Diyarbakır, pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle göz kamaştıran bir şehirdir.

Bu şehrin ilçelerinden biri olan Ergani, doğal güzellikleri ve inanç turizmi açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Ergani’nin en dikkat çekici yapılarından biri de Haburman Köprüsü’dür.

Haburman Köprüsü, Ergani ilçesinin batısında, Sinek Çayı üzerine kurulmuş bir köprüdür. Çermik Köprüsü olarak da bilinir. Bu köprü, Artuklular döneminde, 1179 yılında, Necmeddin Alpi’nin kızı Zübeyde Hatun tarafından yaptırılmıştır. Kesme taştan inşa edilmiş olan köprü, üç gözlü bir yapıdır. Ortadaki büyük kemerin açıklığı 19 metre, yanlardaki küçük kemerlerin açıklığı ise 5-7 metre arasındadır. Köprünün uzunluğu 106 metre, genişliği ise 4,90 metredir.

Haburman Köprüsü, tarih boyunca çeşitli tamirler görmüştür. Son esaslı onarımı 1927 yılında Çermik Kaymakamı Hikmet Bey ile Belediye Başkanı Rifat Bey tarafından yaptırılmıştır. Köprünün üzerinde Arapça bir kitabe bulunmaktadır. Kitabede köprünün kim tarafından ve ne zaman yaptırıldığı belirtilmektedir.

Haburman Köprüsü, sadece tarihi bir miras değil, aynı zamanda manevi bir değerdir. Yöre halkı bu köprüye büyük saygı duymaktadır. Köprünün yanında bulunan makamda Hz. Zülkifl’in (a.s.) kaldığına inanılmaktadır. Bu nedenle burası ziyaretgah olarak kabul edilmektedir. Ziyaretçiler buraya gelerek namaz kılar, dua eder, kurban keser ve dilek tutarlar.

Haburman Köprüsü’nün bir diğer özelliği de burada açan ve buraya özgü olan makam çiçeğidir. Bir rivayete göre Zülkifl Peygamber’in terinin damladığı her yerde bu çiçek açmıştır. Bu çiçek, yöre halkı tarafından şifa kaynağı olarak görülmektedir.

Haburman Köprüsü, doğa turizmi için de önemli bir cazibe merkezidir. Buraya gelen ziyaretçiler, eşsiz manzarayı seyredebilir, fotoğraf çekebilir, piknik yapabilir veya yürüyüş yapabilirler. Ayrıca burada bulunan kayalıklar kaya tırmanışı yapmak isteyenlere sayısızca tırmanış parkuru sunmaktadır.

Haburman Köprüsü, Diyarbakır’ın gizli kalmış bir hazinesidir. Bu köprüyü ziyaret etmek hem tarihe tanıklık etmek hem de doğanın güzelliğini yaşamak demektir.