Şeyh Karadaği, bu yasayı Hindistan’daki Müslümanların en köklü dini ve sosyal kurumlarına yönelik açık bir saldırı olarak nitelendirdi.

Karadaği, X hesabından yaptığı açıklamada, bu haksız yasaya karşı Hindistan Müslümanlarının ortaya koyduğu direnişin, vakıfların Müslüman toplumun eğitim, bakım ve dini alandaki hizmetleri açısından ne kadar önemli olduğunun bilincine işaret ettiğini söyledi.

Şeyh Karadaği, bu durumun Hindistan’ın uzun süredir övündüğü "dini çoğulculuk ve anayasal değerler" açısından yeni bir yara olduğunu, aynı zamanda Müslümanları sistematik biçimde marjinalleştirme politikasının bir parçası olarak değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

Dr. Karadaği açıklamasında, Hindistan’daki İslami vakıfların toplam değerinin 14 milyar dolardan fazla olduğunu belirterek, bunlar üzerindeki kontrolün, Müslümanların kurumsal bağımsızlığını kökünden yok edeceğini ve onları kendi kurumlarını finanse edemez hâle getireceğini söyledi.

Şeyh Karadaği, İslam dünyasını bu duruma seyirci kalmamaya çağırarak, “Hindistan uzak değil, Hindistanlı Müslümanlar önemsiz değil” dedi ve bu “rezil yasaya” karşı güçlü bir ses yükseltilmesini istedi. Karadaği, bu yasanın dine, onura ve adalete saldırı olduğunu ve Hindistan anayasasının azınlıkların dini haklarını koruyan ruhuna da aykırı olduğunu ifade etti.

"Gazze'de süt yok, acı mercimek var"
"Gazze'de süt yok, acı mercimek var"
İçeriği Görüntüle

Açıklamasının sonunda Şeyh Karadaği, bu tehlikeli süreci durdurmak için İslami ve uluslararası dayanışma çağrısında bulunarak, vakıfların satılık olmadığını, kamulaştırılamayacağını ve pazarlık konusu yapılamayacağını, çünkü bunların Allah’a adandığını ve onlara yapılan saldırının, tüm bir ümmetin kimliğine saldırı anlamına geldiğini vurguladı. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA