Açıklamada, işgal rejiminin Filistin'e yönelik saldırıları "tarihin en acımasız soykırımı" olarak tanımlanırken, İslam ülkeleri ve uluslararası kuruluşlar sert ifadelerle eleştirildi.

Filistin topraklarında süregelen işgale dikkat çeken Durmaz, "1917'de başlayan işgal süreciyle Filistin toprakları yüz yılı aşkın süredir zulüm ve vahşete sahne olmaktadır. 1948'de yaşanan Büyük Felaket/Nekbe ile birlikte milyonlarca Filistinli evlerinden sürülmüş, toprakları gasp edilmiş, büyük katliamlara maruz bırakılmıştır. Bugün Kudüs-ü Şerif işgal altında, ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa, esaret altındadır. 2007'den bu yana hem karadan hem denizden hem de havadan abluka altında tutularak adeta açık hava hapishanesine dönüştürülen Gazze'de, son iki yıldır tarihin tanık olduğu en acımasız soykırım sürdürülmektedir. Bu ağır şartlar altında Filistin halkı ve direniş grupları, vatanlarını ve hepimizin ortak mukaddesatını savunmak için meşru bir mücadele yürütmektedir." şeklinde konuştu. 

"Aksa Tufanı meşru bir direniştir"

Direnişin işgale karşı meşru olduğunu söyleyen Durmaz, "7 Ekim 2023'te gerçekleşen Aksa Tufanı Operasyonu da bu bağlamda işgale karşı meşru bir direniş hareketi olarak tarihe geçmiştir. Ancak o günden bu yana işgalci siyonist rejim, ABD'nin sınırsız desteği ve İslam ülkelerinin sessizliğinden aldığı güçle tüm dünyanın gözü önünde, bütün insani değerleri çiğneyerek Gazze'de soykırım gerçekleştirmektedir. Bebekler, çocuklar, kadınlar acımasızca katledilmekte, insanlar açlıktan öldürülmektedir. Ne yazık ki insanlık vicdanı ve sivil inisiyatifler ayağa kalksa da devletler harekete geçmemekte, sözde uluslararası kuruluşlar da bu vahşetin ortağı olmaktadır. İki yıldır dünyanın gözü önünde işlenen bu insanlık suçu karşısında somut ve caydırıcı adım atmayan İslam ülkelerinin yöneticileri ise bu zulme sessizlikleriyle ortak olmaktadır." dedi. 

Gazze’de ateşkes planına İran’dan açıklama geldi
Gazze’de ateşkes planına İran’dan açıklama geldi
İçeriği Görüntüle

"Gazze'ye bir yudum su ulaştıramıyorlar, bu büyük bir utançtır"

İslam ülkelerinin pasif tutumunu eleştiren Durmaz, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Sahip oldukları devasa boyutlardaki askeri ve ekonomik kapasitelerine rağmen İslam ülkelerinin, siyonist rejimin izni olmadıkça Gazze'ye bir yudum su bile ulaştıramamaları büyük bir utançtır. Bu utanç, asırlar boyunca üzerimizden silinmeyecektir. Artık daha fazla geç kalınmadan harekete geçilmelidir! siyonist rejimin gerçekleştirdiği soykırım, işgal ve abluka güç kullanmak suretiyle derhal durdurulmalı, failler hem ulusal hem de uluslararası mahkemelerde yargılanarak hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. Bu bağlamda, Türkiye'den giderek soykırım suçuna iştirak eden sözde çifte vatandaşlar da yargılanmalıdır. Bu konuda verilen kanun teklifi, daha fazla bekletilmeden yasalaştırılmalıdır. İslam ülkeleri, kınama ve açıklamalarla yetinmemeli; siyasi, ekonomik ve diplomatik baskı başta olmak üzere somut ve caydırıcı adımlar atmalıdır."

"ABD üsleri kapatılmalı, yatırımlar durdurulmalı"

Açıklamasında İslam ülkelerine çağrıda bulunan Durmaz, "Bölgedeki emperyalist çıkarları zarar görmedikçe ABD, siyonist rejime olan desteğini kesmeyecek, iplerini dizginlemeyecektir. Bu bağlamda İslam ülkelerindeki ABD üsleri kapatılmalı, ABD'yi finanse edecek 'yatırımlar' durdurulmalı, anlaşmalar askıya alınmalıdır. Gerçekleştirdikleri soykırıma rağmen Gazze halkının iradesini teslim alamayan ABD ve siyonist işgal rejiminin, Filistin'e komşu ülkeler başta olmak üzere İslam ülkelerine dayattıkları, HAMAS'ı yok sayan ve direnişi silahsızlandırmayı amaçlayan plan ve sözde anlaşma tekliflerine payanda olunmamalıdır. Sözde iki devletli çözüm çağrılarını dillendiren yöneticiler bilmelidir ki, Gazze direnişi yok edilirse ve HAMAS tasfiye edilerek devre dışı bırakılırsa, ortada bir Filistin devleti kalmayacak; siyonist rejim mahalle mahalle bütün Filistin'i işgal ederek yahudileştirecektir. Bu hataya düşülmemeli, işgal ve yıkım planına ortak olunmamalıdır." ifadelerine yer verdi.

"HAMAS Filistin halkının iradesidir"

Durmaz, açıklamasının sonunda Filistin direnişine ve özellikle HAMAS'a yönelik baskılara dikkat çekerek şunları ifade etti:

"Filistin direnişi haklı ve meşrudur. HAMAS, Filistin halkının iradesidir. Dolayısıyla HAMAS'a değil, siyonist işgal rejimine baskı yapılmalıdır. Türkiye, Katar ve Mısır başta olmak üzere İslam ülkeleri, HAMAS'ın tasfiyesini öngören plan ve sözde anlaşma dayatmasına karşı çıkmalı, hep birlikte güçlü ve kararlı bir duruş sergilemelidir. Kudüs de Gazze de bütün bir Filistin de İslam yurdudur ve asla sahipsiz değildir, sahipsiz bırakılmamalıdır. Bilinmelidir ki zulümle abad olunmaz! Ne ABD'nin desteği ne de gerçekleştirdiği katliamlar siyonist rejimi yok olmaktan kurtarabilecektir. Kudüs ve Gazze özgür olana kadar mücadele sürecek; er ya da geç siyonist işgal rejimi yeryüzünden silinecektir. Ve eğer birlik olursak, bu bizim elimizle gerçekleşecektir. İşgalci rejimin soykırımını bir kez daha lanetliyor; şehit düşen kardeşlerimizi rahmetle yad ediyor, Filistin Direnişini ve asil halkını saygıyla selamlıyoruz." (İLKHA)

Kaynak: İLKHA