ANFİDAP’ın düzenlediği Sumud Nöbeti’nde söz alan konuşmacılar, Global Sumud Filosu'na yönelik alıkoyma ve saldırıları lanetleyerek, gönüllüler ülkelerine dönene dek meydanlarda olacaklarını açıkladı.

Etkinlikte Global Sumud Filosu Türkiye Delegasyonu Üyesi Ramazan Tunç, Gazeteci-Yazar Tayyar Tercan, HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu ve MAZLUMDER Ankara Şube Başkanı Av. Osman Yurt birer konuşma yaptı. Ayrıca Gazze'ye doğru yeni yola çıkan ve tahmini 4 gün sonra Gazze'ye ulaşacak olan filodan Avtivist Emrah Atiş telefonla canlı bağlantı yaparak toplanan kalabalığa hitap etti.

Ramazan Tunç, "Filistin tarihini bilmek, boykot yapmak, alanları doldurmak, Filistin bayraklarını gökyüzünde dalgalandırmak çok önemlidir. Bu birikimler dünyaya öyle güzel mesajlar verdi ki, Müslümanların birleştirici gücünü ispatlamış olduk. Çok iyi bir noktaya geldik; elhamdülillah bundan sonra bu hareketleri daha da katlayarak, daha da büyüterek sürdüreceğiz ve Gazze’deki ablukayı inşallah kıracağız. İnsani yardımların kesintisiz bir şekilde Gazze’ye ulaşması için elimizden geleni yapacağız. Siyasetçilerin, devlet başkanlarının, hükümet liderlerinin, ordulara sahip büyük güçlerin ve küresel aktörlerin planlarına karşı durmak gerek. Onların iyi niyet olanlarının da cesaret vererek harekete geçmesi tamamen bizim elimizde; birlik olduğumuz zaman neler yapabileceğimizi gösterdik. Elhamdülillah yarınlar Müslümanların, özgürlüğe susamış Gazze halkının güzel günleri olacaktır. Tabii ki çok detay var; yüreğimiz kan ağlıyor. Söylenecek çok şey var; sözlerimi toparlayarak söylüyorum. Bundan sonraki süreçte filolarımız tekrar yola çıkıyor. Daha büyük ve daha güçlü bir şekilde, her platformda Gazze’nin adaletinin savunucusu olarak bu süreci devam ettireceğiz. 'Zulüm ile abad olunmaz' atasözünü bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Zulüm hiçbir şekilde payidar olmayacak. Kazanan adalet ve insanlık olacaktır." dedi.

"Gazze, ümmet ve insanlık için büyük bir öğretmendir"

Gazeteci-Yazar Tayyar Tercan, "Arkadaşımızın dediği gibi, Gazze 7 Ekim'den sonra özellikle bir mektep oldu. Bize çok şey öğretti. Müslümanların devlet anlamında ne kadar zaaf içinde olduğunu gösterdi; birçok lider, halkına karşı gerçekten güçsüz kaldı. Emperyalistlerin ve siyonistlerin karşısında ne kadar zayıf olduklarını ortaya koydu. Bir şeyi samimiyetle yapmak isteseler bile yapacak gücü toparlayamadılar. Bizlere iman, cesaret ve kahramanlık dersini verenler oldu; yiğitlik destanları yazıldı. Gazze, ümmet ve insanlık için büyük bir öğretmendir; bu süreç, bir tarafı vardı.  Zafer ancak savaşanların, gayret edenlerin hakkıdır; oturanın, izleyenin zaferi olmaz. Biz de elimizden geldiğince, gücümüz yettiğince bu direnişe ve mücahitlere destek olmaya devam edeceğiz. İşgacilerin büyüklüğü bizim acziyetimizden kaynaklanıyor. Ayağa kalkıp silkilensek bunlarda iş yok. İş cesarette, imandan ve yürekten ve cesarette biter. Bu manada biz varsak dava vardır. Direniş varsa zafer de var. Bizler de elimizden geldikçe ve gücümüz yettiğince imnkanlarımız kabiliyetinde direnişçilere ve mücahitlere destek olmaya devam edeceğiz." şeklinde belirtti.

"Çifte vatandaşlık meselesinin bir an önce Meclis’ten geçirilmesi gerekiyor"

Tercan, "7 Ekim’den beri sürecin içindeyiz. Özellikle israilin siyonist saldırganlığını durdurabileceğimizi veya en azından pasif hale getirebileceğimizi düşündüğümüz bazı adımlar attık. Çifte vatandaşlık meselesi hem insani hem İslami hem de vatan güvenliği açısından çok önemlidir. Ülkemizde hem israil hem Türkiye vatandaşlığı olan bir kesim var; israilin çağrısı üzerine ölmeye, bebek öldürmeye gidenler oluyor. Bu kişilerin bağlılığı israildir; israil öl dediği zaman ölüyor ve öldür dediği zaman öldürüyor. Arzı Mevdut davasını güten siyonist işgalci. Türkiye'yi zaten hedef yapan işgalci. Türkiye'de sabotaj yapmak isterse üstlerimizi askerlerimizi kertik ve stratejik yerlerimizi vurmak isterse katillerine emir verecek. Bunlar da yapacaklar. İran’da görüldüğü gibi bunun örnekleri oldu. Bu nedenle çifte vatandaşlık meselesinin bir an önce Meclis’ten geçirilmesi gerekiyor. Bu soykırımcı katillerin ülkemizde elini kolunu sallayarak gezmesine izin verilemez; yargılanmalı ve soykırım suçundan cezalandırılmalıdır." diye konuştu.

Direniş güçlerinden Refah'ta işbirlikçi Ebu Şebab'a operasyon
Direniş güçlerinden Refah'ta işbirlikçi Ebu Şebab'a operasyon
İçeriği Görüntüle

"İman ile küfür, doğru ile yanlış, hak ile batıl sahnede yerini almıştır"

HÜDA PAR Sözcüsü Yunus Emiroğlu, "Aziz kardeşlerim; son iki yıldır neredeyse her anımız, her dakikamız Gazze ile geçiyor geçmek zorunda. Çünkü bugün Gazze’de yaşananlar, orada olup bitenler sadece HAMAS ile işgalci terör şebekesi arasındaki bir mücadele değildir. Hepinizin malumudur. Tarih boyunca hep böyle olmuştur. İman ile küfür, doğru ile yanlış, hak ile batıl sahnede yerini almıştır. Dün de böyleydi, bugün de böyledir, yarın da böyle olacaktır. Biz toz pembe bir dünya tasavvur etmiyoruz; Allah dilerse herkesi hidayete erdirir. O sırıta (sırat-ı müstakîm’e) kime yönlendirir bu iş biter; ama o zaman imtihanın bir anlamı kalmaz. Öyle ya, biz buraya imtihan edilmeye geldik; bir sınavdan geçiyoruz. Allah bizi deniyor. Niçin deniyor? Hayatı ve ölümü bunun için yarattı. Kim tarihin doğru yerinde duracak; kim hakkın ve hakikatin yanında duracak, kim zalimin ve zulmün yanında yer alacak işte bunlar böylece belli olsun diye Allah böyle takdir etti." dedi.

"Zannetmeyin ki bu dünya zalimlere kalacak; bu dünya onlara kalmayacak"

Konuşmasının devamında Emiroğlu, "Şu Gazze’de olup bitenleri elbette hepimiz kendi penceremizden, kendi zaviyemizden görüyor ve değerlendiriyoruz. Zannetmeyin ki bu dünya zalimlere kalacak; bu dünya onlara kalmayacak. Mekke müşrikleri Hazreti Peygamber Efendimizi katletmek için plan üstüne plan yaptılar. Sonra Kur’ân ne dedi? Yani sen öleceksin de onlar ebedî kalacaklar demediler. Hiç merak etmeyin. öyle ya da böyle mutlaka hesap verecekler. Ama biz istiyoruz ki şu dünya gözüyle onların burunları yerde sürüklendiğinde Allah bize göstersin. Kur’ân diyor ki topluca hüsrana uğrayacaklar ve arkalarını dönüp gidecekler; gidecekler ama öyle kolay bir gitme olmayacak. Şimdi bizim kendimizi yarınlara hazırlamamız lazım; bu iş uzun solukludur. Dün Filistin’de çocuklar sadece sopayla, taşla direniyorlardı o kadar da uzak değil, bundan 20 yıl öncesi. Şimdi elhamdülillah bütün bu ambargoya, bütün bu ablukaya rağmen Gazze’nin evlatları yalnızca Allah’a dayanıyor; bütün küresel güçlere rağmen dimdik duruyorlar. Onların ortaya koyduğu direniş, muazzam bir tablo oluşturdu. Gazze’nin çocuklarını, evlatlarını buradan yürekten selamlıyorum. Şehitlerimize rahmet olsun; yiğitlerimizin pazuları hiç düşmesin inşallah. Bu, inşallah bir milat oldu. 20 yıldır devam eden abluka hem fiilen hem psikolojik olarak uygulanan artık bir dönüm noktası olarak tarihe geçmiştir." ifadelerine yer verdi.

"Gemilerde bulunan ve maalesef terör şebekesi tarafından alıkonulan kardeşlerimize buradan güçlü selam gönderiyorum"

Emiroğlu, "Bu vesileyle, Küresel Sumud Filosu'na gerek ülkemizden gerekse diğer ülkelerden destek veren; maddi-manevi katkı sunan, fiziken orada bulunan, canını, malını, evladını, bütün varlığını geride bırakıp sırf Gazzeli mazlumlara yardım için denize açılan herkese selam gönderiyorum. Şu anda gemilerde bulunan ve maalesef terör şebekesi tarafından alıkonulan kardeşlerimize buradan güçlü selam gönderiyorum; var olsunlar eksik olmasınlar inşallah bu muazzam bir cihat olarak Allah'ın izniyle kayda geçmiştir. Önemli bir eşik aşıldı; filo, Allah’ın izniyle açıldı. Her hâlükârda, Allah’ın izniyle kazançlı çıkacağız. Hazreti Ömer Efendimizin Uhud günü haykırdığı şu cümleyi anımsayalım. Müşrikler Efendimizin (sav) arkadaşlarını sıkıştırınca Ebu Süfyan 'Nerde Muhammed' diye. Hazreti Ömer’in öne çıkarak söylediği gibi 'bizim ölülerimiz cennete sizinkilerde cehenneme.'" dedi.

"İslamiyet için, insanlık için, daha güçlü bir yerde olmamız lazım"

Müslümanların daha güçlü olması gerektiğinin altını çizen Emiroğlu, "Bakın aziz kardeşlerim benim niyetim burada sadece hamasi bir konuşma değil. Bugün dünden daha iyi bir noktadayız, ama bu yetmez; yarın daha güçlü olmak zorundayız. İslamiyet için, insanlık için, daha güçlü bir yerde olmamız lazım. Bunun için bütün imkânlarımızı seferber edeceğiz; insaniyet için yetki ve güç sahiplerini öyle ya da böyle harekete geçireceğiz. Eğer bu küresel sivil inisiyatif, yani Sumud Filosu gibi oluşumlar yola çıkmasaydı, inanın kimsenin umurunda olmayacaktı. Yaklaşık 18 yıldır devam eden ablukanın fiziki veya pisikojik olarak aşılıyor ama bunun arkası getirilmeliyiz. Bundan sonraki süreçte bunu çok uzun vadeye yaymadan, inşallah yüzlerce, belki daha fazla gemiyle deniz yoluyla bunun arkası mutlaka getirilmesi lazım." diye konuştu.  

"HAMAS'ın silahsızlandırılması demek, Filistin'in kalan toprakların tamamı işgal edilmesi demek"

Trump için "büyük şeytanın ve terörist elebaşısı" diyen Emiroğlu, konuşmasının devamında şunları aktardı:

"Biliyorsunuz, şu arkamda bulunan (ABD Büyükelçiliği) heriflerin ağababaları büyük şeytanın ve terörist elebaşısı (Trump) plan açıkladı. Güya 'barış planı' şeytanlığa bakar mısınız ne barışı ya… Bir plan olacaksa Gazze'den defolup gidecekler başka yok. İnşallah şuradan da (ABD Büyükelçiliği) bir gün defolup gidecekler. Teslim olmamızı beklemesinler. Biz asla teslim olmayacağız. Ama bunun için kararlı olmamız lazım. Sözde 'bir planla' dünyaya şu mesajı veriyorlar: 'Bakın, işte biz bir teklifte bulunduk ama HAMAS kabul etmedi.' Yok ya neymiş teklif? 'Silahları bırakacaklarmış.' Başka 'rehineleri teslim edeceklermiş.' Başka yönetimi de yaşı müsait olanlar bilir Tony Blair gibi sicili kabarık bir katilin bir yavşağın eline teslim edecekler. Sonra bize bunu yutturacaklar. Ya siz kimsiniz? HAMAS'ın silahsızlandırılması demek, Filistin'in kalan toprakların tamamı işgal edilmesi demek bunun başka bir anlamı yok. Onun için bizim bu oyuna bu tezgâha gelmememiz lazım. Güya barış havarisi kesildiler. Bugün 2 Ekim. 2 Ekim çok yönüyle önemli bir tarih. Birincisi Selahaddin Eyyubi'nin Kudüs'ü geri aldığı gün. Allah'ın izniyle bu sene nasıp olsun diye ümit ediyorum. Bir sonraki ekime bu iş kalmamalı. Bir de güya hani bunlar modern ya… Güya insanlıktan, insan hakları, kadın hakları ve çocuk haklarından bahsediyorlar. Be utanmazlar. Bir de 2 Ekim dünya çocuk günü. Şimdi Paris'in, Berlin'in ve Londra sokaklarında belki bugün (ben izlemedim de) çocuk hakları için birileri belki yürüyüşler yapmıştır. Yuh be size utanmazlar. Gazze'de 20 bin çocuk katlettiniz. Çocuklar açlıktan öldü. İnsafsızlar… lanet olsun sizin o 'medeniyet' diye pazarladığınız o alçaklığa lanet olsun. Batı’nın ikiyüzlülüğünü Aliya İzzetbegoviç’in sözleriyle ifade edebilirim: 'Batı hiçbir zaman insan olmadı.' Bunlar Gazze'de ölen çocuklar insan değil miydi? Bu 'çocuk günleri', 'kadın hakları günleri' kimin için. Sadece kendileri için bu Trump’ın dayatmaya çalıştığı plana kesinlikle müsaade edilmemesi lazım."

"Lütfen bu oyuna gelmeyelim"

Sözde barış planı oyununa kimsenin gelmemesi gerektiği konusunda uyarıda bulunan Emiroğlu, "Buradan Sayın Cumhurbaşkanımıza, hükümet yetkililerine, Meclis’te grubu bulunan siyasi partilere ve diğer sivil inisiyatiflere sesleniyorum: Hangi vesileyle olursa olsun bu millet adına, bu toplum adına söz söyleme makamında kim varsa; herkes yetkisine göre mesuldür. Bu sadece iki devletli çözümmüş, hadi HAMAS silahları bıraksınmış, Filistinliler öldü artık yeter bunlar tezgâhın başka bir boyutudur. Lütfen bu oyuna gelmeyelim.  Başta Türkiye olmak üzere İslam dünyasının öne çıkan ülkeleri bugün inisiyatif almayacaksa ne zaman alacak? Yapılan işleri değersiz görmüyorum ama bunlar yetmez. Bunlar Gazze'de kaybettiler şimdi masada yeni bir tezgâh kurmak istiyorlar. Masada bu işi bitirmek istiyorlar. Fırsat verecek miyiz? Fırsat vermemeliyiz. Bu ihanet planına mutlaka itiraz etmeliyiz. Başka bir Balfour Deklarasyonu gibi yeni bir ihanet planına vicdanı olan hiç kimse imza atmamalı, müsaade etmemelidir. HAMAS da bunu reddedecektir. Göreceksiniz. Evet bu karar HAMAS'ın bizim şöyle yapın böyle yapın demeye haddimiz yok. Canı onlar veriyor bedeli onlar ödüyor. Konuşma kolay şayet kabul etseler kimse onları kimsenin onları yadırgamaya hakkı yok. Ama ben diyorum ki alemi İslam ve vicdanın kaybetmemiş diğer ülkeler mutlaka bu küresel terör elebaşına (Trump) karşı bir duruş sergilesin. Cumhurbaşkanımız ne diyordu 'dünya 5'ten büyüktür' doğru şimdi diyoruz ki mutlaka bu fiiliyata geçmelidir. Şu anda bir terör şebekesi herkesi teslim almış görünüyor." diye konuştu.  

"Mutlaka bizim yarınlara dair güç biriktirmemiz lazım"

Müslümanların mutlaka yarına dair tedbirler alması gerektiğini dile getiren Emiroğlu, "Bu filoda kaç ülke var. 44 değil mi? 500’e yakın aktivist var. Uluslararası sulardan henüz Filistin karasularına bile girmeden geldiler, kuşattılar aldılar ve götürdüler. Hiçbir şey yapılamadılar. Bu kabul edilemez; bu böyle olmamalı. Evet, bugün gücümüz eksik olabilir, zayıf olabiliriz; ama zaman çabuk geçiyor. Mutlaka yarına dair tedbirler geliştirmemiz lazım. Yapılacak çok şey var. Meclis'te bekleyen bir kanun teklifi var. Çifte vatandaş siyonistlerle ilgili ilgili teklif. Bu teklifin Meclis aşamasına getirilerek, toplumsal duyarlılıkla Genel Kurul gündemine alınması ve mutlaka geçirilmesi lazım. Mutlaka bizim yarınlara dair güç biriktirmemiz lazım. Çünkü bunlar güçten anlıyor. Sopadan anlıyor başka yolu yok. O gücü mutlaka oluşturmamız lazım. Eğer bunu yapamazsak, sıra Türkiye’ye de gelecek. İran'ı ve Yemen'i gördünüz. Buradan sayın hükümet yetkililerimizi de bu memleketin bir evladı olarak uyarıyorum. Bu çifte vatandaşlık kisvesi altında faaliyet yürütenlerle birlikte dernek, loca ve vakıf adı altında kümelenen ve bürokrasinin çeşitli kademelerine yerleşen casuslar var. Bunların adamları var. Çok gecikmeden temizleyin yarın Allah muhafaza iş buraya döndüğünde büyük bir darbe ile karşı karşıya kalabiliriz. Bizden uyarması." dedi.

"Sumud Filosu'ndaki aziz kardeşlerimizi bir kez daha yürekten tebrik ediyorum"

Son olarak Emiroğlu, "Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sumud Filosu'ndaki aziz kardeşlerimizi bir kez daha yürekten tebrik ediyorum. İnşallah bir an önce, başta Türkiye olmak üzere oradaki vatandaşlarımızın sağ salim geri getirilmesini talep ediyoruz. Onların canları hepimizin emanetidir. Allah yarınlarımızı daha iyi kılsın; Allah'ın selam üzerinize olsun." ifadelerine yer verdi.

Yapılan konuşmaların ardından Gazze'ye doğru yeni olan çıkan ve tahmini 4 gün sonra Gazze'ye ulaşacak olan filodan Avtivist Emrah Atiş telefonla canlı bağlantı yaparak toplanan kalabalığa hitap etti.

"500 insanın açlıktan öldüğü, dünyanın en büyük çocuk mezarlığı taş taş üstünde kalmamış Gazze'yiz"

Telefon bağlantısı sonrası ise Sumud Nöbeti MAZUMDER Ankara Şube Başkanı Av. Osman Yurt, tarafından yapılan konuşma ile devam etti.

Yurt, "Bugün Gazze’yiz. 500 insanın açlıktan öldüğü, dünyanın en büyük çocuk mezarlığı taş taş üstünde kalmamış Gazze'yiz. Bugün Global Sumud Filosu'yuz. Barışçıl eylemin zirvesini gerçekleştiren filoyuz. İnsanlığın onurunu kurtarmak isteyen bir avuç insan, ölümü ve hapse girmeyi göze alarak Gazzeli çocuklara ve annelere 'Yalnız değilsiniz' demek için bir sabah Ak Denize açıldılar. Ufuk çizgisinde süzülen küçük tekneler sadece birer tahta parçası değildi; umut, direniş ve insana yaraşır yaşamın taşıyıcılarıydı. Adına Sumud denilen bu yolculuk tarihin yüreğinde, direnen bir kelimenin, sebatın, dayanışmanın yeniden denize açılmış hâliydi. Ama karşılarında yükselen güç, denizin dalgalarından çok daha sertti. Silahlı devriyeler, dikenli bakışlar ve soğuk emirler… israil, Gazze’ye ulaşmaya çalışan tekneleri sanki suçlunun taşıyıcılarıymış gibi gördü." dedi.

Sanatçıların seslen ezgilerle program gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam etti. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA