Yaklaşık 7 milyon çalışanı doğrudan, dolaylı olarak ise tüm toplumu ilgilendiren 2026 yılı asgari ücretinin tespiti için yürütülen çalışmalar devam ederken, Mardin halkı duygularını İLKHA mikrofonuna aktardı. Vatandaşlar, asgari ücretin açlık sınırı ve diğer gider kalemleri göz önünde bulundurularak 45 ila 50 bin TL arasında olmasını umut ettiklerini ifade etti.
Halkın en büyük talebinin, asgari ücrete yapılacak zamla birlikte diğer kalemlerdeki fahiş fiyat artışlarının engellenmesi, ekonomik dengenin korunması ve denetimlerin daha da sıklaştırılması olduğu belirtilerek yetkililere çağrıda bulunuldu.
"Asgari ücrete zam yapılınca diğer kalemler de zamlanıyor"
Bir ailenin ferah içinde yaşayabilmesi için asgari ücretin 40 bin lira olması gerektiğini vurgulayan Esnaf Cesur Başçı, "Bugün asgari ücretin en az 40 bin lira olmalı. Bir ailenin ferah içinde yaşayabilmesi için 40 binin altında olması zarardır. Malum günümüzde kriz, zamlar, kira, elektrik fiyatları fahiş durumda. Bunların yanında işsizlik de almış başını gidiyor. Mevcut bütçe zaten yeterli değil. Kriz üstüne kriz, bu nereye kadar? Bu yıl asgari ücretin 40 bin lira ve üstü olmasını isteriz ama asgari ücrete zam yapılınca diğer kalemler de zamlanıyor. Bir şekilde bunun durdurulması lazım. Dengenin sağlanması şart. Ülkede vergiler almış başını gidiyor. Yetkililer ne esnafı, ne işçiyi, ne patronu dinliyor. Maalesef günümüzde esnaflık diye bir şey kalmadı; kapatan kapatana, vergi üstüne vergi." şeklinde konuştu.
Asgari ücret zammı ile birlikte diğer fahiş fiyat ve denetim sıklığı hakkında da değinen Başçı, "Bugün asgari ücret 40 bin lira olsa bile yılbaşından sonra çoğu şeye zam gelecek. Bu gidişatın duracağı da yok. Halk artık biraz nefes almak istiyor. Fahiş fiyatların önüne denetimle geçilmiyor. Hükümetin fiyatlar için bir kota belirlemesi gerekiyor. 'Üç harfli' büyük marketlerin artmasıyla küçük esnaf mağdur oluyor, kepenk kapatmak zorunda kalıyor. Asgari ücret 40 bin lira olursa, etin kilosu bin 500 liraya çıkacak. Biz bu işten ne anladık? Hükümetin bu gidişata 'Dur' demesi lazım." ifadelerini kullandı.
"Gelirle gider arasındaki makas ciddi şekilde açılmış durumda"
Asgari ücret ve fahiş fiyatın toplumda kangren haline geldiğini belirten Mustafa Tutak, "Asgari ücret, maalesef yıllardır bu ülkenin kangren sorunlarından biri hâline gelmiş durumda. Asgari ücret minimum bir ücrettir. Bugünkü şartlarda; enflasyon, yakıt, yol ve diğer giderler göz önünde bulundurulduğunda en az 40 bin lira olması gerekiyor ki insanlar refah seviyesinin altından çıkabilsin. Kanaatimce bekar bir asgari ücretlinin aylık yaşam maliyeti yaklaşık 30 bin liradır. Bu da demek oluyor ki kazandığı ücretin tamamı giderlere gidiyor. Üç-dört kişilik bir ailenin 22 bin lirayla ay sonunu getirmesi mümkün değil. Gelirle gider arasındaki makas ciddi şekilde açılmış durumda. Asıl kangren sorun, asgari ücrete yapılan zamla birlikte diğer kalemlere de zam gelmesidir. Daha zam açıklanmadan ev sahipleri kiraları artırıyor, marketler fahiş zamlar yapıyor. Bunun mutlaka denetim mekanizmasıyla kontrol altına alınması gerekiyor. Denetimler yeterli olsaydı insanlar bu şekilde ezilmezdi." diye konuştu.
"Bu yaşa kadar geldim, son iki yıldır böyle bir hayat pahalılığına şahit oldum"
Hayat pahalılığın çok arttığını belirten engelli vatandaş Ata Elkatmış, bu yıl asgari ücretin en az 45 bin lira civarında olması gerektiğini dile getirerek, "Asgari ücret en düşük 45 bin lira olmalıdır. Ev kiraları, hayat pahalılığı, elektrik ve doğal gaz fiyatları çok yüksek. Güncel ekonomi insanları kurtarmıyor. Engelli olsun, asgari ücretli olsun çoğu kişi geçinemiyor. Bu yaşa kadar geldim, son iki yıldır böyle bir hayat pahalılığına şahit oldum. Eskiden kıt kanaat geçiniyorduk ama şimdi o da yok. Asgari ücret daha belirlenmeden zam yapan fırsatçılar var. Ne kontrol var ne denetim. Herkes kafasına göre fiyat belirliyor. Normalde bir ailenin masrafını 45 bin lira bile karşılamaz. Engelli maaşları da yetersiz, verilen maaşın yanında birçok kural koyuluyor." ifadelerini aktardı.
Emekli Abdulkadir Aydın ise, şu değerlendirmede bulundu:
"Bu yıl sağlık sektöründen emekli oldum. Bir aileyi şu şartlarda ancak 50 bin lira kurtarır. Açlık sınırını aşacak bir ücret belirlenmeli, bu da 50 bin olabilir. Evim kendime ait olmasına rağmen geçinmekte zorlanıyorum. Emeklilerin aldığı maaş kesinlikle yeterli değil. Paranın değeri kalmadı. Asgari ücret belirlenmeden önce bile her şeye zam geliyor. Denetleme diye bir şey yok, herkes kafasına göre fiyat belirliyor. Emekliler olarak ekonomi noktasında fazla bir umudumuz da kalmadı." (İLKHA)


