Çocuk Gelişimi ve Aile Danışmanı Dilan Aslan, İLKHA'ya bazı çocuklarda gelişimsel gecikme, disleksi-dikkat eksikliği durumları, okul döneminde ailelerin en çok gözden kaçırdığı belirtiler, uzmana başvurulması gereken durumlar hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
"Davranış bozuklukları, çocuğun gelişim basamaklarının desteklenmeye ihtiyaç duyduğunu gösterir"
Aileler bazı çocukların 'tembel' ya da 'yaramaz' olarak nitelendirmelerine ilişkin konuşan Aslan, "Toplumda hâlâ davranışı, çocuğun kişiliğiyle karıştırma eğilimi var. Oysa bir çocuğun 'yaramaz', 'inatçı' ya da 'tembel' gibi etiketlenmesi çoğu zaman davranışın altında yatan gelişimsel ihtiyacın fark edilmemesinden kaynaklanır. Çocuk gelişimci olarak sahada en sık gördüğüm şey; bu davranışların büyük kısmının aslında: motor gelişim gecikmeleri dil ve iletişim güçlükleri duyusal işlemleme sorunları dikkat ve yürütücü işlev güçlükleri duygusal düzenleme problemleri gibi gelişimsel alanlarla ilişkili olduğudur. Bir çocuk ihtiyacını ifade edemiyorsa, çevresel talepleri karşılamakta zorlanıyorsa ya da duyusal olarak aşırı yükleniyorsa davranışla sinyal verir. Bu duruma aile ya da çevre 'yaramazlık' derken, çocuk ise 'yardım çağrısı' verir. Davranış bozuklukları çocuğun gelişim basamaklarının desteklenmeye ihtiyaç duyduğunu gösterir." şeklinde açıklık getirdi.
"Disleksi, dikkat eksikliği ve yürütücü işlev bozuklukları beynin çalışma şekliyle ilgilidir; tembellikle değil"
"Disleksi ve dikkat eksikliği gibi durumlara dikkat çeken Aslan, "Disleksi ve dikkat eksikliği gibi durumlar görünmez engellerdir. Disleksi yaşayan bir çocuk dışarıdan tamamen 'normal' görünür; dikkat eksikliği olan bir çocuk da 'istemiyor', 'uğraşmıyor', 'dalgın' gibi yanlış yorumlanabilir. Disleksi yaşayan bir çocuk normal bir zekâya sahip ama okuma–yazma süreci ona daha fazla çaba gerektiriyor. Dikkat eksikliği olan çocuk da isteksiz değil, sadece odağını sürdürmekte zorlanıyor. Bu tabloyu bilmeyen biri 'yapmak istemiyor' diye yorumlayabiliyor. Oysa bunlar tembellik değil; nörogelişimsel farklılıklar. Ailelerin birçoğu hâlâ nörogelişimsel farklılıkları bir hastalık ya da kusur gibi algılayabilmektedir. Disleksi, dikkat eksikliği ve yürütücü işlev bozuklukları beynin çalışma şekliyle ilgilidir; tembellikle değil." ifadelerini aktardı.
Aslan, okul döneminde ailelerin en çok gözden kaçırdığı belirtileri de aktararak, "Okul dönemi her şeyin daha görünür olduğu bir süreç ama ailelerin en çok kaçırdığı noktalar şunlar: Okumada–yazmada akranlarına göre yavaş ilerleme harf ve sayı karıştırma, talimatları tam olarak takip edememe, çabuk yorulma ve isteksizlik, özgüven düşüklüğü, dikkatin hızla dağılması… Bunlar, tekrarlandığında sadece 'alışamadı' diye düşünülmemeli; gelişimsel değerlendirme gerekebilir. Aileler çoğu zaman belirtileri fark etse bile 'zamanla düzelir' düşüncesiyle görmezden gelebiliyor." şeklinde belirtti.
Aileler ne zaman bir uzmana başvurmalı sorusuna cevaben Aslan, "Aileler şu durumlarda mutlaka değerlendirme almalıdır: Çocuk sürekli kaçınma davranışı gösteriyorsa, yapabileceği şeyleri yapamıyorsa, derslerde çok çabuk yoruluyorsa, özgüveni düşüyorsa, okuma–yazma becerileri akranlarından geri gidiyorsa, dikkat süresi kısa veya dağınıksa, öğretmen "bir şey var" diyorsa, evde ve okulda benzer zorluklar gözleniyorsa bir uzmana başvurmak için beklemek çoğu zaman süreci geciktirir. Erken müdahale çocuk gelişiminde kritik önem taşır." dedi.
Son olarak Aslan, şu ifadeleri kullandı:
"Çocuklarımızı bir başkasıyla kıyaslamak yerine gelişimsel gecikmelerine ailelerin sıkı bir şekilde takip etmesi gerekmekte. Çocukların eğitimini sürdüren hocaların ailelerin eğitim düzeyini ele alarak açıklamalarda bulunmaları bu süreçte en önemli etkendir. Çünkü aileler, çocuklarına karşı bir hassasiyet oluşabiliyor. Direkt konuya girildiğinde ailelerde travma oluşturabilmekte. Ailelerden istenilen şey çocuklarını bir başkasıyla kıyaslamak yerine gelişimlerini sıkı bir şekilde takip edebilmekte. Her aile gelişimin ne olduğunu maalesef bilmiyorken, hocaların okulda ailelerle iletişim halinde bu durumu güzel bir şekilde açıklamaları gerekmekte. Çünkü ailelerde iletişim ne kadar iyi yönde kurulursa çocuğu da aynı şekilde kazanmak daha hızlı olmakta." (İLKHA)





