Fetva Kurulu, hastalık veya seferilik gibi sebeplerle kaza imkânı bulamadan vefat edenlerin oruç sorumluluğunun kalktığını, bunlar için herhangi bir şey yapılmayacağını bildirdi.
Kaza imkânı olduğu halde tutmayıp vefat edenler için ise fidye verilmesi gerektiğini belirten Fetva Kurulu, fidyenin miktarı ve ödenme şekli hakkında şu bilgileri verdi:
“Vefat eden kişi vasiyet etmişse veya vasiyette bulunmamış ancak yakınları tarafından kesin olarak biliniyorsa Hanefî mezhebine göre fıtır sadakası, Şafiî mezhebine göre ise fıtır sadakasının dörtte biri (1/4) kadar fidye verilir (Mevsilî, el-İhtiyâr, I, 311; Heytemî, el-Menhecü’l-Kavîm, s.415). Fidye, vefat edenin bıraktığı maldan ödenir. Mal bırakmamışsa yakınları bir iyilikte bulunup fidyeyi öderse vefat eden kimseyi uhrevi sıkıntılardan kurtarmış olurlar.”
Fetva Kurulu, vefat eden kimsenin yerine oruç tutulmasının caiz olmadığını da ifade etti. Bu konuda Peygamber Efendimiz (s.a.v)'in “Bir kimse ölür de üzerinde tutmadığı orucu varsa velisi onun yerine oruç tutar” (Buhârî, Sıyâm 42, No: 1952) hadisini delil gösteren Fetva Kurulu, bu hadisin aslında fidye verilmesini kastettiğini belirtti.
Fetva Kurulu, “İmam Şafii’nin kadîm/eski görüşüne göre sadece fidye ile değil oruç tutarak da bu borç ödenebilir. İmam Nevevî bu görüşü savunanlar arasındadır (Nevevî, Minhâcu’t-Tâlibîn, s.238).” dedi.
