HÜDA PAR Genel Başkan Vekili ve Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Demir, belediyelere yapılan yolsuzluk operasyonlarıyla ilgili, “Yolsuzluk yapan hangi partiden olursa olsun—CHP'si, AK Partisi, İYİ Partisi veya diğerleri—mutlaka hesabı sorulmalı ve hukukî anlamda sonuna kadar gidilmelidir.” dedi.

İşgal rejiminin Suriye saldırılarını telin eden Demir, "İslam ülkelerinin, siyonizme karşı net bir şekilde birliktelik fotoğrafı vermesi, birlikte karşı çıkması ve askerî tedbirler alması bir zorunluluk ve ihtiyaç haline gelmiştir." ifadesini kullandı.

Bazı bölgelerde ciddi kuraklığın söz konusu olduğunu ve  belirterek bu konu hakkında önerilerde bulunan Demir, Doğu ve Güneydoğu’da aşırı sıcaklıklarla birlikte elektrik faturalarının yükseldiğini belirterek devletin, düşük gelirli vatandaşlara fatura konusunda yardım etmesi gerektiğini kaydetti.

“İslam ülkelerinin siyonizme karşı askerî tedbirler alması bir zorunluluktur”

Konuşmasına işgal çetesinin Suriye’deki saldırılarını lanetleyerek başlayan Demir,  “Bu saldırılar bir kez daha net bir şekilde ortaya koydu ki, bölgedeki hiçbir ülke siyonizmin şerrinden ve saldırılarından emin değildir; güvende olamaz. Burada net olarak anlaşılan bir hakikat de şudur: israil terör şebekesinin anladığı tek dil güçtür. Bunu, 12 günlük İran ile yaptığı savaşta da net olarak gördük. Ne zaman ki karşısında şiddet gördü, hemen barış havarisi kesilmeye ve ateşkes istemeye başladı. Dolayısıyla bütün bunlardan dersler çıkararak İslam ülkelerinin, siyonizme karşı net bir şekilde birliktelik fotoğrafı vermesi, birlikte karşı çıkması ve askerî tedbirler alması bir zorunluluk ve ihtiyaç haline gelmiştir. Aksi halde bu coğrafyada hiçbir ülke, israilin ve onun işbirlikçisi olan Amerika'nın ve diğer yandaşlarının şerrinden emin olamaz. Bunu bir hakikat ve realite olarak bir kez daha altını çizerek ifade edelim.” dedi.

“Kamu malı aynı zamanda yetimin ve öksüzün malıdır”

Belediyelere yapılan yolsuzluk operasyonlarına da değinen Demir, “Biz belediyeleri milletin emaneti ve malı olarak görürüz. Bunların şaibeden uzak, temiz ellerde muhafaza edilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Son günlerde CHP'li belediyelere yönelik yolsuzluk iddiaları kamuoyunun gündemindedir. Bu iddialar titizlikle araştırılmalı ve adil bir yargılama süreci yürütülmelidir. Yolsuzluk, milletin malına el uzatmaktır. Kim yaparsa yapsın, milletin malına el uzatanın yanına asla bu kâr kalmamalıdır. Hukukî olarak mutlaka gereken adımlar atılmalıdır. HÜDA PAR olarak tavrımız nettir: Kamu malı aynı zamanda yetimin ve öksüzün malıdır. Hiç kimse yetkisini şahsî menfaatine alet haline getiremez; buna izin verilmemelidir. Yolsuzluk yapan hangi partiden olursa olsun—CHP'si, AK Partisi, İYİ Partisi veya diğerleri—mutlaka hesabı sorulmalı ve hukukî anlamda sonuna kadar gidilmelidir.” şeklinde konuştu.

“Temiz eller anlayışıyla partiler üstü bir yaklaşım benimsenmeli”

“Şeffaflık, kesintisiz hizmet ve adil yönetim, yerel yönetimlerin olmazsa olmaz şartıdır.” diyen Demir, şöyle devam etti:

“Bunların sağlanabilmesi için temiz siyaset ilkesine hep birlikte sahip çıkmalıyız. Milletin emanetini taşıyan ellerin muhakkak temiz olması ve şaibelerden uzak olması gerekir. Bu çağrımız kutuplaşmayı değil, hukuk içinde ortak bir duruşu hedeflemektedir. Adalet yerini bulsun; milletin içi ferahlasın. Temiz eller anlayışıyla partiler üstü bir yaklaşım benimsenmelidir. Bu amaçla HÜDA PAR olarak, siyaset kurumuna bir çağrıda bulunmak istiyoruz: Yolsuzlukla mücadele konusunda Meclis bünyesinde etkili bir denetim mekanizması tesis edilmeli ve yapılan denetimler şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmalıdır. Böylece belediyelerde bu tür usulsüzlüklerin önüne geçilsin; yetim malı heder edilmesin.”

“Sorununun çözümünde kısa vadeli çözümler yeterli değil”

Bazı bölgelerde ciddi kuraklığın söz konusu olduğunu belirten Demir, “Son yıllarda yaşanan yağış düzensizlikleri ve sıcaklık artışları, kuraklık riskini her zamankinden daha görünür hale getirdi. Türkiye'nin birçok ilinde bu anlamda ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır. Bu yıl tarımsal kuraklık çiftçiyi ciddi anlamda etkiledi; tarım arazilerini vurdu. Tarlalar susuzlukla kavrulurken, şehirlerin su ihtiyacını karşılayan barajlardaki su seviyeleri de maalesef ciddi oranda düştü. Şu an alarm veren bir durum söz konusudur. Su sorununun çözümünde kısa vadeli çözümler yeterli değildir. İklim modelleri dikkate alınarak daha kurak senaryolara hazırlık yapılmalıdır. Uzmanların ve bakanlık yetkililerinin açıklamalarına göre yağışlardaki düşüş, bugüne kadar hiç görülmemiş seviyededir.” dedi.

“Tek kaynağa (barajlar) bağımlılığın getirdiği risklerden kurtulmamız gerekiyor”

Su israfına da dikkat çeken Demir, park ve bahçelerin verimsiz sulama yöntemlerinin kullanılmaması gerektiğini ifade etti. Demir, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Belediyeler bundan sonraki süreçte klasik altyapı hizmetlerinin ötesine geçerek, suyun korunması ve sürdürülebilir temini için modern adımlar atmalıdır. Su temininde çeşitlilik sağlanmalıdır. Tek kaynağa (barajlar) bağımlılığın getirdiği risklerden kurtulmamız gerekiyor. Farklı alternatiflere yönelmemiz şarttır. Yağmur suyu hasadı sistemleri yaygınlaştırılmalıdır. Altyapıdaki kayıp-kaçak oranlarını azaltmak için ileri teknolojiler kullanılmalıdır. Gri su geri kazanımı (banyo-lavabo sularının arıtılıp park-bahçe sulamada kullanılması) bir ihtiyaç haline gelmiştir. Deniz suyu arıtma (desalinasyon) uzun vadeli çözümler arasında değerlendirilmelidir.”

“Tasarrufu bir hayat biçimi haline getirmemiz zorunluluktur”

Su kullanımında tutumlu olunması gerektiğini ifade eden Demir, “Bugün evlerimizde musluktan sınırsız akan su, geçmişte birkaç metreden kolayca çıkarılabilirken, artık onlarca metre derinliklerden güçlükle temin edilebilmektedir. Sınırsız gibi görünen her kullanım, aslında geleceğimizin tüketilmesidir. Su, hayatın ta kendisidir ve onu korumak hepimizin ortak görevidir. Suyun kıymetini bugünden anlayıp tasarrufu bir hayat biçimi haline getirmemiz zorunluluktur. Toplumda ciddi bir farkındalık oluşturulmalıdır.” dedi.

“Suya erişim genel bir sorun haline gelmiştir”

HÜDA PAR Konya İl Yönetimi, Konya’nın sorunlarını Meclis'e taşıdı
HÜDA PAR Konya İl Yönetimi, Konya’nın sorunlarını Meclis'e taşıdı
İçeriği Görüntüle

Kuraklık ve şebeke sorunlarından dolayı bazı kent merkezlerinde su sıkıntısı yaşandığını ifade eden Demir, “Bingöl'de özellikle Doğu ve Güneydoğu'da yaygınlaşan bu sorun ciddi boyutlara ulaşmıştır. Sular çekilmiş, şehir merkezinde dahi içme suyuna ulaşmak zorlaşmıştır. Aynı şekilde Şırnak, Mardin, Urfa, Diyarbakır, Batman ve diğer sıcak iklim kuşağındaki illerde de benzer sorunlar derinleşmektedir. Birçok köy ve yerleşim yerinde kuyular kurumuş, suya erişim genel bir sorun haline gelmiştir.” şeklinde konuştu.

“Ödenek yetersizliği veya imkânsızlık gibi bahanelerin arkasına sığınılmamalı”

Yerel yönetimler ve valiliklerin acil inisiyatif alması gerektiğini belirten Demir, “Bu çağda insanımızın susuz kalması kabul edilemez. Yeni artezyen kuyularının açılması, temiz su kaynaklarından şehirlere su taşınması gibi önlemler ivedilikle hayata geçirilmelidir. Ödenek yetersizliği veya imkânsızlık gibi bahanelerin arkasına sığınılmamalıdır. Su, insanî bir ihtiyaçtır; susuzluk, medeniyetin ve hayatın olmaması demektir. İçişleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı, özellikle sıcak iklim kuşağındaki iller için acil önlem paketleri hazırlamalıdır.” ifadelerini kullandı.

Elektrik faturaları cep yakıyor

Doğu ve Güneydoğu’da aşırı sıcaklıklarla birlikte elektrik faturalarının yükseldiğini ifade eden Demir, düşük gelir grubunda bulunan vatandaşların bu faturaları ödemekte güçlük çektiğini belirtti. Demir, düşük gelir grubundaki vatandaşların elektrik faturalarının bir kısmının devlet tarafından karşılanması gerektiğini de sözlerine ekledi. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA