Ankara Filistin Dayanışma Platformu (ANFİDAP) tarafından “Gazze’nin İnşa Süreci: İnsani Kapasite ve Eğitim” başlığıyla düzenlenen basın açıklaması, Memur-Sen Genel Merkezi’nde gerçekleştirildi.

Moderatörlüğünü ANFİDAP Dönem Sözcüsü İsmail Mansur Özdemir'in yaptığı programda basın açıklaması öncesi alanında uzman isimler Gazze’de eğitimi değerlendirdi.

Eski UNRWA Öğretmenler Sendikası Başkanı ve Gazze Eğitim Sorumlusu Dr. Sühel Elhindi, Gazze İslam Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Kemalin Şaat, Cihannüma Gazze Raporu Yazarı ve AYBÜ Öğretim Üyesi Dr. Yunus Emre Aydınbaş tarafından birer konuşma yapıldı.

Konuşmalarda; Gazze’de eğitim altyapısının bilinçli şekilde hedef alındığını ve insani kapasitenin yok edilmeye çalışıldığını vurguladı.

Yapılan konuşmaların ardından ANFİDAP adına Türkçe, İngilizce ve Arapça olmak üzere üç dilde basın açıklaması okundu. Basın açıklamasının Türkçe metni Memur-Sen Ankara İl Temsilcisi Nevzat Öylek, İngilizce metni Nurullah Cesur ve Arapça metni Muhammed Derviş tarafından okundu.

"Gazze’deki kriz, istatistiklerle ifade edilemeyecek kadar derin bir insani acıyı barındırmakta"

Basın açıklamanın Türkçe metnini okuyan Memur-Sen Ankara İl Temsilcisi Nevzat Öylek "Gazze’de yaşanan insani kriz, birbiriyle iç içe geçmiş yaşam hakkı ihlalleri, sağlık sisteminin çöküşü, çocukların ve kadınların korunamaması, eğitim hakkının fiilen ortadan kalkması ile derinleşen bir insanlık sınavına dönüşmüş durumdadır. Günlük hayatın en temel unsurları olan güvenlik, barınma, sağlık ve eğitim; belirsizlik, korku ve sürekli kesintiler altında anlamını yitirmekte, bu durum özellikle çocuklar için umutların ve hayallerin aşınmasını da beraberinde getirmektedir. Gazze’deki kriz, istatistiklerle ifade edilemeyecek kadar derin bir insani acıyı barındırmakta; en çok da sesi en az duyulan çocukların, korunması gereken bir kuşağın, geleceğini karartmaktadır. Yaşanan insan hakkı ihlalleri birçok önemli ve farklı boyutu bulunmakta, bunların önde gelenlerinden biri de yaşanan eğitim hakkı ihlalleridir." dedi.

"Eğitim, Gazze’de sadece bir akademik bilgi edinme aracı değil; cehaletle mücadele, geleceği ayakta tutan ahlaki ve insani bir sorumluluk olarak görülüyor"

Gazze'de eğitime verilen öneme vurgu yapan Öylek, şunları aktardı:

"Gazze’de yaşayan aileler, savaş, yoksulluk ve altyapı eksikliklerine rağmen çocuklarının eğitimini en öncelikli hak olarak görüyor ve eğitimin kesintisiz sürdürülmesi için büyük çaba harcıyor.  Yıllardır süren çatışma ve abluka koşullarına rağmen Gazze halkı, direnç ve mücadele ruhunu eğitimle birleştirerek okuma ve öğrenmeyi hem bir kimlik ve onur aracı, hem de toplumsal dayanışmanın temeli olarak benimsiyor. Eğitim, Gazze’de sadece bir akademik bilgi edinme aracı değil; cehaletle mücadele, geleceği ayakta tutan ahlaki ve insani bir sorumluluk olarak görülüyor."

Gaziantep'te "Huzurlu Okul Önleri ve Huzurlu Sokaklar" uygulaması
Gaziantep'te "Huzurlu Okul Önleri ve Huzurlu Sokaklar" uygulaması
İçeriği Görüntüle

“Gazze’de eğitim hakkı ihlalleri diğer ağır ihlallerin gölgesinde kalıyor”

Öylek "Gazze bağlamında yaşam hakkı, sağlık hizmetlerine erişim, kadın ve çocukların korunması ile savaş hukuku ihlallerine ilişkin olarak Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi, Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), Uluslararası Adalet Divanı (UAD) ve çeşitli BM Özel Raportörleri nezdinde bağımsız ve ayrı süreçler yürütülmektedir. Buna karşılık, eğitim hakkının ihlali çoğu zaman bu ağır ihlallerin gölgesinde kalarak, doğrudan ve sistematik niteliğine rağmen yeterince ele alınmamaktadır. Oysa okulların hedef alınması, eğitim altyapısının tahrip edilmesi, eğitim faaliyetlerinin uzun süreli kesintiye uğraması ve çocukların güvenli öğrenme ortamlarından yoksun bırakılması, uluslararası insan hakları hukukunda bağımsız bir ihlal alanı oluşturur. Bu nedenle konuya özellikle eğitim hakkı üzerinden dikkat çekilmesi, diğer ihlallerin önemini azaltmak değil; aksine, hâlihazırda farklı uluslararası mekanizmalarca izlenen alanların dışında kalan ve çocukların geleceğini doğrudan etkileyen eğitim hakkı ihlallerinin görünür kılınmasını amaçlamaktadır." ifadelerine yer verdi.

“Gazze’de eğitim hakkına yönelik ihlallerde uluslararası ikiyüzlülük”

"Gazze’de çocukların eğitim hakkı, uluslararası hukukta temel bir insan hakkı olarak güvence altına alınmış olmasına rağmen, ABD, AB ve hatta Birleşmiş Milletler, yaşanan ihlallere karşı etkili bir yaptırım veya koruyucu önlem geliştirmemekte, ciddi bir ikiyüzlülük sergilemektedir." diyen Öylek "ABD Başta olmak üzere bazı Batı ülkeleri, israilin bu ihlallerini görmezden gelmekle kalmayıp, dolaylı veya doğrudan destekleyerek, Gazze’deki eğitim krizinin sürmesine neden olmaktadır. Gazze’de eğitim hakkının ihlali, uluslararası hukukun doğrudan konusu olan bağımsız ve ciddi bir sorun olarak ortaya çıkmaktadır. Gazze’de eğitim, israilin şiddetli saldırılarıyla okulların yerle bir edilmesi, öğretmen ve öğrencilerin hedef gözetilerek katledilmeleri nedeniyle fiilen devam etmesi imkânsız hale gelmiştir. Güvenliğinin sağlanamaması, uzun süreli okul kapanmaları ve çocukların yerinden edilmesi, çocukların kesintisiz, güvenli ve erişilebilir eğitime ulaşmasını fiilen imkânsız kılmaktadır. Bu durum, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ile güvence altına alınan eğitim hakkının; fırsat eşitliği, erişilebilirlik ve süreklilik ilkeleriyle bağdaşmamakta, özellikle çatışma ortamında çocukların korunması yükümlülüğünü ihlal ederek eğitim hakkını diğer haklardan bağımsız ama onlarla bağlantılı şekilde sistematik olarak ortadan kaldırmaktadır. Gazze’deki çocuklar bugün uluslararası hukukun koruması altındaki olması gereken eğitim, güvenli ve istikrarlı öğrenme ortamına erişim, psikolojik ve sosyal destek ve koruma ve güvenlik haklarını savaş nedeniyle kaybetmiş durumdadır. Bu temel insan haklarından biri olan eğitimin durması, çocukların uzun vadeli gelişimi ve gelecekteki fırsatları açısından da ciddi bir tehdittir." şeklinde belirtti.

Gazze'de yaklaşık 800 bin öğrenci eğitimden mahrum bırakıldı

Öylek "7 Ekim 2023’ten itibaren süren çatışmalar nedeniyle Gazze’de okulların büyük kısmı kapandı, yıkıldı veya başka amaçlarla kullanılmaya başlandı. UNESCO ve UNICEF verileri, okulların yüzde 95’inin zarar gördüğünü veya kullanılamaz hâle geldiğini gösteriyor. Birleşmiş Milletler ve yerel raporlara göre, eğitim altyapısının büyük kısmı hasar gördü veya tamamen yok oldu. 625 binden fazla öğrenci okula erişemiyor; ilköğretim ve ortaöğretimde 630 bin, üniversitede 88 bin öğrenci eğitimden mahrum bırakıldı. Sistematik okul eğitimi yaklaşık üç yıldır sürekli kesintiye uğruyor. Binlerce öğretmen ve eğitim çalışanı hayatını kaybetti veya yaralandı. Çocuklar savaş travması, kayıplar ve belirsizlik nedeniyle yüksek psikolojik destek ihtiyacıyla karşı karşıya bulunuyor. Eğitim eksikliği, çocukların psikososyal gelişimini, sosyal güvenliğini ve normal rutinlerini olumsuz etkiliyor. Uzun süreli kesintiler, çocukların motivasyonunu, akademik ilerlemesini ve toplumsal kalkınma potansiyelini ciddi biçimde düşürüyor. Bazı çevrimiçi okullar ve geçici öğrenme noktaları kurulmuş olsa da, internet, elektrik ve kaynak eksiklikleri nedeniyle çoğu öğrenciye ulaşamıyor. Çadır sınıflar ve geçici eğitim merkezleri, eski sistemin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalıyor. Okula erişim kaybı ve uzun dönem kesintiler, çocukların eğitimden kopmasına ve eğitimin toplumsal işlevinin zayıflamasına yol açıyor." dedi.

ANFİDAP’tan Gazze’de eğitim hakkı için küresel girişim çağrısı

ANFİDAP olarak uluslararası kamuoyunun Gazze’deki diğer insani kriz alanlarının yanında eğitim hakkı ihlallerini görerek küresel kamuoyu farkındalığını artırmayı hedefleyen girişimler başlatılma sorumluluğuyla Türkiye ve dünya kamuoyuna seslendiklerini belirten Öylek, şunları aktardı:

"Daha önce küresel kamuoyunun dikkatini çeken aktivist kampanyalar, eğitim odaklı olarak yeniden hayata geçirilmelidir. BM Çocuk Hakları Komitesi, BM Eğitim Hakkı Özel Raportörü ve UNESCO’ya hukuki raporlar sunulmalı; eğitim hakkı ihlallerini belgeleyen akademik ve sivil izleme çalışmaları yürütülmelidir. Üniversiteler, barolar, sivil toplum kuruluşları ve eğitim sendikaları aracılığıyla uluslararası konferanslar ve paneller düzenlenmelidir. Sosyal medya farkındalık kampanyaları, uluslararası imza kampanyaları, sanatsal etkinlikler, fotoğraf ve kısa film yarışmaları ile dijital sergiler düzenlenerek Gazze’deki eğitim hakkı ihlalleri görünür kılınmalıdır. Uluslararası STK’lar, öğrenci ve öğretmen birlikleri, eğitim sendikaları ve eğitim bakanlıklarıyla iş birliği yapılarak kamuoyu ve karar alıcıların farkındalığı artırılmalıdır. İnternet, mobil uygulama ve açık kaynaklı materyallerle sınırlı da olsa çocukların ve gençlerin eğitime erişimini sürdürecek çevrim içi ve hibrit eğitim çözümleri geliştirilmelidir. Uzman kuruluşlar eğitim erişimi çalışmaları yürütmeli, yardım kuruluşları bu çalışmaları finanse edecek kampanyalar başlatmalıdır. Çocukların eğitimine doğrudan destek sağlayacak burs, materyal yardımı ve altyapı projeleri için uluslararası bağış ve fon toplama kampanyaları başlatılmalıdır. Uluslararası toplum ve hükümetler nezdinde, Gazze’deki eğitim hakkının korunması için imza kampanyaları, dilekçeler ve savunuculuk çalışmaları yürütülmelidir."

Ankara’dan dünyaya eğitim hakkı için vicdan çağrısı

Son olarak Öylek "ANFİDAP olarak bundan önce farklı alanlarda olduğu gibi bu sefer de eğitim hakkının ihlali konusunda Ankara’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan tüm dünyaya yayılacak bu vicdan çığlığının, bir duyarlık çığına dönüşmesi için üzerimize düşeni yapacağımızı ifade ediyor, tüm duyarlı kişi ve kuruları bu çağrıya kulak vermeye ve sorumluk almaya davet ediyoruz." dedi.

Türkçe açıklamanın ardından İngilizce metni Nurullah Cesur ve Arapça metni Muhammed Derviş tarafından okundu. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA