Malatya'da, Kürecik NATO Radar Üssüne Hayır İnisiyatifi tarafından, Cuma namazının ardından Kernek Karagözlüler Camii behçesinde "işgalci israil laftan değil, sadece güçten anlar. Laf değil, icraat Kürecik radarını söküp at" sloganıyla basın açıklaması düzenlendi.
7 Ekim'den bu yana Gazze'de 4 binden fazla katliam yapıldı"
Topluluk adına basın açıklamasını Mavi Marmara Gazisi Mehmet Tunç gerçekleştirdi. Tunç, konuşmasına Gazze'de 7 Ekim 2023'ten bu yana gerçekleştirilen saldırılarda 4 binden fazla katliam yapıldığını, yaklaşık 60 bin insanın şehit olduğunu, 377 bin kişinin kayıp olduğunu ve 100 bini aşkın insanın yaralandığını ifade etti.
Tunç, ayrıca, 20 bin çocuğun, 12 bin kadının ve 986 sağlık görevlisinin, 231 gazeteci ile 90 sivil savunma personelinin şehit edildiğini, yüzlerce kişinin de açlıktan dolayı şehit olduğunu ve 520 kişilik 7 toplu mezarın bulunduğunu dile getirdi.
"Günde en az 600 tır yardımın bölgeye girmesi gerekir"
Bu rakamların her geçen dakika arttığını vurgulayan Tunç, Gazze Şeridi'ne en temel insani yardımların bile girişine izin verilmediğini ve açlığın bir silah olarak kullanıldığını söyledi.
Günde en az 600 tır yardımın bölgeye girmesi gerektiğini belirten Tunç, dünya kamuoyunun yaşanan soykırıma sessiz kaldığını ve birkaç ülke haricinde somut adım atan kimsenin olmadığını dile getirdi.
"İşgalci siyonistleri tanıyan karar iptal edilmeli"
Açıklamasında, Türkiye'deki siyasi liderlere de çağrıda bulunan Tunç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye hitaben, "Evet, doğru diyorsunuz, siyonist israil bir terör devletidir. O halde sizden bu sözünüzün gereğini yerine getirmenizi bekliyoruz." ifadelerine yer verdi.
Tunç, Türkiye'nin 24 Ağustos 1949 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla israil'i tanıdığına dikkat çekilerek bu kararın iptali, Ankara'daki büyükelçiliğin kapatılması ve yeniden açılmamak üzere kaldırılması talep edildi.
"israil'in "terör örgütü" ilan edilmesini öngören bir yasa tasarısı kabul edilip yasalaştırılmalıdır"
Ayrıca işgal rejiminin Gazze'de uyguladığı şiddetin sistematik bir soykırım olarak tanınması gerektiği belirten Tunç, israil'in "terör örgütü" ilan edilmesini öngören bir yasa tasarısının MGK, Bakanlar Kurulu ve TBMM’de kabul edilip yasalaştırılması çağrısında bulunuldu. 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'na "siyonizm ideolojik terörizmdir, siyonistler de teröristtir" ifadesinin eklenmesini önerdi.
"işgal ordusunda görev yapan çifte vatandaşların yargılanmalı"
Tunç, açıklamada ayrıca, işgal ordusunda gönüllü olarak görev yapan yaklaşık 5 bin Türk-Yahudi vatandaşının savaş suçları kapsamında yargılanması, mal varlıklarına el konulması ve vatandaşlıktan çıkarılması talebinde bulundu. Tunç, Türkiye'de faaliyet gösteren siyonist sermayeli şirketlerin TCK 6415 sayılı kanun kapsamında MASAK ve Cumhuriyet savcılıklarınca incelemeye alınması, bu şirketlere müsadere yoluyla el konulması gerektiğini belirtti.
"İncirlik ve Kürecik üsleri derhal kapatılmalı ve Türkiye'nin NATO'dan ayrılması gerekir"
Tunç, ABD'nin işgalcilere olan desteğine de dikkat çekerek, bu desteğin Türkiye'deki askeri üslerle bağlantılı olduğunu vurguladı.
Tunç, bu kapsamda, İncirlik ve Kürecik üslerinin derhal kapatılması ve Türkiye'nin NATO'dan ayrılması gerektiği ifade ederek, ayrıca, ZIM ve Maersk gibi siyonist şirketlerin Türkiye limanlarında serbestçe faaliyet göstermelerinin engellenmesi ve israil'le süren örtülü ticaretin sona erdirilmesini istedi ve BOTAŞ ve SOCAR aracılığıyla Ceyhan üzerinden işgal rejimine sevk edilen Azerbaycan petrolünün derhal durdurulması çağrısında bulundu.
Açıklamada, Kassam Tugayları Sözcüsü Ebu Ubeyde'nin son açıklamasına da değinen Tunç, "Ebu Ubeyde, İslam ümmetine şöyle seslenmişti: 'Düşman, dünyanın en zalim güçleri tarafından durmaksızın silah ve mühimmatla destekleniyor. Buna karşın, ümmetimizin yönetimleri ve güç odakları ise sadece seyrediyor; Gazze'de insanlar on binlerce kişiyle katledilirken, aç bırakılırken, susuz ve ilaçsız bırakılırken, hiçbir şey yapmıyorlar. Tarihe not düşerek ve büyük bir acıyla şunu söylüyoruz: Ey İslam ve Arap dünyasının liderleri, ey siyasi partileri, seçkinleri ve âlimleri! Sizler Allah katında bizim hasımlarımızsınız. Sizler her yetim çocuğun, her dul kadının, her yerinden yurdundan edilmiş, acı çekmiş, yaralanmış ve aç bırakılmış insanın karşısında sorumlusunuz. On binlerce masumun kanı, sizin sessizliğinizle omuzlarınıza yüklenmiştir. Bu Nazi zihniyetli cani düşman, bu soykırımı ancak cezasız kalacağını bilerek, sessizlik garantisini ele ederek ve ihanet satın alarak gözlerinizin önünde gerçekleştirebildi. Bu akan kanın sorumluluğundan, kimseyi muaf tutmuyoruz. Herkes, sahip olduğu imkân ve etki gücü oranında sorumludur. Vallahi, düşmanın ümmetimize karşı duyduğu küçümseme ve pervasızlığı, bizim topraklarımızda sergilediği barbarlığı gördükçe, kalbimiz kan ağlıyor. Çünkü bu düşmanın aslında ne kadar korkak, zayıf ve aşağılık olduğunu çok iyi biliyoruz. Ve biz, bundan önce şu ilahî hakikati de derinlemesine idrak ediyoruz: Eğer İslam'ın izzeti ve yitirilen Arap onuru ile karşılarında dursaydık, 'onlar, Allah'tan duydukları korkudan daha fazla bizden korku duyardı.' Fakat bu, bizdeki zaafın eseridir... Bize Allah yeter; O, ne güzel bir vekildir.' sözlerini hatırlatılarak, ümmetin sessizliğinin bu katliamı mümkün kıldığı vurguladı.
HAMAS'ın şehit lideri İsmail Heniyye ile Hizbullah komutanı Fuad Şükür'ün siyonistlere karşı verdikleri mücadeleye değinen Tunç, "Bu iki değerli lider Kudüs'ün özgürlüğü için canlarını feda etmiştir. Bizler de bu kutlu yolun takipçisi olduğumuza dair Allah'a söz veriyoruz." dedi.
Son olarak, bazı İslam ülkelerinin HAMAS'a yönelik silah bırakma çağrılarını sert bir dille eleştiren Tunç, "siyonistlerin saldırganlıkları karşısında HAMAS, İslami Cihad ve diğer direniş grupları Gazze'yi kanlarının son damlasına kadar savunmakta kararlıdır. 'Rahmetli Erbakan Hocamızın da dediği gibi, 'Irkçı israil ancak güçten anlar.' Biz Malatya'dan HAMAS'ı, İslami Cihad'ı, Lübnan Hizbullahı'nı ve Yemen Ensarullahı'nı selamlıyoruz. Sonuna kadar Direniş Cephesi'nin yanındayız, onlarla iftihar ediyoruz." dedi. (İLKHA)
