Dâhiliye Uzmanı Şahan, yaz aylarında artan hastalıklar ve alınacak önlemeleri anlattı
Dâhiliye Uzmanı Şahan, yaz aylarında artan hastalıklar ve alınacak önlemeleri anlattı
İçeriği Görüntüle

İşgal rejiminin 7 Ekim 2023'ten bu yanan ABD başta olmak üzere kimi batılı ülkelerin desteğiyle Gazze'de işlediği soykırım maalesef dünyanın gözü önünde devam ediyor.

İşgal rejimine askerlik başvurusunda bulunarak soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlarla ilgili İLKHA muhabirine konuşan MAZLUMDER Genel Başkanı Av. Kaya Kartal, HÜDA PAR tarafından 2023 yılının aralık ayında TBMM'ye sunulan kanun teklifinin yeniden gündeme alınması, soykırım suçuna iştirak edenlerin tespit edilerek yargılanmaları gerektiğini ifade etti.

"Soykırım suçu ortada olmasına rağmen gereken yapılmadı"

Kartal, "7 Ekim 2023'ten bugüne Gazze'de dünyanın gözleri önünde, canlı yayında bir soykırım suçu işleniyor. Filistinli kadınlar ve çocuklar başta olmak üzere, Filistin halkı bir soykırıma tabii tutuluyor. Uluslararası sözleşmelerde ve metinlerde, soykırımla alakalı belirtilen unsurların tamamı Gazze'de suç olarak işlendi ve tartışmasız bir şekilde bir soykırım olarak artık tarihe geçti. Birleşmiş Milletler, Adalet Divanı tarafından yine soykırım anlamına gelecek şekilde tedbir kararları verildi. Henüz nihai bir karar verilmemiş olsa da aslında soykırımın kabulü anlamına gelecek ve mevcut durumda devam eden soykırımın durdurulmasına yönelik ihtiyat tedbiri içeren bir takım kararlar verildi. Uluslararası anlamda aslında bunun bir soykırımı olarak tanınmış olduğunu görmüş olduk. Türkiye açısından baktığımızda da gerek işte hükümetin ilgili birimlerinin gerek Cumhurbaşkanı'nın dile getirdiği bir şey. Gazze'de soykırım yapıldı. Şimdi bu kadar açık ve net bir gerçeğe rağmen ve bu kadar açık bir suç, bir soykırım ortada olmasına rağmen yapılması gerekenlerin yapılmadığını görüyoruz." dedi.

"Orduda tercümanlık da yapsa patates de soysa soykırım suçuna iştirak etmiş sayılırlar"

Özellikle soykırıma katılan Türkiye'deki çifte vatandaşlar hakkında hala hiçbir şey yapılmadığını hatırlatan Kaya, "Soykırım suçu bu kadar açık bir şekilde ortada olmasına rağmen Türkiye'de bununla ilgili atılan adımların yeterli olmadığını düşünüyoruz ve bunu her fırsatta ifade ediyoruz. Bugüne kadar çeşitli suç duyurularımız oldu. Özellikle suça karışan kişilerin, bu suçun işlenmesi emrini veren devlet görevlilerinin Türkiye'de de yargılanabileceğini söyledik. Evrensel Yargı Yetkisi kapsamında Türk Ceza Kanunu buna müsait. Bırakın bunları, Türkiye'den gittiği söylenen çifte vatandaşlarla ilgili bile maalesef bugüne kadar etkili bir işlem yapılmadı. Hâlbuki çifte vatandaş dahi olsa, temelde Türk vatandaşı olan kişilerden bahsediyoruz ve bu vatandaşlar başka bir orduya asker yazılıyorlar. Bunu da geçtik, bu ordu adına doğrudan veya dolaylı olarak soykırım suçuna dâhil oluyorlar. Soykırım ordusu söz konu olduğu için orduda tercümanlık da yapıyor olsa, patates de soyuyor olsa fark etmez. İlla eline silahı alıp doğrudan bir Filistinli çocuğu öldürmesine gerek yok. Neticede bütün ordunun unsurları aynı zamanda soykırım suçuna iştirak etmiş sayılıyorlar." diye konuştu.

"Soykırıma katılanlar yargılanmalı, devletler soykırımı durdurmak için ellerinden geleni yapmalı"

Sürecin başından beri soykırım suçuna iştirak etmiş çifte vatandaşların tespit edilerek yargılanması talebinde bulunduklarını belirten Kaya, "Soykırım suçuna karışanlar, Türkiye'de adli olarak soruşturma geçirmeli ve tespiti halinde de haklarında dava açılma ve yargılanmalıdırlar. Yine pasaport kanunu çerçevesinde aslında Türk vatandaşları devletten izin almadan gidip başka bir orduda askerlik yapamazlar. Hele ki soykırım gibi bir suça karışamazlar. Bu aynı zamanda vatandaşlığın iptal edilmesi için bir sebeptir. Son dönemde bununla ilgili mecliste tartışmalar yapıldı. HÜDA PAR tarafından sunulmuş bir kanun teklifi var. Orada da bu kapsamı biraz daha genişleterek soykırım ordusuna, asker yazılan kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması için bir gündem oluşturulmaya çalışıldı. Bununla da ilgili maalesef ne meclis düzeyinde ne yürütme düzeyinde, bakanlıklar düzeyinde bir eyleme geçilmedi. Hâlbuki bir yıl önce medyada 4 bine yakın çifte vatandaşın gidip işgalciler adına orduda yer almak için başvuruda bulunulduğu manşetlerden haber olarak verildi. Buna rağmen bugüne kadar etkili bir çalışma yapılmamış olmasını, soruşturma yapılmamış olmasını doğru bulmuyoruz ve anlamlandıramıyoruz. Yani bunun hangisi sebebe dayandığını da bilemiyoruz.  Varsa da böyle bir sebep bunu da meşru görmüyoruz. Her halükarda neticede bugün soykırıma maruz kalanların yüzde 70-75'ten fazlası kadın ve çocuklardan oluşuyor. Böyle bir soykırım sürecinde devletlerin de ellerinden gelen her türlü imkânı bu soykırımı durdurmaya yönelik adımlar atmaları gerekir. Bu soykırıma dâhil olan bütün unsurlarla alakalı çalışma yapıp bunları yargılamaları gerekiyor. Türkiye'den de talebimiz bu aşamada bu yargılamaları gerçekleştirmesidir." şeklinde konuştu. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA