da dâhil ederek sürdüreceğiz. 1 milyon 100 bin istihdamı koruyacak emekçimizin ve sanayicimizin yanında olacağız. Emek yoğun sektörlerimizdeki işletmelerin batıdaki büyük şehirlerden Anadolu illerimize taşınmasını teşvik ediyoruz. 24 ilimizde kurulacak tesislerde Sosyal Güvenlik Kurumu primlerini 14 yıla kadar Hükûmet olarak biz karşılıyoruz. Hiç sektörümüzü ihmal etmeden, hiçbir şehrimizi ve bölgemizi geride bırakmadan topyekûn yeni bir kalkınma seferberliğine çıkıyoruz. Rabbim yolumuzu, bahtımızı açık etsin diyorum." (İLKHA)

{ "vars": { "account": "G-3SZQ7JT08Q" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }