Bedran, El Cezire'ye yaptığı açıklamada, "Şu ana kadar medyada söylenen her şeyi duyduk, ancak harekete resmi bir teklif ulaşmadı." dedi.
ABD tarafının işgalcilerle koordinasyon halinde çeşitli girişimler ve fikirler hakkında konuşmasının ilk kez olmadığını, bunların genellikle arabulucular aracılığıyla harekete sunulmadan önce geliştirilmesinin zaman aldığını sözlerine ekleyen Bedran, hareketin medyada yayınlananlara kapsamlı ve resmi yanıtlar veremeyeceğini ancak müzakerelere ilişkin net parametreler ve sabitlere bağlı olduğunu vurguladı.
"HAMAS'ın ne liderliği ne de kendisini ilgilendiren herhangi bir konu hakkında özel bir talebi yoktur." ifadelerini kullanan Bedran, müzakerelerin Filistin halkının, özellikle de medyada "her gün soykırıma maruz kalan" Gazze Şeridi sakinlerinin yararına yürütüldüğünü açıkladı.
Bedran, hareketin dile getirdiği Filistin taleplerinin "ulusal olduğunu ve her zaman çeşitli Filistinli gruplar ve güçlerle tam bir koordinasyon ve istişare içinde yürütüldüğünü" vurgulayarak, hareketin ilk günlerinden bu yana öncelikli hedefinin savaşı durdurmak olduğunu ve bu hedefe bağlı kalmaya devam edeceklerini vurguladı.
Bedran, işgalcilerin Gazze Şeridi'nden çekilmesinin ulusal düzeyde uzlaşılan bir konu olduğunu ve direniş grupları ve halk arasında mutabakat sağlandığını söyledi.
Filistin halkının, tüm uluslararası hukuk ve düzenlemelerle güvence altına alınan kendi kaderini tayin hakkının doğal olduğunu vurgulayan Bedran, Filistin davasının ve işgalin başlangıcından bu yana onlarca yıldır Filistinlilerin talebinin bu olduğunu; bunun da uluslararası hukuka uygun bir talep olduğunu kaydetti.
Bedran, "Biz dünyanın en medeni, deneyimli ve siyasi olarak bilinçli halklarından biriyiz ve özellikle halkımızın efsanevi kararlılığı, sarsılmaz duruşu ve topraklarına olan bağlılığından sonra, kimsenin bize sanki herhangi bir partinin vesayetine ihtiyaç duyan küçük bir halkmışız gibi davranmasını kabul etmeyeceğiz." dedi.
HAMAS lideri, Gazze veya Batı Şeria'daki Filistin meselelerinin yönetiminin Filistin'in iç meselesi olduğunu ve "bu konuda içeride mutabakata varılması gerektiğini, ancak bu yöndeki her türlü çabayı memnuniyetle karşıladığını" yineledi.
Bedran, "Ne bölgesel ne de uluslararası hiçbir partinin, Filistin halkına işlerini nasıl yöneteceğini, liderlerini nasıl seçeceğini veya Filistin halkının tarihindeki bu hassas döneme nasıl liderlik edeceğini dikte etme hakkı yoktur." ifadelerini kullandı.
Müzakerelerin aylardır devam ettiğini ve bu konuda "saldırıların sona ermesi ve işgalcilerin Gazze Şeridi'den çekilmesi gerekliliğinin" şart olduğunu vurgulayan Bedran, "Bu tartışmaya açık bir konu değil ve belki de detaylar görüşülecektir, ancak ilkelerden ve halkımızın kendi iç işlerini yönetme, acil yardım ve yeniden yapılanma haklarından taviz verilemez." dedi.
Bedran, "Filistin güçleri, fraksiyonları ve kamuoyu arasında uzlaşıya varılan ulusal ilkelerden ödün vermeden, herhangi bir partiden gelebilecek her türlü öneri ve fikre açığız." diye ekledi.
Direniş ve silah meselesiyle ilgili olarak Bedran, "Filistinliler olarak işgale direnme hakkımız, uluslararası hukuk ve yasalarla tam uyumlu meşru bir haktır. Meşru müdafaa kapsamında her türlü direnişi uygulama hakkımız vardır." ifadelerini kullandı.
ABD Başkanı Donald Trump, bugün erken saatlerde yaptığı açıklamada, önerdiği "Gazze barış planı"na işgal rejimi ve bazı Arap liderlerden "çok iyi yanıt" aldığını belirterek, planla ilgili müzakerelerin "son aşamasında" olduğunu vurguladı.
Trump, Reuters'a verdiği röportajda, "herkes bir anlaşma yapmak istiyor" diyerek, pazartesi günü işgal başbakanı Binyamin Netanyahu ile yapacağı görüşmede bir anlaşmaya varma umudunu dile getirdi.
Önerinin "sadece Gazze'yi değil, aynı zamanda Ortadoğu'da daha geniş kapsamlı bir barışı sağlamayı" hedeflediğini açıklayan Trump, Axios'a yaptığı açıklamada ise, anlaşmanın bölgede kapsamlı bir barışın önünü açabileceğini vurgulayarak, "Herkes bir anlaşmaya varmak için bir araya geldi, ancak bunu gerçekten yapmamız gerekiyor." dedi.
ABD Başkanı, planının Gazze'deki savaşı sona erdirmenin ötesine geçtiğini ve "Orta Doğu'da daha geniş bir barış hamlesi sağlamayı" amaçladığını vurgulayarak, "Bunu başarırsak, hem israil hem de Orta Doğu için harika bir gün olacak. Bu, Orta Doğu'da gerçek barış için ilk fırsat olacak. Ama önce bunu başarmalıyız." dedi.
Daha önce Ürdün Kralı II. Abdullah, ABD Başkanı Donald Trump'ın Gazze'deki savaşı sona erdirme önerisi konusunda Arap ve İslam ülkeleri liderleri arasında "büyük bir mutabakat" olduğunu doğrulamıştı.
Kral Abdullah, planda "büyük ölçüde mutabakat sağlandığını" belirterek, "Arap ve Müslüman liderlerle önemli bir yakınlaşma ve bölgedeki gelişmeler, özellikle Filistin sorunu ve Gazze'deki durum konusunda dost ülkelerle görüş birliğine varıldığını" kaydetti.
Geçtiğimiz gün, ABD Başkanı Donald Trump'ın daveti üzerine New York'taki Birleşmiş Milletler Genel Merkezi'nde çok taraflı Gazze Zirvesi düzenlenmişti, Zirveye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,Katar Emiri ve Ürdün Kralı da dahil olmak üzere çok sayıda Arap ve İslam ülkesi lideri katıldı.
Zirvede, yaklaşık iki yıldır devam eden Gazze savaşının sona erdirilmesinin yolları ele alınırken Trump; ateşkes, esirlerin geri gönderilmesi, yardımların girişinin sağlanması ve Gazze Şeridi'nin yeniden inşası için düzenlemeler yapılmasını içeren 21 maddelik bir plan sundu. (İLKHA)