Röportaj

JMO Başkanı Yıldız: Deprem riski İstanbul'la sınırlı değil, tüm Marmara tehlikede

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız, 1999 Marmara Depremi’nden sonra gerekli derslerin tam alınmadığını belirterek, en riskli alanlarda acilen kentsel dönüşüm yapılması gerektiğini vurguladı. Yıldız, deprem riskinin sadece İstanbul’la sınırlı olmadığını belirterek "Yarısı Bizden" kampanyasının tüm Marmara’yı kapsaması gerektiğini söyledi.

Jeoloji Mühendisleri Odası (JMO) Güney Marmara Şube Başkanı Mehmet Yıldız, 17 Ağustos 1999 Marmara Depremi'nin üzerinden geçen 26 yıla rağmen, hâlâ gereken derslerin tam olarak alınmadığını belirterek, olası bir Marmara depremine karşı "dirençli kentlerin" bir an önce inşa edilmesi gerektiğini vurguladı.

İLKHA muhabirine konuşan Yıldız, Türkiye'nin deprem gerçeğini unutmadan, özellikle zemini riskli ve yapı stoğu zayıf olan bölgelerde acilen kentsel dönüşüm çalışmalarının başlatılması gerektiğini söyledi.

İnsanlar depremleri çok çabuk unuttuğunu vurgulayan Yıldız " Depremin ilk 2-3 ayında hassasiyetlerimiz oluşuyor. Doğal olarak herkes kendi evini ve yaşadığı alanı sorgulamaya başlıyor. Ama çabuk unutan bir milletiz. Pembe yalanlara kendimizi inandırmaya bir an önce dönüyoruz. İnsanlar "Benim evim çok iyi, sıkıntı yok." diyebiliyor. Ekonomik şartlarda herkesin evini yenilemesi günümüz şartlarında çok uygun değil ama kentsel dönüşüm çalışmalarını sınırlı kaynaklarımızı en riskli zeminde ve en riskli yapıların bulunduğu, nüfus yoğunluğunun olduğu yerlerde başlatabilirsek tekrar yaşanacak depremin afete dönüşmesinin önüne geçebiliriz" diye belirtti.

"Yarısı Bizden" kampanyası sadece İstanbul'la sınırlı kalmamalı"

Olası bir Marmara depreminde Bursa, Yalova, Çanakkale, Balıkesir ve İstanbul'un bir kesimi direkt etkilenecek bir pozisyonda olduğunu belirten Yıldız " Eğer Marmara'yı önceleyeceksek, nüfus ve ekonomi olarak kritik bir bölgeyse, "Yarısı Bizden" kampanyası sadece İstanbul'la sınırlı kalmamalı. Marmara'daki diğer illerde de ivedilikle faaliyete geçirilmelidir. Çok kaliteli bir inşaat var, ama zemin sıkıntılıdır. Yapının sadece güvenli olması yeterli değildir. Yapı çok kötü ama zemin çok sağlam diyemezsiniz. Depremden sonra yıkım meydana gelir. Zemin ve yapı kötüyse depreme gerek yoktur. Türkiye'nin birçok yerinde kendiliğinden yıkılan binaları örnek verebiliriz. Bu tür yerleri acilen dönüştürmemiz lazım. Zemin, jeolojik açısından bir risk yoksa ve yapınız da yönetmeliklere uygun yapıldıysa korkmaya gerek yoktur. Yapılar hasar alabilir. Önemli olan vatandaşın canına bir zarar gelmemesidir. Dirençli kentler oluşturmak için yapı ve zemin sıkıntılı olan yerlerin acilen dönüşmesini sağlayıp, diğer yerlerin de düzgün bir analizle risk seviyeleri ortaya konarak ek önlemler alınması gerekmektedir" dedi.

"Kuzey Anadolu fayı, Marmara'da üç kola ayrılıyor"

Kuzey Anadolu fay hatları Marmara'da üç kola ayrıldığını belirten Yıldız, sözlerine şöyle devam etti "Bölge içinde kuzey, orta ve güney kol olmak üzere üç fay hattı var. Üç fay hattının tarihsel kayıtlarına bakıldığında farklı zamanlarda depremler meydana gelmiştir. Depremler, kayma hızı ve tekrar periyotuyla, kaç yılda bir tekrarlanma periyodu olduğu sistematik olarak öngörülmektedir. Birikmelerin neticesinde 250 ile 400 yıl arasında depremler meydana gelmektedir. Bu depremler, fay hattının özelliğinden kaynaklıdır. Erken olursa daha küçük, 100 yıl sonra olursa biraz daha büyük, 200 yıl sonra olursa çok daha fazla deprem üretebiliyor. "Her an deprem olabilir" dediğimizde, birikme had safhaya ulaşmış, deprem bekliyoruz. Deprem bu gün de olabilir, 10 yıl sonra da, 20 yıl sonra da olabilir. Her an deprem olacakmış gibi ivedilikle önlemleri almamız gerekiyor" şeklinde konuştu.

"Vatandaşların, güvenli yapıları talep etmeleri gerekiyor"

Vatandaşlara da önemli görevler düştüğünü ifade eden Yıldız, sözlerini şöyle tamamladı "Arz-talep dengesi çok önemlidir. Güvenli yapıyı talep etmeleri gerekiyor. Müteahhitler de bu talebe karşılık, iyi ve kötü niyetli de olsa bu seviyede yapılar inşa etmeye başlar. Planlama ve kontrol çok önemlidir. Proje ve uygulama aşamasında daha gerçekçi kontrolleri artırmamız lazım. Vatandaşlar sosyal medyada ayırdıkları zamanın onda birini, deprem anında, öncesinde ve sonrasında neler yapabiliriz diye, günlük 10-15 dakika ayırsalar deprem anındaki kaos ortamları olmaz; ne yapması gerektiğini bilir" diye konuştu.(İLKHA)

{ "vars": { "account": "G-3SZQ7JT08Q" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }