Peygamber Sevdalıları Vakfı, işgal rejiminin Gazze'ye yönelik sürdürdüğü katliam ve soykırımlara dikkat çekmek, bölgeye gerekli insani yardım malzemelerinin ulaştırılması hususunda ilgili makamlara çağrıda bulunmak, yapılan ateşkes ihlalleri karşısında ülkelerin duyarsız tutumuna yönelik Diyarbakır'da basın açıklaması düzenledi.

Merkez Sur İlçesi tarihi Ulu Camii önünde Cuma namazı sonrası düzenlenen basın açıklamasında bir konuşma yapan Şehidler Kervanı Platformu Başkanı Ömer Çelik, Yahudilerin ihanetlerini hatırlatarak dün olduğu gibi bugünde onlarla dostluk yapılamayacağını vurguladı.

"Yahudi ve hristiyandan dost olunmazken biz ısrarla onların dostluk karesine girmek için mücadele ediyoruz"

Bugün içerisine düşülen zelil ve perişanlık halinin Kur'an-ı Kerim'i terk edilmesinden kaynaklandığını söyleyen Çelik, "Kuran'ı Kerim'in neredeyse üçte birine yakın bir kısmında ben-i israilin peygamberlerine karşı kötü davranışından bahseder. Çünkü bu ümmetin imtihanı beni israildir. Bu imtihan bir kısmını ala-i iliyyine çıkaracak bir kısmını da esfel-i safiline götürecek. Cenab-ı Allah Kur'an-ı Kerim'de Yahudilerin her halini bizlere anlatmıştır. Allah ayette bizi ikaz ederek 'Ey iman edenler hristiyanları dost edinmeyin çünkü onlar beni birilerinin dostudurlar, her kim onları dost edilirse o da onlardandır' diyor. Yahudi ve hristiyandan dost olmaz fakat biz ısrarla onların dostluk karesine girmek için mücadele ediyoruz. Oysa onlar bize dost değil. Hatta Amerika'nın başındaki bunu açıkça bizlere söylüyor ama biz anlamıyoruz." dedi.

Ömer Çelik

İşgal rejimi ve destekçisi Amerika karşısında Arap ülkelerinin düştüğü zelil duruma dikkat çeken Çelik, "Allah-u Teala bizleri yardımlaşmamız için de bizleri ikaz ediyor. Rabbimiz; ayrılmayın, tefrikaya düşmeyin, birbirinizle uğraşmayın yoksa gücünüz gider perişan olursunuz diyor. Bugün gücümüz gitmiş, tefrikaya düşmüşüz ve kurtarıcı olarak da Hristiyan ve Yahudileri görüyoruz. Savaşı başlatan israil ve Amerika; silah, füze ve uçağı veren, personel gönderen Amerika, bugün kalmış barış getireceğim diyor ve Arap liderleri de etrafında dolanıp kendisini neredeyse barış elçisi ilan edecekler. Arap liderler Mısır'da toplanmış, savaşı başlatandan barış istiyorlar. Onun derdi barış değil, esirlerini kurtarmaktı. Nitekim esirlerinin büyük bir kısmını kurtarınca kendi münafıkları aracılığıyla adam öldürterek 'HAMAS anlaşmayı bozdu' dediler. Rabbimiz israiloğullarının sözlerinde durmadığını yüce kitabında bizlere bildiriyor." ifadelerini kullandı.

"Beni israilin Kur'an'daki tarihi ihanetlerle doludur"

Konuşmasının devamında israiloğullarının tarih boyunca yaptığı ihanetlerden örnekler aktaran Çelik, şunları kaydetti:

"Beni israilin Kur'an'daki tarihi ihanetlerle doludur. Hazreti Musa Aleyhisselam'a defalarca ihanet ettiler, Hazreti İsa'yı öldürtmeye kalktılar, Hazreti İsa ve havarilerini Roma valisine şikayet ettiler, Medine sözleşmesinde kente yönelik gelebilecek tehlikelere karşı savunacakları ve masraflarını kendileri karşılayacakları yönündeki anlaşmada da Beni Kureyza ve Kaynuka Yahudilere Peygamberimize ihanet ettiler ve hatta öldürme teşebbüsünde bulundular. Kur'an-ı Keirm'de anlatılan bu Yahudiler 3 bin olduğu gibi bugün de değişmemişler. Bunları basit dünyalık hesaplar yaparak anlamayan biziz. Bugüne kadar Birleşmiş Milletlerin aldığı hiçbir karara aldırış etmezken BM'deki kuklalar sadece kınamakla yetiniyor. Çünkü Birleşmiş Milletleri, NATO'yu kuran kendileridir."

Çelik'in konuşmasından sonra hazırlanan basın açıklamasını Peygamber Sevdalıları Vakfı adına Üzeyir Yuva okudu.

"İşgal rejiminin ateşkesi ihlal etmesinden dolayı Gazze’de mazlumların kanı akmaya devam ediyor"

Tarımsal destek ödemeleri çiftçilerin hesaplarına aktarılıyor
Tarımsal destek ödemeleri çiftçilerin hesaplarına aktarılıyor
İçeriği Görüntüle

Açıklamasına "Ancak kendileriyle anlaşma yaptığınız müşrikler, şâyet anlaşma şartlarını tamâmen yerine getirir, size karşı hiçbir menfî harekette bulunmadıkları gibi, aleyhinizde kimseye arka da çıkmazlarsa, onlarla yaptığınız anlaşmalara süreleri doluncaya kadar riayet edin. Şüphesiz ki Allah, sözünde durup haksızlıktan sakınanları sever." ayeti kerime mealiyle başlayan Yuva, arabulucu ve garantör ülkelerin çabalarıyla Mısır’da yapılan müzakereler sonucu 9 Ekim 2025’te Gazze’de ateşkes sağlandığını, ateşkesin üzerinden daha bir ay geçmeden işgal rejiminin ateşkesi ihlal edecek her yola başvurmaya devam ettiğinin altını çizdi.

Üzeyir Yuva

İşgal rejimi, ateşkesin olduğu tarihten bu yana Gazze’de en az 150’ye yakın ateşkes ihlali yaptığını kaydeden Yuva, "İşgal rejiminin ateşkesi ihlal etmesinden dolayı Gazze’de mazlumların kanı akmaya devam etmektedir. Gazze’de işgal rejimi, kadın, çocuk, bebek ve sivilleri katletmektedir. Ateşkesin olduğu tarihten bu yana en az 200’e yakın Filistinli kardeşimiz şehid olmuştur." dedi.

"Gazze’de ateşkes anlaşmasına rağmen insani kriz gün geçtikçe derinleşiyor"

siyonist işgal rejiminin ateşkes anlaşmasını sistematik olarak ihlal ettiğini ve sınır kapılarından yardımların girişine engel olduğunu vurgulayan Yuva, şunları söyledi:

"Gazze’ye ulaşması gereken yardımlar anlaşma miktarının çok altında, kısıtlı ve yetersiz ulaşmaktadır.  Ateşkes anlaşmasının şartlarını yerine getirmeyen işgal rejimi, Refah sınır kapısının açılmasına engel olmaktadır. Anlaşma kapsamında Gazze’ye gönderilmesi gereken yardımların çok altında yardım girişi yapılmaktadır. İşgal rejiminin engelinden dolayı kısıtlı yardım girişleri Gazze halkının ihtiyaçlarını karşılamakta yetersiz kalmaktadır. Gazze’de ateşkes anlaşmasına rağmen insani kriz gün geçtikçe derinleşmektedir. Gazze’ye gıda, ilaç, temiz su ve insani ihtiyaçlar yeterli miktarda ulaşmamaktadır."

Yuva, "Ekim 2023’ten bu yana işgal rejiminin aralıksız saldırılarından dolayı Gazze hayalet şehre dönüşmüştür. Gazze’nin yüzde doksanı enkaza dönüşmüş, şehrin alt ve üst yapısı yok edilmiştir. Bunun neticesinde Gazze’de çeyrek milyon ton çöp birikmiştir. Lağım suları sokak ve caddelere sızmaktadır, temiz suya erişim imkânsız hale gelmiştir. Gazze’de halk sağlığı tehlike altına girmiştir. Gazze büyük bir çevre tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. İşgal rejimi, bombalarla katledemediği Gazze halkını salgın hastalıklarla katletmeye çalışmaktadır." ifadelerini kullandı.

"Gazze’de enkaz altında 10 binden fazla şehidin naaşına ulaşılamıyor"

Gazze'deki sağlık sorunlarına da değinen Yuva, "Gazze’de 70 binden fazla hepatit vakası meydana gelmiştir. Filistinli kardeşlerimiz Gazze’de tıbbi yetersizlik yüzünden tedavi olamamaktadır. Sınır kapılarından geçişler engellendiği için Gazze dışında tedavi olması gereken yüzbinlerce yaralı, hasta ve salgın riski altında olan kardeşlerimiz ölüme terk edilmektedir. Gazze’de enkaz altında 10 binden fazla şehidin naaşına ulaşılamamaktadır. Şehid naaşlarına ulaşmak için gerekli ekipmanın sağlanması gerekmektedir." şeklinde konuştu.

Zorlu kış şartlarının yaklaştığı bugünlerde 2 milyondan fazla Gazzeli için konteyner kentler, seyyar hastaneler ve okullar oluşturulması gerektiğini söyleyen Yuva, konteyner kentler oluşturulduktan sonra Gazze’nin yeniden imarına derhal başlanmasının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

Bu süreçte Azerbaycan'ın tutumuna da değinen Yuva, "Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de düzenlenmesi planlanan “Avrupa Hahamlar Konferansı” tepkiler üzerine iptal edilmiştir. Azerbaycan’ı işgal rejiminin saflarında yer almaktan, yardım ve yataklık yapma konusunda uyarıyoruz. Aynı şekilde İbrahim anlaşmasının peşinde siyonist işgal rejimi ve ABD’ye yardım ve yataklık yapan bölge ülkelerini uyarıyoruz. Söz konusu ülkelere çağrımız nettir. Tarihe kara bir leke olarak geçecek ihanet belgesini boynunuzda taşımaktan vazgeçiniz. Celladına aşık mahkum misali olmaktan çıkın, istikbal, istiklal ve ahiretinizi tehlikeye atmayınız."

Yuva, "Nutuk atmak ateşkes anlaşmasının şartlarını sağlamıyor. Kınama mesajları zulmü ve soykırımı durdurmuyor. Bürokratik ve diplomatik yollar zalimi zulmünden vaz geçirmiyor. Geriye son bir seçenek kaldı, ya izzetle yaşayıp kanımızın son damlasına kadar Gazze direnişinin yanında yer alıp barış gücü hareketini başlatmak ya da zillet içinde köleliğe razı olup bizi de işgal edecekleri günü beklemek." dedi.

"Arabulucu ve garantör ülkeler, ateşkesi ihlal eden işgal rejiminin ihlallerine seyirci kalmamalı"

Konuşmasına "Zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir." ayeti kerime mealiyle devam eden Yuva, Dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden talep ve beklentilerini sıralayarak şunları söyledi:

"-Devlet liderleri, hükümet temsilcileri ve iktidarlar artık slogan atmaktan vaz geçin. Attığınız sloganlar zulmü ve soykırımı durdurmuyor. Zaman slogan atma, nutuk çekme zamanı değil, zaman zulme karşı harekete geçme zamanıdır. Zaman Gazze için somut adımlar atma zamanıdır.

-Gazze’de ateşkesin sağlanmasında arabulucu ve garantör ülkeler, ateşkesi ihlal eden işgal rejiminin ihlallerine seyirci kalmamalıdır.

-Arabulucu ve garantör ülkeler, ateşkesin pratikte uygulanması yönünde sorumluluklarını yerine getirmelidir.

-Türkiye başta olmak üzere arabulucu ve garantör ülkeler, işgal rejimine ateşkese uyması noktasında yaptırımlar uygulamalıdır.

-Anlaşmanın arabulucuları ve garantörleri, Gazze’de sivillere yönelik vahşi saldırıları durdurmalıdır. İşgal rejimini anlaşmanın tüm şartlarına uymaya zorlamak için derhal harekete geçilmelidir.

-Gazze’ye yeterli miktarda insani yardımların girişi için sınır kapıları açılmalı, Gazze'ye ilaç ve tıbbi malzemelerin temini sağlanmalıdır.

-Gazze dışında başka ülkelerde tedavi olması gereken kardeşlerimize acilen sınır kapılarında geçiş ve tedavi imkanları sağlanmalıdır. Bir an önce Refah sınır kapısı açılmalı, hastalar ve yaralılar özgür bir şekilde başka ülkelerde tedavi olmalıdır. Bu konuda gerekli çalışmalar hızlandırılmalıdır.

-Gazze’de enkaz altında olan şehitlerin naaşlarına ulaşılması için gerekli iş makinaları ve ekipmanlar acilen ulaştırılmalıdır.

- Uluslararası kararlar neticesinde; Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeniden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik söz konusu kararlar pratikte yerine getirilmelidir.

-Türkiye başta olmak üzere arabulucu ve garantör ülkeler siyonist şer ittifakına baskı yapmalı, Gazze’nin ve Filistin halkının iradesini temsil eden HAMAS’ın yanında yer almalıdır.

-siyonist işgal rejimine karşılık veren tüm direniş cepheleri desteklenmelidir. Direnişe askeri, lojistik, teknolojik destek verilmelidir.

-Boykotun büyük bir silah olduğunu unutmayalım. Ömür boyu boykot idrakiyle hareket edilmelidir. Siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz. Bir dönem değil, ömür boyu boykot bilinci ile hareket edilmelidir.

-Meclise sunulmuş olup uzun süredir bekletilen, Gazze’de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı siyonistlere yönelik çifte vatandaşlık yasası kanunu ivedilikle yasalaşmalıdır.

-siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz.

Gazze'nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, Siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun. Allah'ın selamı rahmeti ve bereketi üzerinize olsun." (İLKHA)

Kaynak: İLKHA