Türkiye Yeşilay Cemiyeti, tütün bağımlılığına ilişkin verileri ve tütün bağımlılığıyla mücadelede yol haritasını içeren "Yeşilay Türkiye Tütün Raporu"nu düzenlediği basın toplantısı ile kamuoyuyla paylaştı.
Yeşilay tarafından hazırlanan tütün raporunda, sigara bağımlılığının Türkiye'de ulaştığı düzeyi ve bırakma sürecine ilişkin eğilimleri ortaya koydu. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada her yıl 8 milyondan fazla kişi tütün kullanımına bağlı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor.
Sepetçiler Kasrı'nda bulunan cemiyetin genel merkezinde gerçekleştirilen toplantıya; Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, Yeşilay genel başkan yardımcıları, yönetim kurulu üyeleri ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı.
Yeşilay Bilim Kurulu ve Yeşilay Danışmanlık Merkezi (YEDAM) iş birliğiyle hazırlanan rapor, tütün kullanımının Türkiye'deki yaygınlığını, genç nüfus üzerindeki etkilerini, kullanım eğilimlerini ve profesyonel destek süreçlerini kapsamlı verilerle ortaya koydu.
Rapor, tütün bağımlılığının demografik yapısını, yaş ve cinsiyet dağılımını, sigaraya başlama yaşını ve erken başlama eğilimlerini ele aldı. Ayrıca tütün kullanım sıklığı ve tüketim alışkanlıklar değerlendirilirken, elektronik sigara kullanımındaki artış incelendi. Tütün bırakma girişimine dair verileri, bırakma motivasyonlarını ve karşılaşılan engelleri analiz eden rapor, bağımlılıkla mücadelede sunulan profesyonel destek hizmetlerini ve YEDAM Modeli kapsamındaki psikososyal müdahaleleri de kapsamlı bir biçimde aktardı.
YEDAM'da bir yıl takip edilen altı danışandan beşi sigarayı bırakıyor
YEDAM verileri, sigaraya başlama yaşının 16'ya düştüğünü, sigara kullanan bireylerde ortalama kullanım süresinin 23 yıl, günlük tüketim miktarının ise 22 adet olduğunu gösterdi. Danışanların yüzde 77'si daha önce bırakmayı denemiş olsa da bu girişimlerin yüzde 77,5'inin bir yıldan daha kısa sürdüğü belirlendi. Bulgular, kullanım süresi ve tüketim miktarı arttıkça bırakmanın zorlaştığını, buna karşılık psikososyal destek ve ilaç tedavisinin birlikte uygulanmasının bırakma başarısını belirgin şekilde yükselttiğini ortaya koydu.
YEDAM ile yapılan ilk takip görüşmesinde danışanların yüzde 64,5'inin tütün kullanmamayı sürdürdüğü, 12 aylık takip sonunda ise bu oranın yüzde 84,8'e yükseldiği görüldü. Bu artış, telefonla yapılan takip görüşmelerinin iyileşmeyi önemli ölçüde desteklediğini gösterdi.

Doç. Dr. Mehmet Dinç
"Tütün bağımlılığı diğer bağımlılıklardan daha masum değil"
Bağımlılığın hem birey hem toplum açısından yaşanabilecek en ağır sorunlardan biri olduğunu vurgulayan Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç, "Hiçbir bağımlılık türünün masum, zararsız veya kabul edilebilir görülemez. Bir bağımlılığı masum görmek, diğer bağımlılıklara geçişi kolaylaştırıyor. Bu nedenle bağımlılıklara karşı toplumsal direncin korunması ve herkesin bu konuda sorumluluk üstlenmesi büyük önem taşıyor. Tütün bağımlılığının diğer bağımlılık türlerinden daha az zararlı ya da daha masum değil. Dünya genelindeki veriler bu gerçeği net biçimde ortaya koyuyor." dedi.
"Bu tablo ne kabul edilebilir ne de görmezden gelinebilir"
Dünya çapında her yıl 8 milyon kişinin, Türkiye'de ise 100 binin üzerinde insanın tütün nedeniyle hayatını kaybettiğini hatırlan Dinç, "Dünyada 2 milyon kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor, bunun yüzde 85'i sigaradan kaynaklanıyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne göre tütün bağımlılığı dünyada en normalleştirilmiş ölüm nedeni. Bu tablo ne kabul edilebilir ne de görmezden gelinebilir." diye konuştu.
"Elektronik sigara geleneksel sigaradan daha büyük risk oluşturuyor"
Yeni nesil nikotin ürünlerinin de gençler için artan bir tehdit haline geldiğine dikkat çeken Dinç, "Elektronik sigaranın daha az zararlı olduğu yönündeki algılar gerçeği yansıtmıyor. Bu ürünler hem tasarımları hem de agresif pazarlama stratejileri nedeniyle özellikle çocuklar ve gençler için geleneksel sigaradan bile daha büyük bir risk oluşturuyor. Aromalar, renkli ambalajlar ve dijital platformlardaki hedefli reklamlar, gençleri nikotinle tanıştıran yeni bir kapı hâline gelmiş durumda. Diğer yandan elektronik sigaralar, sigarayı bırakma aracı gibi pazarlanmasının aksine diğer tütün ürünlerine geçişi kolaylaştırıyor. Bu nedenle, tütün ve nikotin ürünlerinin toplumda normalleştirilmiş bir davranış gibi görülmesine karşı güçlü bir toplumsal tutum geliştirmek zorundayız. Erken yaş gruplarına yönelik önleme programlarını yaygınlaştırmak, ebeveynleri ve eğitimcileri bilinçlendirmek, politika yapıcılarla birlikte savunuculuk çalışmalarını güçlendirmek hayati önem taşıyor." şeklinde konuştu.
"Dumansız hava sahası genişletilmeli, denetimler arttırılmalı"
Dünyada tütün bağımlılığına karşı uygulanan etkili önlemler gibi Türkiye'de de benzer koruyucu adımların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Dinç, son olarak şu ifadeleri kullandı:
"Bu kapsamda; okullar, dershaneler ve öğrenci yurtları çevresinde en az 100 metre mesafe şartının zorunlu hale getirilmesi, tütün ürünlerinin vitrin ve raflarda teşhirinin ile dışarıdan görünürlüğünün tamamen yasaklanması, dumansız hava sahasının kapsamının genişletilmesi, dijital mecralarda tütün tanıtımlarının sıkı bir şekilde denetlenmesi ve elektronik sigara satış yasağının kararlılıkla sürdürülmesi gerekir."

Prof. Dr. M. Tayyip Kadak
"YEDAM'a başvuranların yalnızca yüzde 7'si sigarayı sorun olarak görüyor"
Yeşilay Danışmanlık Merkezleri'nin ücretsiz ve gizlilik esasına dayalı psikoterapi ve sosyal hizmet desteği sunduğunu belirten Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak ise bağımlı kişilerin psikolojik destek almaktan çekindiğini bu nedenle güvenli bir ortam sağlanmasının tedaviye katılımı artırdığını ifade etti.
Kadak, "YEDAM kapsamlı bir değerlendirme süreci ve kişiye özgü tedavi modeli uyguluyor. Bağımlılık bir irade sorunu değil, bir beyin hastalığıdır. Bu çerçevede süreklilik ve profesyonel destek, tedavi sürecinin en önemli unsurlarıdır. Toplum, tütün bağımlılığına karşı duyarsızlaştı. Tütün bağımlılığı çoğu zaman bağımlılık olarak görülmüyor. YEDAM'a başvuranların yalnızca yüzde 7'si sigara kullanımını gerçek bir problem olarak görüyor. Bu da bize tütünün toplumda ne kadar normalleştirildiğini gösteriyor." dedi.
Elektronik sigaradaki tasarım ve pazarlama stratejilerinin 18 yaş altındaki gençlerde kullanım oranlarını artırdığına dikkati çeken Kadak, e-sigaraların da geleneksel sigaralar ile aynı bağımlılık mekanizmasına sahip olduğunu ifade etti. (İLKHA)




