Üniversite hayali kuran milyonlarca öğrencinin beklediği 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) tercih sonuçlarını açıkladı.
Sonuçların açıklanmasının ardından İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Rehberlik Öğretmeni İbrahim Kılınç, devlet üniversitelerinin doluluk oranlarının yüzde yüze ulaştığını, vakıf üniversitelerinin ise son 4 yılın en yüksek boş kontenjanına sahip olduğunu belirtti.
Bu yıl özel üniversitelerde 24 bin kişilik bir kontenjan azalması yaşandığını aktaran Kılınç, bunun en büyük nedeninin ekonomik koşullar olduğunu ifade etti.
"Başarıyı belirleyen sınav sonucu değil, ortaya koyulan çalışmadır"
Kimi öğrencilerin tercih ettikleri üniversitelere yerleştiğini, kimilerinin ise hayal ettikleri okullara yerleşemediğini belirten Kılınç, "Malumu olduğu üzere YKS yerleştirme sonuçları açıklandı. Bazıları yerleşirken bazıları da hayalini kurduğu üniversiteye yerleşemedi. Başarıyı belirleyen sınav sonucu değil, bir bireyin, bir öğrencinin sadece o anki üç saatlik süreçteki moral ve motivasyonuyla ve yıl boyunca ortaya koymuş olduğu çalışmadır. YKS sınavı hazırlık sürecinde gözlemlediğimiz durumlardan biri, öğrencinin bu süreçteki başarabileceğine dair inancı, çalışma azmi ve çalışmanın sürekliliğidir. Bunlar öğrencinin başarısını belirliyor. Çalışması dağınık olan ve sürekli olmayan öğrenci, gerçek sınavda da maalesef istediği başarıyı veya hayalini kurduğu başarıyı yakalamaktan biraz daha uzaklaşabiliyor. Ancak sürekli çalışan, emek veren, kendi bireysel zevklerini bir kenara bırakıp hayalini kurduğu bölüm ve üniversite için çabalayan öğrenci mutlaka hedefine çok daha yaklaştığını görüyoruz. Başarı; süreklilik, çalışma disiplini, moral ve motivasyon yüksekliği isteyen bir sonuçtur." şeklinde ifade etti.
Kılınç, devlet okullarının tamamen doluluk oranına ulaştığını belirterek, "YKS yerleştirme sonuçlarına bakıldığında özellikle devlet üniversitelerinde birçok öğrenci yerleşti. Devlet üniversitelerinin doluluk oranı yüzde yüze yakın. Ancak vakıf üniversitelerinde, yani özel üniversitelerde doluluk oranı önceki yıllara oranla çok daha düşük. Hayalini kurduğu üniversiteye yerleşen öğrencilerimiz var, evet, ama yerleşemeyen öğrenciler de var. Bu süreçte yerleşemeyen öğrenciler için ek tercih yapma hakkı bulunuyor." dedi.
"Hukuk, önceki yıllarda 60–70 binlerde kapatırken bu yıl yaklaşık 30 binlerde kapattı"
Kılınç, "Bu yıl ilginç bir tabloyla karşı karşıya kaldık. Yerleştirme sonuçlarına baktığımızda özellikle diş fakültesi ve hukuk fakültesindeki kontenjan azaltmaları, ilk 50 binde olan öğrencilerin üniversiteye yerleşmesini engelledi. Diş fakültesindeki kontenjan azaltması, eşit ağırlıktaki hukuk fakültelerinin kontenjan azaltılması çok ciddi bir ulaşamayan öğrenci kitlesini ortaya koydu. Hukukta önceki yıllarda 60–70 binlerde kapatırken bu yıl yaklaşık 30 binlerde kapattı. Yani yüzde 50 oranında yerleşemeyen öğrenci kitlesiyle karşı karşıya kaldık. Diş fakültesinde de aynı durum söz konusu. Diş fakültesine yerleşemeyen öğrenci bu kez eczacılığa kaydı, 'Eczacılığa yerleşirim' diye düşünen öğrenci ise boşta kaldı." ifadelerini aktardı.
Vakıf üniversitelerinin bu yıl pek fazla tercih edilmemesinin nedenine değinen Kılınç, "Devlet üniversitelerinin kontenjanı hemen hemen yüzde yüz doldu. Vakıf üniversitelerinin bu yıl tercih edilmemesinin birçok nedeni var. Özellikle İstanbul'daki vakıf üniversitelerinin akademik ücretleri, yani eğitim ücretleri enflasyon oranının çok daha üstünde belirlendi. Bundan kaynaklı öğrenciler İstanbul'daki vakıf üniversitelerini tercih etmediler. Öğrenci üniversiteye yerleştiğinde sadece eğitim ücretini ödemiyor; bunun bir beslenme ücreti var, bir barınma ücreti var. Bunları da bir araya getirdiğimizde hem öğrenciyi hem veliyi çok ciddi bir külfetle karşı karşıya bırakıyor. Bundan dolayı öğrencilerin büyük bir bölümü devlet üniversitelerini tercih etti. 2022'de vakıf üniversitelerinin boş kontenjanı yaklaşık 3 bin 500 iken, 2023'te 9 bin 600, 2024'te 13 bin 500, 2025'te ise 24 bin 501 kontenjan boşluğu kaldı. Bu da öğrencilerin ve velilerin vakıf üniversitelerini tercih etmediğini gösteriyor. Bugün 24 binlik bir kontenjan azatlımı çok gibi görünüyor ama zaten vakıf üniversitelerinin toplam kontenjanı 100 bin. Hemen hemen dörtte biri oranında boş kontenjanla karşı karşıya kaldık. Bunun nedeni içinde bulunduğumuz ekonomik koşullar, enflasyonun yükselmesi ve yaşam maliyetleridir. Çoğu öğrenci İstanbul'dan uzaklaşıp Kıbrıs'taki vakıf üniversitelerine yöneliyor." şeklinde ifade etti.
"Özel üniversiteler, doluluk oranı daha önceki yıllarda yüzde 86 iken, bu yıl yüzde 76'ya geriledi"
Kılınç, ek tercih hakkında da konuşarak, "Üniversitelerin kayıt süreci 1–9 Eylül arasında gerçekleşecek. Bu süreçte kayıtlar tamamlandıktan sonra üniversiteler boş kontenjanlarını YÖK'e bildirecek. YÖK de ek tercih kılavuzunu yayımlayarak en son yerleşen öğrencilerin taban puanlarını ve boş kontenjanlarını ilan edecek. Bu ilandan sonra ÖSYM'nin sayfasında ek tercih sayfası açılacak. Ek tercihte şöyle kritik bir nokta var: Kontenjanlar çok az. Misal, hemşirelik programı mı tercih edilecekse; tercih eden öğrencinin, hemşirelik programına en son yerleşen öğrencinin taban puanına eşit veya daha yüksek puanı olması gerekiyor ki tercih yapabilsin. Ek tercihte bu kez sıralamalara değil, puanlara bakacağız. Yani ilk tercihlerde sıralama ön plandayken, ek tercihte öğrencilerin en son yerleşen öğrencinin taban puanını esas almaları gerekecek. Ek tercihte de yerleşemeyen öğrencilere en büyük tavsiyem, 'Geçen yıl yapılan hatalardan uzak kal.' İnsan akıl sahibi bir varlıktır. Yaşantısından, tecrübelerinden ders çıkaran bir varlığız. Geçen yıl yapılan hataları yapmayarak daha iyi çalışılmalıdır. Bu yıl özel okullarda boş kontenjanlar çok fazla kaldı. Son 4 yıla baktığımızda hiçbir zaman bu kadar boş kontenjan olmadı. Doluluk oranı daha önceki yıllarda yüzde 86 iken, bu yıl yüzde 76'ya geriledi. Bunun en büyük nedeni ekonomiktir. Ayrıca kontenjanların azaltılmış olması da bir etkendir." ifadelerini kaydetti. (İLKHA)