Şanlıurfa Sivil Toplum Kuruluşları Platformu öncülüğünde gerçekleştirilen program, Ali Şelli Parkı önünden başlayan yürüyüşle start aldı. Katılımcılar, tekbirler ve Filistin bayrakları eşliğinde Bediüzzaman Mezarlığı önüne kadar yürüdü.
Bediüzzaman Mezarlığı önünde yapılan dua ve basın açıklamasında, Filistin halkına yönelik süregelen soykırıma dikkat çekilerek, “Gazze’nin direnişi ümmetin onurudur, bu dava insanlığın vicdan sınavıdır” ifadeleri kullanıldı. Açıklamada ayrıca, “İzzetli direnişin ikinci yılında, Sumud’un iradesiyle kardeşlerimizin yanındayız” denildi.
Basın açıklamasını, Sivil Toplum Kuruluşları adına Ahmet Suvaroğlu okudu.
Kısa bir selamlama konuşması yapan Savuroğlu, “Rabbimiz, bizi halkı zalim olan bu ülkeden çıkar, bize katından bir veli (koruyucu sahip) gönder, bize katından bir yardım eden yolla” diyen erkekler, kadınlar ve çocuklardan zayıf bırakılmışlar adına savaşmıyorsunuz? (Nisa Suresi 75. Ayet) İzzeti kuşananlara selam olsun. Zalimlerin karşısında dik duranlara selam olsun. Mazlumların safında yer alanlara selam olsun. Gazze'de yaşanan soykırıma seyirci kalmayanlara selam olsun. İnsanlık haysiyetini yüklenen Küresel Sumud Filosu’na selam olsun. Selahaddin-i Eyyubi ve Abdülhamid Han'ın torunlarına selam olsun.” ifadelerini kullandı.
“Gazze çocuk mezarlığına dönüşmüştür”
Yola çıkan filoların mazlumların feryadına ve acılarına ortak olacağını belirten Savuroğlu, “Değerli basın mensupları, duyarlı halkımız, kıymetli katılımcılar… Siyonist işgal rejimi 77 yıldır işgal etmiş olduğu Filistin topraklarında işgali gün be gün genişletmektedir. Yaklaşık iki yıldır İslam âleminin sessizliği siyonistlere cesaret vermiş, Gazze’de işgal, talan ve insani kriz derinleşmiştir. İnsanlık onurunu yüklenen "Küresel Sumud Filosu" Gazze için yola çıkmıştır. Bu filo, vicdanın, hakkın, cesaretin ve mazlumların safında yer almanın şerefine nail olmuştur. Gazze'deki mazlumların öfkesini, iradesini, azmini, direnişini ve cesaretini yüklenen "Küresel Sumud Filosu", Gazze'nin sesine ses, nefesine nefes olmaktadır. Direniş filosu, kardeşlerimizin feryadına, acılarına ortak olup, özgürlük meşalesini yakmıştır. Gazze’de 7 Ekim 2023’ten bu yana en az 35 bini çocuk, 25 bini kadın olmak üzere 70 bine yakın kardeşimiz şehid olmuştur. 40 bini çocuk olmak üzere 90 binden fazla kardeşimiz uzuvlarını kaybedip sakat kalmıştır. Şehid olanların yüzde 70'den fazlası çocuk, kadın ve yaşlılardan oluşmaktadır. Dile kolay, Gazze’de 50 binden fazla çocuk yetim ve öksüz bırakılmıştır. 3 binden fazla Filistinli ailenin tüm fertleri şehid olmuş ve bu aileler nüfus kayıtlarından silinmiştir. Enkazlar altında kalan 20 bine yakın kardeşimize henüz ulaşılamamıştır. Binlerce yardım gönüllüsü, sivil savunma ekipleri ve sağlık çalışanı katledilmiştir. Siyonist rejimin savaş suçlarını dünyaya duyuran basın mensupları katledilmiş, soykırımın üstü kapatılmaya çalışılmıştır. Bu süreçte 247 gazeteci şehid olmuştur. İşgal rejiminin saldırılarında Gazze’nin yüzde doksanı yerle bir edilmiştir. Gazze çocuk mezarlığına dönüşmüştür.” şeklinde konuştu.
“İşgal rejimi yardım noktalarını katliam noktalarına dönüştürmüştür”
Gazze’de şehit edilen çocukları okul yerine kara toprağın bağrına bastıklarını ifade eden Savuroğlu, “Gazze’de okul okuması gereken çocuklar toprağın kara bağrına bırakılmıştır. 518 okul, üniversite ve eğitim kurumu tahrip edilmiştir. 995 cami yıkılmış, Müslüman kardeşlerimizin namaz kılacağı camiler yerle bir edilmiştir. Gazze’de onlarca hastane ve sağlık merkezi bombalanmıştır. Barbar siyonistler, Gazze’de tam 19 mezarlığı tahrip etmiştir. Bunca vahşet, dehşet ve vandallıktan sonra işgal rejimi, dünyaya şirin gözükmek için kurmuş olduğu sözde yardım noktalarını katliam noktalarına dönüştürmüştür. Şu ana kadar sözde yardım noktalarında en az 3 bin kardeşimiz şehid olmuştur. İşgal rejimi, Gazze’de silahlarla, bombalarla katledemediği kardeşlerimizi açlıkla, kıtlıkla, ilaçsızlıkla ve insani krizle yok etmeye çalışmaktadır. Gazze’de işgal rejimi tarafından oluşturulan kıtlık, soykırım silahı olarak kullanılmaktadır. Gazze'de her 3 kişiden 1'i günlerce yiyecek bulamıyor. Bebekler, çocuklar, gençler, kadınlar dalından koparılmış birer yaprak misali açlıktan dolayı şehid olup, gözlerimizin önünde birer yıldız gibi kayıp gidiyor. Her gün açlıktan dolayı şehid olan kardeşlerimizin, evlatlarımızın ve masum bebeklerin haberleriyle sarsılmaktayız. Gazze’de 135’i çocuk, 370 kardeşimiz açlıktan dolayı şehid olmuştur. Açlık, Gazze'deki çocukların canını dünyanın gözü önünde alıyor ve dünya sadece izliyor.” ifadelerine yer verdi.
“Devletler sivil toplum kuruluşu gibi davranmamalı”
Zamanın Gazze’nin yanında olma zamanı olduğunu ifade eden Savuroğlu, “Filistin’de, Gazze’de ve bölgemizde bunlar olurken hâlâ dengeleri gözetleyen, küçük çıkarlarının kaybolmasından korkan bir İslam dünyası manzarası ile karşı karşıyayız. En kahredici olanı ise devletlerin birer sivil toplum kuruluşu gibi davranmasıdır. Artık devletler, sivil toplum kuruluşu gibi davranmaktan vazgeçmeli, savaş suçlarına karşı soykırımı durduracak yükümlülüklerini yerine getirip askeri seçenekleri devreye sokmalıdır. Nutuk atmak açlıktan can çekişen bebek ve çocukları doyurmuyor. Kınama mesajları zulmü ve soykırımı durdurmuyor. Bürokratik ve diplomatik yollar zalimi zulmünden vazgeçirmiyor. Uluslararası toplumun ve devletlerin kâğıt üzerine almış oldukları kararların bir karşılığı olmuyor. Geriye son bir seçenek kaldı: ya izzetle yaşayıp kanımızın son damlasına kadar Gazze direnişinin yanında yer alıp barış gücü hareketini başlatmak ya da zillet içinde köleliğe razı olup bizi de işgal edecekleri günü beklemek. Zaman Gazze’nin yanında olma zamanıdır. Zaman cesur, kararlı, ciddi ve somut adımları atma zamanıdır. Zaman, “Kılıç kınından çıkarsa ne kalem ne de kelam yerinde kalır.” icraatını yerine getirme zamanıdır.” diye ekledi.
"Gazze'nin kahraman halkına selam olsun"
Son olarak dünya liderlerinden beklentilerini sıralayan Savuroğlu, “Dünyanın özgür halklarından ve vicdan sahibi devlet liderlerinden talebimiz şudur:
- Küresel Sumud Filosu, 44 ülkenin garantörlüğünde, Türkiye başta olmak üzere birkaç ülkenin askeri koruması altında Gazze’ye insani yardımlar ulaştırılmalıdır.
- Gazze’de sınır kapıları hiçbir ön koşul olmaksızın derhal açılmalıdır.
- Gazze’ye gıda, ilaç, yakıt, su, bebek maması, besin takviyeleri ve insani yardım derhal ulaştırılmalıdır.
- İşgal rejiminin işlediği suçlara son vermek için Gazze’ye yönelik abluka derhal kaldırılmalıdır.
- İşgal rejiminin işlediği soykırımı durduracak somut adımlar atılmalıdır.
- İşgal rejimine ambargo uygulanmalı, silahların uluslararası insancıl hukukun ihlallerinde kullanılmasına izin verilmemelidir.
- Günümüzün Kuvâ-yi Milliyesi olan HAMAS, siyasi, bürokratik ve askerî olarak desteklenmelidir.
- İşgal rejimine karşı direnişe silah, mühimmat, lojistik ve teknolojik destek verilmelidir.
- İşgal rejiminin ateşkes anlaşmasına geri dönmesi için ciddi yaptırımlara tabi tutulmalıdır.
- HAMAS'ın Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması yönündeki şartlarına destek verilecek adımlar atılmalıdır.
- Uluslararası kararlar neticesinde, Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması, işgalcilerin Gazze'den çekilmesi, Gazze'nin yeniden imar edilmesi, insani yardımların ulaştırılmasına yönelik kararların pratikte yerine getirilmesi için Siyonist şer ittifakına karşı baskı yapılmalıdır.
- Üçüncü ülkeler üzerinden Siyonist işgal rejimine petrol sevkiyatı başta olmak üzere ticaretin her türlüsünden vazgeçilmelidir.
- Meclise sunulmuş olup uzun süredir bekletilen, Gazze’de soykırım suçunu işleyen Türkiye vatandaşı Siyonistlere yönelik çifte vatandaşlık yasası ivedilikle yasalaşmalıdır.
- Siyonist işgal rejimine destek sağlayan ürünleri boykot etmeye devam ediniz. Boykotun en büyük silah olduğunu unutmayalım. Bir dönem değil, ömür boyu boykot bilinci ile hareket edilmelidir.
- Siyonist işgal rejimi, denize dökülüp haritadan silinene kadar azim ve kararlılıkla Kudüs davasını savunmaya devam edeceğiz.
Gazze'nin kahraman halkına, izzeti kuşanan liderlerine, siyonist işgale direnen mücahitlere selam olsun. Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun. Allah’a emanet olunuz.” dedi.
Program, Kur’an-ı Kerim tilaveti, yapılan dualar ve dayanışma çağrılarıyla sona erdi. (İLKHA)