Sudan Başbakanı Kamel İdris, El Cezire'ye verdiği özel röportajda, Kuzey Darfur'un başkenti El Fasher üzerinde güç iddia eden "Destek Kuvvetleri"nin (RSF) fiili kontrol iddialarını "yanılsama" ve "anlamsız hakimiyet" olarak nitelendirdi. İdris, söz konusu grupların uluslararası veya içsel bir meşruiyeti bulunmadığını, bunların aslında "milisler" ve "paralı askerler" olduğunu vurguladı.
İdris, El Fasher'dan çekilmenin "taktiksel bir geri çekilme" olduğunu; bunu yenilgiden farklı gördüklerini ve ordunun planlı bir şekilde geri dönmeye hazırlandığını söyledi. İktidara bağlı güçlerle yapılan ortak operasyonlarda daha önce milislerin birçok resmi mevkiiden temizlendiğini hatırlattı.
Başbakan, ülkede kıtlık iddialarını da reddetti: "Sudan'da kıtlık yok" dedi ve bu tür iddiaları ülkeyi zayıflatmak isteyenlerin yaydığı bir dezenformasyon olarak nitelendirdi. Devletin gıda güvenliğini sağlamak için yoğun çaba gösterdiğini, toplum içinde dayanışmanın açlığın önlenmesinde etkili olduğunu belirtti. Aynı zamanda uluslararası kuruluşların gıda desteği sağladığını kabul etti.
İdris, uluslararası toplumun milisleri açıkça kınaması ve bu grupları "terörist" olarak tanımlaması gerektiğini savundu. Bu grupların, uluslararası hukuk ve BM kararlarını hiçe sayarak bölgede keyfi şiddet uyguladığını söyledi. Sudan'ın toprak bütünlüğünü ve egemenliğini savunma kapasitesine sahip olduğunu, ülkenin parçalanmasına yönelik girişimlere izin vermeyeceklerini ifade etti.
Savaşın sona erdirilmesi için önerdiği yol haritasında İdris, öncelikle silahsızlandırma sürecinin net bir çerçeveye kavuşturulmasını; milislerin silahlarını teslim etmesini ve belirlenmiş kamplarda konuşlandırılmasını; ayrıca bu üç aşamalı planın uluslararası denetime açık olmasını talep etti. Hükümetin, barışın sağlanması için uluslararası denetime hazır olduğunu vurguladı.
Son olarak Başbakan, çatışmanın yalnızca Sudan'a değil bölge ve dünya güvenliğine de dönük riskler taşıdığını belirterek uluslararası aktörlere uyarıda bulundu: "Sudan bir istasyon; eğer bu milisler mağlup edilmezse, aynı tehdit Afrika'nın diğer ülkelerine ve nihayetinde dünyaya sıçrayacaktır." (İLKHA)