Röportaj

Adana sıcağında alın teriyle ekmek mücadelesi; "Suratımdan akan ter bana çok tatlı geliyor"

Adana’nın kavurucu sıcağında babasından devraldığı duvarcılık mesleğinde helal kazancın peşine düşen genç inşaat ustası Nasrallah Öztürk, "Suratımdan akan ter bana çok tatlı geliyor." dedi.

Adana’da 20 yaşındaki genç usta Nasrallah Öztürk, çocukluğundan itibaren babasının yanında yetiştiği duvarcılık mesleğini sürdürerek kavurucu sıcaklarda alın teriyle ekmeğini kazanıyor.

Gölge ya da güneş demeden çalıştıklarını anlatan Öztürk, geçtiğimiz hafta kentte kırılan 95 yıllık sıcaklık rekoruna rağmen damların üzerinde tuğla ve bims örerek mesleğin zorluklarıyla başa çıkmak zorunda kaldıklarını ifade etti.

Lise eğitimini tamamlayan Öztürk, üniversite hayali kursa da hayatın gerçekleri ve geleceğe dair hesaplamaları nedeniyle mesleğe yönelmek zorunda kaldığını dile getirerek, bazı insanların uzun yıllar okul okuyup yine aynı işlerde çalışmak zorunda kaldığını gözlemlediğini belirtti.

“Suratımdan akan ter bana tatlı geliyor, kazancım helal yoldan geliyor” sözleriyle emeğin ve alın terinin değerini vurgulayan genç usta, helal kazancın kendisine huzur ve güven verdiğini, vicdanen rahat olduğunu belirtti.

Adana’daki sıcak havadan yakınsa da Gazze’de çadırlarda yaşayan insanların yaşadığı dramı hatırlatan genç usta, kendi şartlarının çok daha hafif olduğunu fark ederek şükretmenin önemini dile getirdi.

Son olarak gençlere tavsiyede bulunan Öztürk, “Harama lüzum yok, helal dairesi geniştir” sözleriyle tevekkülün ve helal kazancın hayatı nasıl kolaylaştırdığını, sabırla atılan adımların bereketini hatırlattı.

"Gölge, güneş demeden çalışıyoruz"

Adana’da inşaatlarda çalışan 20 yaşındaki genç usta Nasrallah Öztürk, babasından devraldığı duvarcılık mesleğini sürdürüyor. “Baba mesleği olan duvarcılık sektöründeyim. Duvar işi yapıyorum; ytong, bims, tuğla örüyoruz. Gölge, güneş demeden çalışıyoruz.” sözleriyle işini anlatan Öztürk, kavurucu sıcaklara rağmen mesleğini sürdürdüğünü ifade etti.

“95 yılın sıcaklık rekorunda damda çalıştık”

Adana’da geçen hafta hava sıcaklığının 95 yılın rekorunu kırdığını hatırlatan Öztürk, “Güneşte çalışmak tabii ki zor oluyor. Hele ki Adana sıcağında. Biz bu havada damda çalıştığımız, güneşin altında ter döktüğümüz oluyor. Her halimize şükürler olsun.” diyerek zor şartlara rağmen şikâyet etmediğini vurguladı.

“16 sene okuyanlar da aynı işte”

Lise mezunu olan genç usta, pandemi döneminde eğitimine ara verdikten sonra açık öğretimden okulunu tamamladığını söyledi. Üniversite hayali olduğunu ancak şartların zorluğunu gördüğünü belirterek şunları dile getirdi:

“Memur, hâkim, savcı olmak istedim. Daha rahat işler. Fakat çevreye bakıyoruz, 16 sene okul okuyup yine burada elimizin altında amelelik yapan insanlar görüyoruz. Okuyup pişman olan bir sürü insan var. Kendimizi kandırmaya gerek yok, sadece masraf. 16 sene okuyup cebinde bir kuruş olmadan nasıl düğün yapacaksın, nasıl ev kuracaksın?”

"Suratımdan akan ter bana çok tatlı geliyor"

Çocukluğundan beri babasının yanında çalıştığını anlatan Öztürk, helal kazanca olan bağlılığını şu sözlerle dile getirdi:

“Suratımdan akan ter bana çok tatlı geliyor. Biliyorum ki kazancım helal yoldan geliyor. Allah’ın benden razı olduğunu umuyorum. İnşaata geldiğimde vicdanen rahat oluyorum. Sonuçta helal para, helal kazanç. Böyle olunca Allah daha da bereketlendiriyor. Kazanmasam bile masraftan koruyor. Hayatımdan memnunum, çok şükür.”

“Arkadaşlarımız sefalet içinde”

Kendi çevresinden örnekler veren genç usta, yanlış yollara sapmanın tehlikesine dikkat çekerek, “Çevremize bakıyoruz; çoğu arkadaşımız cezaevinde, kimisi sokaklarda uyuşturucu kullanıyor, kimisi kumara, iddiaya düşmüş. Onların hayatına bakınca gerçekten çok sefil bir yaşam görüyoruz. Bizim yolumuz helal, bu yüzden huzurluyuz.” dedi.

“Gazze’yi düşününce sıcağa sitem edemiyorum”

Adana sıcağında zor şartlarda çalıştığını ancak dünyanın başka bölgelerinde çok daha ağır imtihanların yaşandığını söyleyen Öztürk, “Hava sıcak, demek istiyorum ama bugün Gazze’de insanlar çadırlarda yaşıyor. O sıcakta su bile bulamıyorlar, aç karınlarıyla. Mücahitler yerin altında savaşıyor. Bence bizimkisi hiçbir şey.” sözleriyle duygularını paylaştı.

“Helal dairesi geniştir”

Gençlere tavsiyelerde bulunan Öztürk, sözlerini şu cümlelerle tamamladı:

“Harama lüzum yoktur, helal dairesi geniştir. İnsan Allah’a tevekkül ederek bir adım atsa on adım atmış gibi hisseder. Gözü açık kapayınca bir bakmış ki hedeflerine ulaşmış. 'Haramda mutluluk arayana mutluluk haram olmuştur' denir ya insan harama tenezzül ederek mutluluğunu kaybediyor. Helal yoldan da kazanabiliriz.” (İLKHA)

{ "vars": { "account": "G-3SZQ7JT08Q" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }