Ankara Balıkçılar Odası Başkanı Atilla Süslü, balık sezonunun bekleneni vermediğini belirterek balıkçılık sektörünün güncel sorunlarını değerlendirdi. Balık çeşitliliğinde ciddi düşüş yaşandığını, fiyatların yüksek, satışların ise düşük olduğunu ifade eden Süslü, yanlış avlanma, yetersiz denetim ve kültür balıklarındaki fiyat artışının sektörü zora soktuğunu dile getirdi.
Süslü, Ankara’nın coğrafi konumu itibarıyla tüm denizlere eşit mesafede olduğunu vurgulayarak, "Bu yüzden tüm taze balıklar ilk olarak Ankara’ya geliyor." dedi.
"Şu anda hem balık çeşidi çok az hem de fiyatlar oldukça yüksek"
"Bu seneki balık beklentimiz sezon başında iyiydi; ancak şu anda piyasada yeterince balık yok." diyen Süslü, "Geçen sene palamut bolluğu vardı, diğer balık türlerinde de yoğunluk yaşanmıştı. Bu sene ise palamut neredeyse yok denecek kadar az. Şu anda en büyük beklentimiz Karadeniz hamsisi. İnşallah Karadeniz hamsisi çıkarsa biraz rahatlayacağız. Balık sezonu başlayalı yaklaşık 20-25 gün oldu, fakat beklediğimizi bulamadık. Şu anda hem balık çeşidi çok az hem de fiyatlar oldukça yüksek. Bunun birçok nedeni var. Fiyatların yüksek olmasının temel sebeplerinden biri de, neredeyse tüm balık toptancı ve perakendecilerinin zarar etmesidir. Çünkü satış oranı düşük, balık pahalı ve çeşit yok. İnşallah havalar soğudukça, deniz suyu da soğur ve balıkçılık biraz canlanır diye umut ediyoruz. Balık çeşitleri az ve pahalı şu anda hamsi de Marmara'dan çıkmadı. Ege'den gelen hamsilerle idare ediyoruz. Ancak bu hamsiler hem pahalı hem de tat olarak pek iyi değil. Bu yüzden satışlarımız da düşük. İnşallah Marmara ve Karadeniz hamsisi çıkar da rahatlarız." ifadelerini kullandı.
Atilla Süslü
"Limanlarda yapılacak denetimler çok daha etkili olur"
Röportajın devamında Süslü, şunları aktardı:
"Bir hususa özellikle değinmek istiyorum. Balıkçıların denetiminin denizlerde artırılmasını istiyoruz. Bu denetimlerin şehirlerde ya da tezgahlarda değil, liman çıkış noktalarında yapılmasını talep ediyoruz. Çünkü yem fabrikaları, balığın boyuna bakmadan toplu şekilde balık alımı yapıyor. Burada, yani satış noktasında yapılan denetim zaten anlamını yitiriyor. Balık buraya gelmiş, tezgaha düşmüş. Bunun artık nesini denetleyeceksiniz? Limanlarda yapılacak denetimler çok daha etkili olur. Bu sayede balıkların nesli korunur, sürdürülebilir avcılık sağlanır. Denizlerimiz her geçen gün tükeniyor. Bunun en büyük sebebi yanlış avlanma yöntemleri. Bu nedenle balık çeşitliliğimiz azalıyor ve neredeyse tamamen kültür balıklarına bağımlı hale geliyoruz. Kültür balıkları ise birkaç büyük firmanın elinde. Bu nedenle fiyatlar çok yüksek. Özellikle deniz balığı olmadığı günlerde fiyatlar daha da artıyor. Buna bir çözüm üretilmesini, devletimizden bu konuda destek beklediğimizi ifade etmek istiyorum. Kültür balıkları fiyat konusunda da denetlenmeli. Her hafta zam yapılıyor ve bu halkı zor durumda bırakıyor."
"Ankara’da ve genel olarak Türkiye’de balık tüketimi oldukça az"
Balık tüketiminin çok düşük olduğunu ifade eden Süslü, "Ankara’da ve genel olarak Türkiye’de balık tüketimi oldukça az. Türkiye genelinde kişi başına yıllık 6-8 kilogram arası tüketim var. Ankara’da ise bu rakam sadece 2-3 kilogram civarında. Bu oranı artırmak istiyoruz. Toplum olarak daha çok etçil bir yapıya sahibiz ve balık kültürümüz zayıf. Balık kültürümüz çok da yok. Yavaş yavaş artıyor ancak denizlerden balık çekilmediği için artık ithal balığa yöneliyoruz. Mesela Norveç somonu daha fazla tüketiliyor. Oysaki sardalya ve hamsi gibi yerli balıklarımız daha sağlıklı ve omega-3 açısından zengin; ama Norveç’in reklamı çok güçlü olduğu için tüketici Norveç somununa daha çok rağbet ediyor. Bizim de Türk somununa iyi bir tanıtım yapılması gerektiğine inanıyoruz. Devletimizden bize destek vermesini bekliyoruz. Devletimizle iş birliği yaparak Türk somunu, hamsi ve sardalya çeşitlerimizin tanıtımının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Çünkü omega-3 bunlarda daha fazla ama Norveç somununda omega-3 fazlalığı var diye herkes Norveç somununa yöneliyor. En çok ithal ettiğimiz Norveç somunu bizim Türk denizlerindeki balık daha fazla ve daha verimli ama bunun reklamını da yapamıyoruz. Devletimizle işbirliği halinde inşallah bunun artıracağız." ifadelerine yer verdi.
"En büyük sorunumuz, balık boyu denetimlerinin yanlış yerde yapılması"
En büyük sorunlarının boy denetimlerinin yetersizliği ve fiyatların yüksekliği olduğunu aktaran Süslü, "Bizim en büyük sorunumuz, balık boyu denetimlerinin yanlış yerde yapılması. Bu denetimlerin satış noktalarında değil, avcılığın başladığı limanlarda yapılması gerekiyor. Şu anki en büyük sıkıntımız bu. Bir diğer sorunsa, fiyatların yüksek olması. Özellikle kültür balıklarında her geçen gün artan fiyatlar, bizler için ciddi bir sorun oluşturuyor. Tüketici bu fiyatlardan şikâyet ederken, biz satıcılar da rekabet etmekte zorlanıyoruz. Ayrıca balıklar için toptancı haline giriş zorunluluğu bulunmasına rağmen, pek çok kişi bu kurala uymuyor. Marketler, bazı perakendeciler ve pazarcılar balığı kendileri getirip doğrudan satıyor. Bu da toptancı hallerine gelen balık miktarını düşürüyor ve dolayısıyla bizim satışlarımızı da olumsuz etkiliyor. Biz burada vergimizi ödüyoruz, nakliye ücreti ödüyoruz, otopark ücreti ödüyoruz; ama dışarıdan satış yapanlarla rekabet gücümüz azalıyor. Bu duruma belediyelerin ciddi bir denetim getirmesi gerektiğine inanıyoruz." diye konuştu.
"Bütün taze balıklar ilk olarak Ankara’ya geliyor"
Son olarak Süslü, "Ankara, Türkiye'nin tam ortasında yer aldığı için tüm denizlere eşit mesafede. Karadeniz’e de, Marmara’ya da, Akdeniz’e ve Ege’ye de yaklaşık aynı uzaklıkta bulunuyor. Bu yüzden bütün taze balıklar ilk olarak Ankara’ya geliyor. Örneğin, hamsi göç eden bir balık olduğu için Hopa’ya kadar çıkıyor. Hopa’dan Ankara’ya gelmesi, İstanbul’a gitmesinden daha kısa sürüyor. Hopa’dan Ankara’ya 5-6 saatlik bir sürede ulaşırken, İstanbul’a 7-9 saatte gidiyor. Aynı durum Akdeniz ve Ege için de geçerli. Dolayısıyla Ankara, tüm denizlerden gelen balıkların en hızlı ulaştığı yerlerden biri oluyor. Bu nedenle 'Ankara’da taze balık yenir' sözü gerçekten doğrudur. Çünkü denizlerden çıkan balık, ortalama 5-6 saat içerisinde Ankara’ya ulaşıp tezgâhlarda yerini alabiliyor. Ankara halkı hem daha taze hem de nispeten daha uygun fiyatlı balık yiyor. Ancak buna rağmen, şu anda fiyatlar oldukça yüksek." dedi. (İLKHA)