Araştırmanın tanıtım toplantısında konuşan Memur-Sen Ankara İl Temsilcisi Nevzat Öylek, sendikaların yalnızca çalışanların mali ve özlük haklarına değil, aynı zamanda şehir yaşamını doğrudan etkileyen ekonomik, sosyal ve kültürel konulara da sorumlulukla yaklaşması gerektiğini vurguladı.
Ankara’nın çok katmanlı kent yapısını ve memur nüfusunun şehir kimliğindeki belirleyici rolünü hatırlatan Öylek, bu araştırmanın hem kamu çalışanlarının günlük yaşamını etkileyen sorunlara ışık tutmak hem de başkentin geleceğine yönelik politika geliştirme süreçlerine katkı sunmak amacıyla hazırlandığını ifade etti.
Bin 480 kamu çalışanının katılımıyla gerçekleştirilen çalışma; trafikten barınmaya, su temininden güvenlik algısına, yeşil alanlardan sosyal-kültürel altyapıya kadar şehir yaşamını etkileyen çok sayıda başlığı kapsamıyla dikkat çekiyor.
Trafik ve ulaşım ilk sırada
Yapılan araştırmayı kamuoyu ile paylaşan Öylek, araştırmaya göre Ankara’da kamu çalışanlarının en büyük sorunu trafik ve ulaşım olduğunu belirtti.
Katılımcıların yüzde 81,9’u, Ankara’nın çözülmesi gereken en kritik probleminin trafik olduğunu söyleyen Öylek, “Araştırmada özellikle özel araç kullanımının yüzde 55,5 ile çok yüksek olduğu, toplu taşıma kullanıcılarının ise yüzde 76,8’inin trafik nedeniyle ciddi zaman kaybı yaşadığını ifade etti. Raylı sistemin batı ve kuzey ilçelerine yeterince ulaşmamasının trafik yükünü artırdığını gösteriyor. Ankara’nın ulaşım altyapısında yeniden planlama ve ciddi yatırım ihtiyacı olduğunu gösteriyor.” ifadelerini kullandı.
Konut kiraları ve barınma sorunu derinleşiyor
Araştırmada ikinci sırada konut yetersizliği ve yüksek kiralar yer aldı. Katılımcıların yüzde 58,6’sı, Ankara’da barınma maliyetlerinin memurlar için “yük haline geldiğini” belirtti. Etimesgut, Yenimahalle ve Çankaya’da konut sahipliği oranı daha yüksek olsa da katılımcıların üçte birinin kiracı olduğu kaydedildi. Yükselen konut fiyatları, azalan alım gücü ve yüksek faiz oranlarının memurların barınma sorununu derinleştirdiği aktarıldı. Öylek, barınmanın memurlar için “giderek ağırlaşan bir yük” olduğunu söyledi.
Temiz ve ucuz suya erişimde güven sorunu
Araştırmanın öne çıkan bir diğer başlığı ise su kalitesi ve içme suyuna duyulan güvensizlik oldu. Katılımcıların, yüzde 58,6’sı hazır su, yüzde 32,5’i arıtma cihazı ve yalnızca yüzde 8,9’u musluk suyu kullandığını belirtti.
Bu verilerin, musluk suyuna yönelik güvenin son derece düşük olduğunu ortaya koyduğunu söyleyen Öylek, “Başkentte yaşayanların temiz, ucuz ve sağlıklı suya erişiminde yaşanan güvensizlik kabul edilemez. Bu durumun ciddiyetle ele alınması gerekiyor.” dedi.
Sokak köpekleri güvenlik algısını zayıflatıyor
Araştırmada kamusal alanlarda güvenlik algısının düşük olduğu da ifade edildi. Katılımcıların yalnızca yüzde 30,6’sı park ve sokaklarda kendini güvende hissettiğini söyledi.
Açık uçlu yanıtlarda en büyük rahatsızlık kaynağı ise sokak köpekleri oldu. 380 kişi, başıboş köpeklerin oluşturduğu tehlikeden şikâyet etti. Bunu temizlik sorunları, uygunsuz davranışlar ve alkol kullanımı izledi. Öylek, özellikle sokak köpekleriyle ilgili şikâyetlerin “başkentte önemli bir güvenlik ve yaşam kalitesi sorunu haline geldiğini” vurguladı.
“Ankara’nın yaşanabilirliği için acil politikalar şart”
Öylek, araştırmanın Ankara’nın trafik, barınma, su güvenliği, kamusal alan güvenliği ve sosyal altyapı gibi konularda acil çözümlere ihtiyaç duyduğunu açıkça gösterdiğini söyledi.
Memur-Sen’in raporda; ulaşım altyapısının güçlendirilmesi, yeşil alan ve sosyal mekânların artırılması, gıda ve su güvenliğinin sağlanması, kamusal güvenliğin iyileştirilmesi, kültürel ve sosyal tesis yatırımlarının artırılması gibi alanlarda somut öneriler sunduğu aktaran Öylek, “Bu çalışma yalnızca sendikal bir sorumluluk değil, aynı zamanda Ankara’nın geleceğine dair bir toplumsal görevdir.” diyerek tüm yetkilileri raporda yer alan verileri dikkate almaya çağırdı. (İLKHA)