5 Temmuz 1993 tarihinde, Erzincan'ın Kemaliye İlçesi Başbağlar Köyü'nde akşam ezanı sonrasında PKK teröristlerinin, 33 masum insanı kurşuna dizerek evleri ve camiyi ateşe vererek gerçekleştirdiği katliamın acısı hala yüreklerimizde derin bir şekilde hissediliyor.

Başbağlar'da insanlık, vicdan ve masumiyet yok edilmiştir.

1990'lı yıllarda Türkiye'nin kitlesel provokasyonlar ve siyasi suikastlarla kaos ortamına sürüklendiği dönemde, yüzyıllardır içimize yerleşen birlikte yaşama irademiz düşmanlık ve nefret duygularıyla tahrip edilerek, milletimizin evlatları birbirine düşürülmek istenmiştir.

Madımak Oteli provokasyonundan hemen sonra intikam amaçlı gerçekleştirilen Başbağlar Katliamı, aslında ülkemiz ve milletimiz üzerinde yıkıcı ve bölücü oyunlar sahneleyen emperyalist planın açığa çıkmış bir özetidir.

Ülkemizin yakın tarihi acılarla dolu ve bu acılar hepimizin ortak acısı. Bu acıları bölüp yarıştırmak doğru değildir ve bu olaylardan nefret ve şiddet dili geliştirmek, ülkemizin bütünlüğüne zarar vermektedir. Her ne gerekçeyle olursa olsun, bu tür katliamları savunmak, terörizme destek vermek demektir.

Aradan 30 yıl geçmesine rağmen, katliamın failleri hukuki olarak tam olarak aydınlatılamamış, suçlular hak ettikleri cezaya çarptırılmamış ve katliamın acısı yüreklerde hala taze durmaktadır. Katliamın faillerinin kararlılıkla, titizlikle ve ciddiyetle araştırılması, sadece gerçeklerin ortaya çıkması için değil, toplumsal barışın ve adaletin tesis edilmesi için de son derece önemlidir.

Bu vesileyle, terörün kurbanı olan tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz ve Başbağlar başta olmak üzere, tüm katliamları ve terör eylemlerini lanetliyoruz.

Kaynak: (Haber Merkezi)