Bakan Tekin, Kızılcahamam'da düzenlenen "2024 YLSY Bursiyerlerine Yönelik Vizyon ve Farkındalık Eğitimleri Programı"nın açılışında yaptığı konuşmada, yurt dışına gönderilecek öğrencilere seslendi. 

Milli Eğitim Bakanlığınca yürütülen Yurt Dışına Lisansüstü Öğrenim Görmek Üzere Gönderilecek Adayları Seçme ve Yerleştirme (YLSY) burs programını ve bundan yararlanan öğrencileri çok önemsediklerini vurgulayan Tekin, onların ülkenin hem maddi kalkınma sürecine hem de entelektüel birikimine katkı yapacak şekilde yetişeceklerine inandıklarını belirtti.

Tekin, cumhuriyetin ilanıyla birlikte bursun kurumsallaştığını, 1929'da yasal düzenlemeyle Ecnebi Memleketlere Gönderilecek Talebe Hakkında Kanun ile hukuki bir forma kavuştuğunu anımsatarak, 1960-1980 yılları arasında 27 Mayıs ve 12 Mart darbelerinin yaşandığını, o yıllarda hem siyasi hem de ekonomik istikrarsızlıkların yoğun olduğunu, dönem dönem bursiyerlerin sayısının çok azaldığını aktardı.

Balıkesir’de 95 bin 620 uyuşturucu hap ele geçirildi: 1 tutuklama
Balıkesir’de 95 bin 620 uyuşturucu hap ele geçirildi: 1 tutuklama
İçeriği Görüntüle

Yükseköğretim Kurulunun kurulmasıyla kalkınma planları temel alınarak özellikle temel bilimler, sosyal bilimler ve bilişim alanları gibi alanlarda bursların öncelendiğinin altını çizen Tekin, "2013-2024 yılları arasında ise bu programda çok ciddi bir revizyon yapıldı. Bu revizyonda hem yeni alanlar eklendi hem yeni ülkeler eklendi hem de bu bursun kullanımıyla ilgili zaman içerisinde ortaya çıkan aksaklıklar giderilmiş oldu." dedi.

Bakan Tekin, 1994'te kendisinin de bu bursa başvurduğunu, o zamanlar MEB'in bütün prosedürlerini tamamladığı hâlde 28 Şubat'ın "baskıcı iklimi" içinde yurt dışına gidemediğini belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

"Yurt dışına gönderilmememiz ile ilgili de çok nezaketsiz bir üslupla cevap vermişlerdi. Sadece tek bir satır yazı. Hâlâ Türk siyaseti açısından ben onu önemli bir örnek olarak saklıyorum. Tek satır, 'Yurt dışına gönderilmeniz uygun bulunmamıştır.' Yani sınavı kazandık, o zamanlar araştırma görevlisiydim. Kefalet senetleri, transkriptlerin yabancı dilde noter onaylı çevirisi ve benzeri şeylerden dolayı hemen hemen bir maaşımı bu işe ayırmıştım. Bu kadar emek sarf etmişiz. Evimiz, ailemiz, çoluğumuz, çocuğumuzla başka bir planlama yapmışız. Hatta daha da ileri gitmiştik, yaşadığımız şehirde evimizi boşaltıp zaten yurt dışına gidiyoruz diye çoluğumuzu, çocuğumuzu da alıp Ankara'ya gelmiştik ama tam beklerken tek bir satır yazı, bütün dünyamız alt üst oluyor.

Hâl böyle olunca 2013 yılında müsteşar olarak başlayınca burada bazı temel mantığında revizyonlar yaptık ki onlar çok önem arz ediyor. Bunlardan bir tanesi şu: Bilhassa 17-25 Aralık ve 15 Temmuz süreciyle belirginleşen FETÖ sürecinde bu burslar büyük oranda FETÖ terör örgütünün yurt dışındaki hizmetlerine yani yurt dışındaki işlerini görmek üzere 'abi' ve 'abla' kadrosu gibi kullanılmaya başlanmıştı. Bu kendileriyle aynı paralelde yürümeyen kişilerin önünün kesildiği bir süreçti, bu çok önemliydi. Biz 2013 yılında başladığımızda ilk el attığımız konulardan biri burasıydı. Öğrenci seçimi sürecine müdahale etmiştik. Bir başka husus, bu burslar sadece belli üniversitelerle sınırlandırılmıştı. Türkiye'deki büyük, köklü üniversiteler bu bursların kapsamı dışındaydı. Bugün salonda muhtemelen Türkiye'nin çok köklü üniversitelerinde o üniversiteler adına akademik çalışma yapmak üzere giden arkadaşlarımız var. O tarihe kadar bu mümkün değildi. Yani sınıfsal bir yaklaşımla belli üniversiteler sürecin dışında tutulmuştu, onu çözdük."

Zamanında burslara ilişkin ortaya çıkan sorunları çözmek için 2013'te bir dizi değişikliğe gittiklerini vurgulayan Tekin, "2013 yılında bu bursları FETÖ vesayetinden kurtardık, gerçekten bu anlamda işlevsel hâle getirdik. İkincisi Türkiye'nin köklü ve büyük üniversitelerinin de bu burslarla biraz oradaki o elitist yapıyı, sınıfsal yapıyı kırabilecek işlerin altına imza attık." diye konuştu.

Yurt dışında 6-7 yıl kalan bir bursiyerin, üniversiteye ya da kamu kurumuna döndüğünde oradaki süreleri memuriyetten sayılmadığı için memuriyete yeni başlamış gibi olduklarının altını çizen Tekin, düzenlemelerle birlikte bu sorunun çözüldüğünü aktardı.

Tekin, 2016'da burs kapsamında yurt dışına gitmek için bulundukları kurumlardan istifa etme zorunluluğu sorununu düzenlediklerini ve bu düzenlemelerle sağlık nedeniyle öğrenimini sürdüremeyen öğrencilerden eğitim öğretim sürecindeki harcamaların alınmaması ilkesinin getirildiğini anımsattı.

Türkiye'nin özellikle yakın ilişki hâlinde olduğu ülkelerle ilgili daha detaylı bilgilere ihtiyacın bulunduğunu belirten Tekin, bunun için burs kapsamına 2014'te "Ülke ve Bölge Çalışmaları" isimli bir başlık eklediklerini söyledi.

Bakan Tekin, şöyle konuştu:

"Sonra dedik ki bu başlığı oluşturuyoruz ama bu dönen kişiler ya bu burslarını, eğitimlerini başarıyla tamamlayıp dönen kişiler Türkiye'nin farklı üniversitelerine dağılırsa eğer yine bir şey elde edememiş oluruz. O zaman ne yapmak lazım? Dedik ki her bir üniversiteyi Türkiye'nin bu anlamdaki doğal ilişki hâlinde olması gereken 'hinterland'indeki ülkeler için bir merkez hâline getirelim. Örneğin Rize'deki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitemizi Kafkasya çalışmaları için, Atatürk Üniversitesini İran çalışmaları için, Trakya Üniversitesini Balkan çalışmaları için, Orta Doğu Teknik Üniversitesini Hindistan çalışmaları için, Eskişehir Osmangazi Üniversitesini Orta Asya çalışmaları için bir merkez hâline dönüştürmek istedik. 2013-2014 yılları için söylüyorum, o zamanki hedefimiz en azından odak çalışma yürütebilecek bir grup oluşsun burada ve yarın Türkiye'nin Rusya'yla ilgili, Ermenistan'la ilgili, Kafkasya'yla ilgili, İran'la ilgili bir problemi olduğu zaman hükûmete buralar bilimsel veriler sunsunlar, politika yapıcılar ve uygulayıcılar bu metinlerden faydalansınlar."

Bursun "Ülke ve Bölge Çalışmaları" başlığı ile ilgili süreçlerine devam edeceklerini vurgulayan Tekin, yeni dönemde bursiyerlerin alanlarını belirlerken, hükümet politikasından bağımsız hareket etmediklerini söyledi.

YLSY bursuna ilişkin bilgiler veren Tekin, "Şu ana kadar toplamda 22 bin 487 öğrenci bu burstan yararlanmış durumda. 2024 yılı itibarıyla 45 farklı ülkede 121 üniversite ve 42 kamu kurumu adına toplam 2 bin 785 bursiyerimiz devam ediyor." dedi.

Bakan Tekin, 2002'den itibaren yaklaşık 13 bin öğrencinin bursiyer olarak yurt dışına gönderildiğini bildirerek, "22 bin bursiyerin yaklaşık 13 bininin AK Parti hükûmetleri döneminde ve Sayın Cumhurbaşkanımızın beş yılda 5 bin genci yurt dışına gönderip bu burstan faydalandırma projesinin neticesinde, bugüne kadar yurt dışına gönderilen bursiyerlerimizin yaklaşık yüzde 60'ı 2002'den sonra gönderildi." diye konuştu.

Bugünün, Türkiye'de 28 Şubat darbesinin yarattığı darbe ikliminin sona erdiği, siyasetin üzerindeki vesayet mekanizmalarının ortadan kaldırıldığı, 3 Kasım 2002 seçimlerinin yıl dönümü olduğuna değinen Tekin, öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:

"Benim özellikle dikkatinizi çekmek istediğim şey şu: Yurt dışına gideceksiniz, master, doktora, tez yazacaksınız. Türkiye'de bizim iç politikamız, ekonomimiz, teknolojik ihtiyaçlarımız, bunlarla ilgili yeterince çalışma yapılıyor. Sizin yurt dışına gönderilme sebebiniz, Türkiye'deki herhangi bir konuyu araştırmak değil. Yani bunu biz zaten ilgili mevzuatın içine de koyduk ama bu benim için çok önemli. Yurt dışına gidiyor arkadaşlarımız -örnekleri var- Türkiye'deki herhangi bir etnik ya da dinÎ yapının sosyolojisini çalışıyor. Yani niye böyle bir şey yapıyorsunuz? Türkiye'de yeterince sosyolog yok mu?"

Tekin, bursiyerlere döndükten sonra çalışacakları kurumlarla sürekli irtibatta kalmaları gerektiğini ileterek, "Bulunduğunuz ülkelerde lütfen bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmanın getirdiği ve gerektirdiği vakarla çalışmalarınızı yürütün. Bizi iyi temsil edin, iyi temsil edeceğinize de inanıyorum. Hepinize burs sürecinizde başarılar diliyorum. Türkiye'nin size ihtiyacı var. Türkiye'nin sizin üreteceğiniz bilimsel bilgi birikimine ihtiyacı var. Ülkenin sizin yurt dışında ülkemizi iyi temsil etmenize ihtiyacı var." diye konuştu. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA