Dünya

Sina'da, Mısır ve siyonist rejim arasında sessiz gerilim

Mısır'ın Sina Yarımadası'ndaki askeri varlığını artırması, işgalci rejim tarafından güvenlik anlaşmalarının ihlali olarak değerlendiriliyor. Kahire ise bu adımı sınır güvenliği ve terörle mücadele gerekçesiyle meşru görüyor.

Sina Yarımadası, Gazze Savaşı sonrası hem Mısır'ın sınır güvenliği ihtiyacı hem de işgalci rejimin güç ve yayılma endişesi nedeniyle son dönemde stratejik bir noktaya dönüştü.

Kahire, özellikle Süveyş Kanalı doğusunda askeri varlığını güçlendirerek "terör ve kaçakçılığa karşı" savunma amacı güttüğünü belirtiyor. İşgalci rejim ise bu adımı, 1979 Camp David Barış Anlaşması'nın ek güvenlik düzenlemelerine aykırı olarak değerlendiriyor.

ABD'nin ve Mısır'ın katılımıyla düzenlenen Bright Star-2025 tatbikatları, bölgedeki ittifak ağlarını ve askeri varlığın güçlendirilmesini gözler önüne serdi. Siyonist rejim, Kahire'ye Washington üzerinden baskı yaparken, Mısır, güçlerinin konuşlandırılmasının anlaşma çerçevesinde meşru olduğunu savunuyor.

Mısır İstihbarat Genel Müdürlüğü, 21 Eylül'de yaptığı açıklamada, "Sina'daki askeri birliklerin sınır güvenliğini sağlamak amacıyla konuşlandırıldığını ve barış taraflarıyla koordinasyon içinde hareket ettiğini" duyurdu. Ancak işgal yetkilileri, Mısır ordusunun Sina'daki varlığını "önceki anlaşmalardan çok daha kapsamlı" olarak nitelendiriyor.

Sina'nın üç bölgeye ayrıldığı güvenlik düzenlemeleri bulunuyor:

Bölge A: Süveyş Kanalı yakınında, tam bir askeri tugay konuşlandırılabilir.

Bölge B: Sadece hafif silahlı sınır muhafızlarına izin verilir.

Bölge C: Sınır hattına bitişik, silahsız bölge; yalnızca bireysel silahlı polis bulunabilir.

Mısır, 2024 başından itibaren Refah, Şeyh Zuveyd ve Kuzeydoğu Sina'daki temas hatlarında askerî hazırlık ve araç-gereç seviyesini artırdı. Bu önlemler, kaçakçılık ve "terör hücreleri" ile mücadele ve Gazze'den olası zorunlu göçleri önlemeye yönelik olarak değerlendiriliyor.

Uydu görüntüleri, Mısır'ın sınır hattında iki milden uzun bir tampon bölge ve duvar inşa ettiğini gösteriyor. Ayrıca 40 tank ve personel taşıyıcı araçların konuşlandırıldığı bildirildi.

İşgal yetkilileri, Mısır'ın bu adımlarını "ciddi bir tehdit" olarak değerlendiriyor. Bu askeri güçlendirme, iki taraf arasında yeni bir gerilim noktası oluşturdu. Siyonist rejim ve Mısır arasındaki doğrudan temaslar ilerleme sağlamadı ve işgal rejimi, konuyu Washington'a taşımak zorunda kaldı.

El-Cezire'nin haberine göre eski işgal Büyükelçisi David Gofferin, Mısır'ın Camp David ek protokolünü "aşamalı olarak aşındırdığını" öne sürdü. Gofferin, Gazze'deki son gelişmelerin Mısır'a Sina'daki askeri varlığını olağanüstü bir şekilde artırma bahanesi sağladığını, bu durumun gelecekte taraflar arasında çatışma riskini artırabileceğini söyledi.

Diplomatik gerginlik, siyonist rekim katil Başbakanı Netanyahu'nun "Büyük israil" hayali ile ilgili açıklamaları ve Gazze'den Filistinlilerin zorla veya gönüllü göç ettirilmesi önerileri nedeniyle yükseldi. Mısır Dışişleri Bakanlığı, bu tür önerilerin uluslararası hukuka aykırı olduğunu ve soykırım suçuna eşdeğer olduğunu belirtti.

Mısır, hâlen siyonist rejimin yeni büyükelçisini kabul etmedi ve Kahire'de işgal büyükelçiliği bulunmuyor; gözlemciler bunu iki taraf arasındaki ilişkilerin soğuduğu işareti olarak yorumluyor.

Mısır'ın darbeci Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi, Arap-İslam Zirvesi'nde yaptığı açıklamada, Gazze'deki durumun barış fırsatlarını engellediğini, bölge güvenliğini tehdit ettiğini ve mevcut barış anlaşmalarını zedelediğini belirtti.

Sina'daki askeri varlığın Çin ile ortak savunma ve tatbikat iş birlikleri ile güçlendiği de bildirildi. Mısır, HQ-9B hava savunma sistemlerini Sina'ya konuşlandırdı ve "Uygarlık Kartalları 2025" tatbikatları ile erken uyarı ve taarruz uçaklarını kapsayan kapsamlı bir eğitim gerçekleştirdi. (İLKHA)

{ "vars": { "account": "G-3SZQ7JT08Q" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }