Yaşam

Prof. Dr. Çelik: Çocuğun cinsiyetinden anne mi sorumlu?

Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Çelik, doğan veya doğacak olan çocuğun cinsiyeti üzerinden anneye yönelik küçümseme ve saldırıların cahillik olduğunu ifade etti.

Çocuğun bir lütuf olduğuna ve Allah'ın dilediğine dileği kadar ve cinsiyette çocuk ihsan ettiğine ve her evlilikten sonra Allah'ın muhakkak çocuk verme gibi bir vaadinin olmadığına değindi.

Prof. Dr. Çelik, "Aile denildiğinde ilk akla gelen çocuktur. Çocuk denildiğinde ise ilk olarak akla anne gelir. Çocuğun dünyaya gelmesinde, büyütülmesinde annenin rolü babadan daha fazladır. Anneler çocuklarını dokuz ay rahimlerinde, iki sene kucaklarında, evlenene kadar gözlerinin önünde, ölünceye kadar da kalplerinde taşırlar. Onun için anne ile çocuk arasında hem duygusal hem de fiziksel anlamda sıkı bir bağ vardır. Toplum olarak yerleşmiş bazı yanlışlarımız var. Bunlardan birisi de bazı evliliklerde çocuk olmaması ve bundan dolayı annenin suçlu ilan edilmesi. Veya kız çocuğu doğduğunda bunun sebebi olarak annenin görülmesidir. Her şeyden önce şunu ifade ederek söze başlamak istiyorum; bir evlilikte hiç çocuğun olmaması bir kusur olmadığı gibi çocukların bir kısmının veya tamamının kız olması da bir kusur değildir. Tamamen Allah’ın takdiridir." dedi.

"Bir evlilikten çocuk meydana gelemez ise burada bir suçlu aranmamalıdır"

Evliliklerde çocuk meselesinde kadının suçlanmaması gerektiğine değinerek, "Hele kadın suçlu kabul edilerek ona baskı yapılmamalıdır. Fakat böylesi durumda bizim toplumumuzda ilk olarak anne suçlanır. Çocuğun olmaması bir kusur olarak görülür ve doğrudan kadın suçlanır. Hatta çoğu yerlerde kadının çocuğu olmuyor diye erkek ikinci kez evlendirilir. Aynı şey çocuğun cinsiyetinde de yapılır. Eğer kadın, erkek çocuğu değil de kız çocuğu doğurursa suçlu kabul edilir. 'Bir erkek çocuk dahi doğurmadı.' diyerek aşağılanır. Bazen bu aşağılama boşanmaya kadar gider. Veya üzerine ikinci bir eş getirilir. Kız çocuğu doğurduğu için dövülen, şiddet gören kadınlara sık sık rastlarız. 'Yine kız doğurdu' diyerek hanımını hastahanede bırakıp giden ve bir daha da hastahaneye uğramayan erkekleri dahi duymak mümkündür." ifadelerini kullandı.

"Çocuğun olmamasından veya erkek çocuğu olmamasından kadın mı sorumludur?"

Yerde ve gökte ne varsa hepsinin Allah'a ait olduğunu ve Allah'ın emrinde olduğunu dile getiren Prof. Dr. Çelik, 'Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Dilediğini yaratır. Dilediğine kız (çocuk)lar lutfeder ve dilediğine erkek (çocuk) lar ihsân eder. Yahut hem kız hem erkek çocuk verir, dilediğini de kısır kılar. O, bilendir, her şeye Kadir'dir.' (Şura/49-50) ayet-i kerimesinde de buyrulduğu gibi insanların çocuk sahibi olmaları tamamen Allah’ın takdiri ile alakalıdır. Bir kimsenin oğlunun olması, kızının olması veya hem oğlunun hem kızının olması tamamen Allah’ın iradesi dâhilindedir. Hatta bir kimsenin kısır olup hiç çocuğunun olmaması da Allah’ın iradesi dâhilindedir. Yani hiç kimse kendi isteği ile bir çocuğa sahip olmamaktadır. Onun için hiç kimsenin evlatları ile kibirlenmesi doğru olmadığı gibi çocuğu olmayan kimselerin de kınanıp küçük görülmeleri doğru değildir. Çocuk sahibi olmak veya hiç çocuğa sahip olamamak tamamen Allah’ın iradesine bağlı bir durumdur. Bir kadının kız çocuğu doğurması da Allah’ın takdirine bağlı bir durumdur. Kız çocuğu doğurdu diye bir kadını suçlamak direk Allah’ın iradesine karşı gelmektir. Kadını değil Allah’ı suçlamaktır. Hiçbir anne-baba kendi isteklerine göre çocuk sahibi olamayacakları gibi olacak çocuğun cinsiyetini de asla belirleyemezler." şeklinde konuştu.

"Bilimsel olarak ta çocuğun cinsiyeti tamamen babaya bağlıdır"

Prof. Dr. Çelik, "Her insanda yaratılıştan 46 kromozom vardır. İnsanın cinsiyetini de bu kromozomlar belirler. İnsan anne rahmine düştüğünde bu kromozomlar ona verilir. Bunu 23 tanesi anneden 23 tanesi de babadan gelir. Kadında (XX) kromozomları bulunur. Erkekte de (XY) kromozomları bulunur. Kadın hamile kaldığında çocuğun cinsiyeti belirlenir. Kadın kendi yumurtasında bulunan XX kromozomlarından birini gönderir. Erkek ise kendi sperminde bulunan XY kromozomundan X’i veya Y’yi gönderir. Kadından her halükarda X kromozomu gelir. Erkekten ise X veya Y kromozomu gelir. Eğer erkekten X kromozomu gelirse bu kadından gelen X kromozomu ile birleştiği için XX olur. Kromozomların XX olması, doğacak çocuğun kız olması demektir. Eğer kadının gönderdiği X kromozomuna karşılık erkek Y kromozomunu gönderirse ikisi birleştiğinde XY olur. Bu durumda doğacak çocuk erkek olur. Bilimsel olarak çocuğun kız veya erkek olması tamamen babaya bağlıdır. Babadan gelen kromozomla alakalıdır. Hiçbir şekilde kadının etkisi yoktur. Erkek X kromozomu gönderirse çocuk kız, Y kromozomu gönderirse çocuk erkek olur. Eğer bu durumda bir suçlu aranacaksa kadın değil erkek suçludur. Bir kadının kız doğurmasından erkek sorumludur. Eğer çocuğun cinsiyetinden dolayı bir suçlu arayacak kadar cahilsek, o durumda da asıl suçlu kadın değil erkek olacaktır." dedi.

"Her şey Allah’ın iradesi altındadır"

Prof. Dr. Çelik açıklamasını şöyle devam ettirdi:

"Bilimsel olarak çocuğun kız veya erkek olması tamamen baba ile ilgili bir durum olsa da bu durumdan kadın da erkek te suçlanmaz. Hiç kimse hangi kromozomu göndereceğine karar veremez. Buna gücü de yetmez. Her şey Allah’ın iradesi altındadır. Çocuk sahibi olup olamamak ta böyledir. Tamamen Allah’ın iradesine bağlı bir durumdur. Hiç çocuk olmamasından veya çocukların kız olmasından anne de baba da suçlanamaz.  Böyle olması bir kusur olmadığı gibi bu tür durumlarda bir kusurlu aramak ta yanlıştır." (İLKHA)

{ "vars": { "account": "G-3SZQ7JT08Q" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }