Üç aylar hakkında değerlendirmelerde bulunan Bingöl Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Tahir Gündüz, üç ayların manevi diriliş için önemli bir mevsim olduğunu ifade etti.

Gündüz, Müslümanların bu aylara bilinçli bir şekilde girmesi ve bu süreci en iyi şekilde değerlendirmesi gerektiğini belirtti.

“Üç aylar, kendimize gelmemiz için, yeniden uyanmamız, dirilmemiz için bir fırsattır”

Üç ayların Müslümanlar için fırsat olduğunu ve üç aylara tövbe ederek başlanılması gerektiğini vurgulayan Gündüz, “Üç aylar, hakikaten Müslümanlar için önemli fırsatlar sunan bir mevsimdir, manevi bir mevsimdir. Fakat Müslümanın bu aylara girerken farkında olması gerekiyor; bunları elinden geldiğince değerlendirmesi gerekiyor. Maalesef her birimiz bu ahir zamanda ister istemez dünyaya kapılıyoruz, kendimizi kaybedebiliyoruz. Ne için yaratıldığımızı ne için dünyaya gönderildiğimizi tam hatırlayamayabiliyoruz, ıskalayabiliyoruz. Dolayısıyla bu üç aylar, kendimize gelmemiz için, yeniden uyanmamız, dirilmemiz için bir fırsattır. Peki nasıl değerlendirmek gerekiyor? Başta tövbe ile başlamak gerekiyor. Yani elbette ki Müslüman her zaman tövbe eder; her hatadan sonra, her günahtan sonra tövbe ve istiğfarda bulunur. Ama özellikle Recep, Şaban, Ramazan ayları geldiğinde, özellikle bu ayların bereketinden istifade etmek için, öncelikle bir tövbeye müracaat etmemiz, Allah’ın kapısına iltica etmemiz gerekiyor. Hiç kimse o kapıdan boş dönmez; bunu bilerek, bu şuurda, bu üç ayların bereketinden, üç aylardaki mübarek gecelerden; Regaip, Miraç, Berat, Kadir Gecesi ve Ramazan-ı Şerif’in bütün gecelerinden, bu üç aylardaki cuma gecelerinden, cumadan önceki gecelerden hakkıyla istifade etmek gerekiyor. İşte dua ve tövbe ile başladığımızda elbette biraz daha şuurla, biraz daha bugünleri değerlendirmek için yeni bir program yaparak bu aylara girmiş oluruz ve bu ayları inşallah doya doya yaşamış, değerlendirmiş oluruz.” dedi.

 “İbadetlerimizi; farzları, nafileleri, sünnetleri iki-üç kat daha fazla artırmamız gerekiyor”

Üç ayları bir program çerçevesinde ihya edilmesi gerektiğini aktaran Gündüz, “Hem Recep hem Şaban ayında Ramazan’a hazırlanması gerekiyor. Maalesef eğer kendimize gelmezsek, bir program yapmazsak; gerek nafile oruçları tutma (pazartesi, perşembe günleri), gerek caminin yolunu öğrenme gerek cemaatle namaz kılma, nafile ibadetler, bunlar sayesinde eğer Ramazan’a alışmazsak, Ramazan’a hazırlanmazsak, Ramazan geldiği gibi geçer. Ne olduğunu hiç bilmeden bir anda elimizden kayıp gider ve maalesef o büyük fırsatı değerlendirmemiş oluruz. Peki, ne yapabiliriz? Başta, yaptığımız ibadetlerimizi; farzları, nafileleri, sünnetleri iki-üç kat daha fazla artırmamız gerekiyor. Daha önce ne yapıyorsak, daha fazla yapmamız gerekiyor. Çünkü bu mübarek aylardaki sevap da fazilet de daha fazladır. Aynı zamanda işte pazartesi-perşembe oruçlarıdır, cuma günleridir, diğer mübarek gün ve gecelerdir; onlara da elimizden geldiğince riayet etmemiz, onları ihya etmemiz gerekiyor. Böylece Ramazan’a vardığımızda inşallah manevi olarak hazırlanmış ve o Kur’an ayına yaraşır bir şekilde o ayı da inşallah idrak etmiş oluruz. Recep hakkında ayrıca faziletine dair hadis-i şerifler var. Şaban hakkında da ayrıca faziletine dair hadis-i şerifler var. Ramazan zaten on bir ayın sultanı; gerek ayeti kerimeler, gerek hadisi şerifler var.” ifadelerini kullandı.

Mardin halkı: Yılbaşı Hristiyanlara ait bir gelenek, Müslümanlar o geceyi ibadetle geçirmeli
Mardin halkı: Yılbaşı Hristiyanlara ait bir gelenek, Müslümanlar o geceyi ibadetle geçirmeli
İçeriği Görüntüle

“Kur’an, Ramazan’ı sultan ettiği gibi, insanı da sultan eder”

Üç aylarda Kur’an okumayı ve Kur’an-ı anlamaya doğru da bir program yapması gerektiğinin altını çizen Gündüz, “Fakat şunu söylememiz gerekir ki Ramazan’a bu değeri katan Kur’an-ı Kerim’dir. Dolayısıyla bizim de özellikle bu üç aylarda Kur’an okuyuşumuz ve Kur’an’ı anlamaya doğru da bir program yapmamız gerekiyor. Ne kadar Kur’an-ı Kerim okuyorsak, Recep’te biraz daha fazla artırmamız gerekiyor; Şaban-ı Şerif’te hakeza. Ramazan’a vardığımızda Kur’an’la ciddi bir şekilde hemhal olmamız, haşır neşir olmamız gerekiyor. Çünkü Kur’an, Ramazan’ı sultan ettiği gibi, insanı da sultan eder. Onun için bir Kur’an-ı Kerim’i okumamız gerekiyor; okumayı bilmiyorsak öğrenmemiz gerekiyor. Çoluk çocuğumuza da aynı şekilde bu şuurla bu işin önemini anlatmamız, onlara da Kur’an dersi vermemiz gerekiyor. Eğer Kur’an-ı Kerim okumayı biliyorsak, o zaman ikinci adım olarak Kur’an-ı Kerim’i anlamaya yönelik bazı okumalar yapmamız gerekiyor. Kur’an-ı Kerim’in meali olabilir, kısa tefsir olabilir. Elhamdülillah, herkese hitap eden tefsirler var; çocuklara hitap eden tefsirler bile var, gençlere hitap eden tefsirler var, kadınlara hitap eden tefsirler var. Dolayısıyla bu mübarek üç ayları ve özellikle de Ramazan-ı Şerif’i bir Kur’an ayı, bir Kur’an mevsimi olarak görüp elimizden geldiğince bunları değerlendirmemiz gerekiyor. Hazreti Peygamber aleyhissalâtü vesselâm’ın bize öğrettiği dua, “Ya Rabbi! Recep ve Şaban’ı bize mübarek kıl ve bizi Ramazan-ı Şerif’e ulaştır.'” diye belirtti. (İLKHA)

Kaynak: İLKHA